Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/3697 E. 2023/6142 K. 13.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3697
KARAR NO : 2023/6142
KARAR TARİHİ : 13.12.2023


MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/12 E., 2023/31 K.



KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katkı payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen dava yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili ve … kadın vekili tarafından birleşen dava yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; … kadın adına 20 ada 4 parsel sayılı arsada bulunan dairenin kaba inşaat halindeyken alındığını, kaba inşaatın yapımına … kadının babasının bir katkısı olmadığını, inşaatın yapımı ile bedenen ve madden bizzat müvekkilinin ilgilendiğini, PVC parasını müvekkilinin ödediğini, yapımı için elden alınan borçların ödenmesi için çekilen kredinin müvekkilinin maaşından kesildiğini, … kadınının mal kaçırma kastıyla taşınmazı devrettiğini; … kadının 25.000,00 TL birikimi de olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydı ile taşınmazı nedeniyle 40.000,00 TL’nin; … kadın adına tespit edilecek para nedeniyle 12.500,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili 20.07.2016 tarihli dilekçesinde; talep miktarını artırarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmaz yönünden 53.750,00 TL, nakit para yönünden 12.500,00 TL katılma alacağının faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
… kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davalı-davacı erkeğin taşınmazda tek bir kuruş katkısının olmadığını, davalı-davacı erkeğin elden borç almadığını, kredi çektiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davalı-davacı erkeğin o dönemde gelirinden fazla harcama yaptığını, davacı-davalının çektiği krediyi Çatalca’da alınan taşınmazın ½ hissesi için kullandığını; müvekkilinin birikimi olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.07.2017 tarih ve 2011/441 Esas, 2017/493 Karar sayılı kararı ile, birleşen davada tasfiye konusu 20 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tamamının … kadının babası adına kayıtlı iken 10.03.2005 tarihinde 1/4 hissesinin kızı … kadına sattığı, … kadının da hissesini 30.09.2009 tarihinde sattığı, taşınmazdaki 1/4 hissenin … kadın tarafından edinilmiş mallara katılma rejiminin yürürlükte olduğu dönemde edinildiği, davalı-davacı erkeğin taşınmazdaki dairenin kaba inşaat olarak alındığını ve inşaatın yapımı ile müvekkilinin katkısının bulunduğunu belirterek katkı ve değer artış payı alacağı talebinde bulunduğu, taşınmazın nasıl edinildiğine ilişkin gerek boşanma davası gerekse mevcut davada dinlenilen ve birbiri ile örtüşen tanık anlatımlarından; söz konusu taşınmazın … kadına babası tarafından herhangi bir karşılık alınmaksızın verilmiş olup bağışlama niteliğinde olduğu, … kadının kişisel malı olduğu, davalı-davacı erkeğin katılma alacağı bulunmadığı; değer artış payı alacağı talebi yönünden ise, şartların oluşmadığı; birleşen davada tasfiye konusu birikim yönünden ise, boşanma dava tarihinde nakit bir paraya rastlanılmadığı gerekçesiyle; birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.03.2019 tarih ve 2018/229 Esas, 2019/525 Karar sayılı kararı ile, birleşen dava yönünden; 20 ada 4 parsel sayılı taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejiminin yürürlükte olduğu dönemde kazanıldığı, söz konusu taşınmazın … kadına babası tarafından herhangi bir karşılık alınmaksızın verilmiş olup bağışlama niteliğinde olduğu; değer artış payı alacağı talebinin de ispat edilemediği; banka hesabında birikimin de mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olmadığı gerekçesiyle; davalı-davacı erkeğin asıl davaya ve birleşen davaya yönelik başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 24.11.2021 tarih ve 2021/5376 Esas, 2021/8699 Karar sayılı kararı ile, davalı-davacı erkek vekilinin birleşen davada tasfiye konusu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemenin … kadın adına babasından satın alınan taşınmazın bağış olduğuna yönelik kabulü yerinde ise de, taşınmazın tamamının kişisel mal kabul edilerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu, dosya kapsamındaki taraf ve tanık beyanlarına göre taşınmazın devir alındığı tarihte natamam olduğu, evlilik birliği içinde tamamlandığının sabit olduğu, evlilik birliği içinde evin tamamlanması için yapılan masrafların kişisel mal olduğunu ispat yükü … kadında olup dosya kapsamındaki mevcut delillere göre … kadının taşınmazın tamamlanması için yapılan masrafların kişisel malla karşılandığını ispatlayamadığı; o halde, Mahkemece taşınmazın natamam olarak alındıktan sonra evlilik birliği içinde yapılan masraflar yönünden, taşınmazın natamam hali ile yapılan masrafların taşınmazın tamamlanmış halindeki değerine oranlaması yapılarak davalı-davacı erkek lehine artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının açıklanan sebeple bozulmasına; bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına, bozma sebebine göre vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, birleşen dava yönünden; 30.