Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/373 E. 2023/1776 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/373
KARAR NO : 2023/1776
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/174 E., 2015/198 K.
DAVACILAR : 1….
2. …
3…. vekilleri Av. … vd.
DAVALILAR : 1…. vd.
2. Akdeniz Nüfus Temsilciliği
DAVA TARİHİ : 29.03.2013
KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; baba bir, anne ayrı kardeşlerin sanki aynı anneden doğmuş gibi nüfus kaydına geçtiğini, …’un gerçek annesinin … (…) olduğunu, …’nun babalarının ilk eşi olduğunu, …’un ölü olduğunu, tarafların bu murisin öz çocukları ve mirasçıları olduğunu, …’un 5-6 aylık iken gerçek annesinin öldüğünü, bu nedenle nüfusa 6-8 yaş küçük yazıdırıldığı, hemde analığı olan … üzerine kaydedildiği, davalı …’ın (…) …’un öz kardeşi olduğu, bu durumu bildiği, …’un anne adının gerçeği yansıtmaması nedeniyle çocuklarının tümünün miras paylarını ve mirasçılık durumlarının olumsuz etkilendiği, gerçeklerin aydınlanması ile nüfus kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesinin gerektiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi ile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun gereğince davanın kabulüne talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; 5490 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesine göre ölen şahsın yaş tashihinin yapılmasının mümkün olmadığını, davanın doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin talep bakımından reddinin gerektiğini; 5490 sayılı Kanun’nun 20 nci maddesi gereğince kapalı kayıtlar üzerinden işlem yapılamayacağını, kaydın düzeltilmesi talep edilen … ile …’nın anne-kız bağlarının kurulması istendiği, …’un 01.10.1945 yılında doğduğu, 22.09.1980 yılında da öldüğü, mevcut duruma göre …’nin anne olduğu iddia edilen …’nın ölümünden 10 yıl sonra doğduğunu, 1945 doğumlu ölü …’nin de doğum tarihinin 1933 yılında ölen …’nın ölüm tarihinden önceki bir tarihe göre düzeltilmesini talep ettiğini, mevzuata göre ölü bir kişinin yaş tashihinin yapılması ve nüfusa tescilinin kesinlikle mümkün olmadığını, yaş tashihi yapılamayan ve doğum tarihine göre anne olduğu iddia edilen …’nın 1933 yılında ölümünden tam 12 yıl sonra doğan …’nin … … kızı olması ve nüfus kayıtlarına bu şekilde tashih yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava 4721 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi ve 5490 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi ve 9.05.2020 tarih ve 31122 Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.05.2020 tarih ve 2505 sayılı Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğin 60 ncı maddesi uyarınca açılan anne adını ve ölen şahsın yaşının tashihine ilişkin davadır. Davacıların ölü …’un kendilerinin baba bir anne ayrı kardeşi olduklarını, …’un gerçekte … kızı değil … kızı olduğunu, … doğduktan 5-6 ay sonra gerçek annesi …’nın ölmesi nedeniyle …’nin ikinci eş olan …’den olma gibi nüfusa kaydedildiğini, …’nin nüfusa bu nedenlerle 6-8 sene sonra kaydedildiğini iddia ettikleri, ancak mevcut deliller, dava dışı …, … ve …’nin ölmüş olup, davanın bu şahısların nüfus kayıtlarındaki yaş ve anne adının düzeltilmesine ilişkin olduğu, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 20. Maddesi gereğince kapalı kayıtlar üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağı, hali hazırda ölü …’un kaç yaşlarında olabileceğine dair dosyada yazılı bir delil bulunmadığı, gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; baba bir, anne ayrı kardeşlerin sanki aynı anneden doğmuş gibi nüfus kaydına geçtiğini, …’un gerçek annesinin … (…) olduğunu, …’nun babalarının ilk eşi olduğunu, …’un ölü olduğunu, tarafların bu murisin öz çocukları ve mirasçıları olduğunu, …’un 5-6 aylık iken gerçek annesinin öldüğünü, bu nedenle nüfusa 6-8 yaş küçük yazıdırıldığı, hemde analığı olan … üzerine kaydedildiği, davalı …’ın (…) …’un öz kardeşi olduğu, bu durumu bildiği, …’un anne adının gerçeği yansıtmaması nedeniyle çocuklarının tümünün miras paylarını ve mirasçılık durumlarının olumsuz etkilendiği, davacılar ile davalılar arasında dna testi veya murislerin mezarlarının açılarak dna testi ile gerçeklerin aydınlanması ile nüfus kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesininin gerektiği, kapalı kayıtlar üzerinden yaş tashihi yapılamasa da doğru sicil oluşturulması gerektiğinden kayıtların düzeltilebilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacılar vekili tarafından açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında …’un gerçek annesinin … (…) olup olmadığı, …’un anne adının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, nüfus kaydının hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi ve 5490 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi ve 9.05.2020 tarih ve 31122 Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.05.2020 tarih ve 2505 sayılı Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğin 60 ncı maddesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

3. Değerlendirme
1.Davacılar, murisleri …’un baba bir kardeşleri ile sanki aynı anneden dünyaya gelmiş gibi nüfus kaydına geçtiğini, …’un gerçek annesinin … (…) olduğunu, …’nun babalarının ilk eşi olduğunu, …’un ölü olduğunu,…’un anne adının gerçeği yansıtmaması nedeniyle nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı … Temsilciliği, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, “Dava MK 39. maddesi ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. Maddesi ve yönetmelik 60. maddesi uyarınca açılan anne adınını ve ölen şahsın yaşının tashihine ilişkin davadır. Mevcut deliller, dava dışı …, … ve …’nin ölmüş olması, davanın bu şahısların nüfus kayıtlarındaki yaş ve anne adının düzeltilmesine ilişkin olduğu, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 20. Maddesi gereğince kapalı kayıtlar üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağı, hali hazırda ölü …’un kaç yaşlarında olabileceğine dair dosyada yazılı bir delil bulunmadığı, davacıların davasını ispat edemeyecekleri” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3.6100 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi gereğince olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve olaya uygun yasa maddelerine göre uyuşmazlığı çözmek hakime aittir . 4721 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi ve 5490 sayılı Kanun’nun 36 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir.

4.Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. O halde Mahkemece yapılacak iş, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu gözetilerek, genel hükümler çerçevesinde değerlendirme yapılarak, dayanılan tüm delillerin toplanılarak, tanıkların dinlenilmesi gerekli görülmesi halinde gerçeğe ulaştıracak şekilde DNA testi yaptırılıp davacının muris’i …’un annesinin … (…) olup olmadığının tespiti; mümkün değilse aynı annesel soydan gelip gelmediklerinin tespitinin yapılarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

12.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.