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda, hâlihazırda mesken olarak kullanılmakta olan daire vasıflı taşınmazın tamamının günümüz serbest piyasa gerçek rayiç değerinin 1.133.893 TL olduğu, taşınmazın natamam haldeki arsa + üst yapı – bina toplam rayiç değerinin 929.447,00 TL, sadece üst yapı – bina rayiç değerinin 204.447,00 TL, tamamlanmış haldeki arsa + üst yapı – bina toplam rayiç değerinin 1.133.893 TL, sadece üst yapı – bina rayiç değerinin 408.893,00 TL olduğu, buna göre; taşınmaza evlilik birliği içinde yapılan masrafların (204.447,00 TL), taşınmazın tamamlanmış halindeki değerine oranının sadece üst yapı-bina yönünden % 50’ye tekabül ettiği, hem arsa hem üst yapı-bina yönünden % 18’e tekabül ettiği, ancak taşınmazın … kadın tarafından 30.09.2009 tarihinde satıldığı tarihteki toplam değerinin takribi 293.537,00 TL’ye mütehammil olduğu, bunun takribi 105.673,00 TL’lik kısmının üst yapı-bina bedeline, takribi 187.864,00 TL’ lik kısmının ise arsa payı bedeline denk geldiği, üst yapı bina bedelinden evlilik birliği içinde yapılan tamamlama harcama bedelinin ise takribi 52.837,00 TL olduğu, bu harcama bedelinin taşınmazın tamamlanmış bedeline oranının ise % 50 olduğu tespit edildiği; bozma sonrası yapılan yargılamada tasfiyeye konu taşınmazın natamam olarak alındıktan sonra evlilik birliği içinde yapılan masrafların kişisel malla karşılandığı davacı kadın tarafından ispatlanamadığı, taşınmazın natamam hali ile yapılan masrafların taşınmazın tamamlanmış halindeki değerine oranlaması yapılarak davalı-davacı erkeğin katılma alacağı olarak belirlendiği ve bilirkişi tarafından yapılan tespit ve Mahkemece yapılan hesaplama doğrultusunda karar verildiği gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 26.418,50 TL katılma alacağının karar tarihi olan 10.01.2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili ve … erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; karara en yakın tarihteki değerin esas alınarak alacağın hesaplanması gerektiğini, 2009 yılında tespit edilen değerin en yakın karar tarihine güncellenmesi gerektiğini, faiz başlangıcının da bozma öncesi karar tarihi olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2…. kadın vekili temyiz dilekçesinde; ispat yükünün davalı-davacı erkekte olduğunu, davalı- davacı erkeğin taşınmazın natamam olarak edinildiğini ispatlayamadığını, taşınmazın tamamlanmış olarak müvekkiline devredildiğini, bozmaya uyarak yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın yetersiz, gerekçesiz ve çelişkili olduğunu, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, müvekkilinin taşınmazı devrettikten sonra malikinin taşınmazı yeniden boyattığını, karton piyerini yaptırdığını, doğalgazını döşettiğini, duşakabin-parke-balkon pimapeni ve çelik kapılarını yaptırdığını; davalı-davacı erkeğin taşınmaza katkı yapacak ekonomik gücünün olmadığını; davanın kısmen kabul edilmesine rağmen reddedilen miktar yönünden müvekkili lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tasfiyede malın hangi tarihteki değerinin esas alınması gerektiği, faizin başlangıç tarihi, taşınmazın devralındığı ve devredildiği tarihteki durumu ve bu hususun ispatı, vekâlet ücreti ve usuli kazanılmış hak toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (AAÜT) 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmasına göre, … kadının vekilinin esasa yönelik tüm, davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (4721 sayılı Kanun md. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre tasfiye tarihi, karar tarihidir.

4.Davalı-davacı erkek vekilinin birleşen davada tasfiye konusu taşınmazın değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, tasfiye konusu taşınmaza yapılan tamamlama bedelinin 30.09.2009 tarihinde belirlenen bedelinin 52.837,00 TL olduğu, Mahkemece, yukarıda izah edilen ilkeye aykırı şekilde, tasfiye konusu taşınmaza yapılan tamamlama bedelinin karar tarihinden (10.01.2023) yaklaşık yirmi iki yıl önceki, taşınmazın boşanma dava tarihinden sonraki devir tarihi olan 30.09.2009 tarihindeki güncel değerine itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. O halde, Mahkemece, tasfiye konusu taşınmaza yapılan tamamlama bedelinin tasfiye (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarihteki) tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değerleri belirlendikten sonra, talep miktarı ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1…. kadının vekilinin esasa yönelik tüm, davalı-davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen davada güncel değer yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre … kadın vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden …’e iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden …’e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.