Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/3456 E. 2023/2473 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3456
KARAR NO : 2023/2473
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1545 E., 2023/340 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısman kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara … 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/402 E., 2022/505 K.

Taraflar arasındaki boşanma-tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 08.10.2020 tarihli, 2020/374 E., 2020/535 K. sayılı karar ile kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, bu karar davalı erkek tarafından istinaf edilmiş, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesinin 14.04.2021 tarihli ve 2021/81 E., 2021/743 K. sayılı kararı ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksikler giderilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrası İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda 29.06.2021 tarihli, 2021/372 E., 2021/443 K. sayılı karar ile kadın tarafından açılan boşanma davası ile tedbir nafakası dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması sebebiyle davaların birleştirilmesine karar verilmiş olup her iki dava hakkında İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun ) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine, asıl davada 4721 sayılı Kanunu’nun 162 nci maddelerine dayalı boşanma talebinin reddine ve birleşen tedbir nafakası davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1986 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, iftira attığını, sık sık ortak konutu terk ettiğini, … sarsıcı davranışta bulunduğunu iddia ederek davanın kabulü ile tarafların öncelikle 4721 sayılı Kanunu’nun 162 … maddesi hükmü uyarınca mümkün olmaması durumunda 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarına boşanmalarına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, 5.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasalı faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, ortak konutu terk ettiğini, daha önce de beş kez ortak konutu terk ettiğini, ortak çocukları ve kadının zorunlu ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkeğin emekli olduğunu, aylık düzenli gelirinin olduğunu, kendisinin ise ev hanımı olduğunu ve geliri olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı erkek asıl davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, ekonomik şiddet uyguladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ortak konuttan kovduğunu, kadının maddî durumunu … olduğunu, miras yolu ile mal varlığı intikal ettiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli, 2020/374 Esas, 2020/535 Karar sayılı kararı ile kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 14.04.2021 tarihli ve 2021/81 Esas, 2021/743 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının denetime elverişli olmayacak ve yeterli gerekçeden yoksun olacak şekilde yazılması sebebiyle davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksikler giderilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 29.06.2021 tarihli, 2021/372 Esas, 2021/443 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı doğrultusunda kadın tarafından açılan tedbir nafakası dava dosyası ile yine kadın tarafından açılan boşanma dava dosyasının, aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunması sebebiyle davaların birleştirilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, ortak konutu terk etmekle tehdit ettiği, psikolojik şiddet uyguladığı, cimri olduğu, birlik görevlerini ihmal ettiği, sık sık ortak konutu terk ettiği, cep telefonundan pornografik içerikli görüntüler izlediği bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, her ne kadar erkek tarafından kadının kendisine fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmişse de dinlenen tanık beyanları ile bu vakıanın ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, her ne kadar kadın tarafından aynı Kanun’un 162 … maddesi hükmü uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesi talep edilmişse de yasal koşulları oluşmadığından bu talebin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksuluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanma nedeniyle zedeleneceği, erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, paranın alım gücü, ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının birleşen tedbir nafakası davasında ise erkeğin ortak konutu terk ettiği, birlik görevlerini ihmal ettiği, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatladığı gerekçesiyle birleşen davanın kısmen kabulü ile kadın yararına birleşen dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 900,00 TL, karar tarihinden itibaren ise aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, hüküm altına alınan tedbir nafakasının her yıl üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranında arttırılmasına, kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davasının işbu dava dosyasından tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, dinlenen tanık beyanlarının gerçek dışı olduğu ve hükme esas alınamayacağı, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılması gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile birleşen tedbir nafakası davasında, İlk Derece Mahkemesince birleştirme karar tarihinden önce verilen 08.10.2020 tarihli ilk hükümde kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, bu hükmün erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerekçeli kararın denetime elverişli olmayacak ve yeterli gerekçeden yoksun olacak şekilde yazılması sebebiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından istinaf incelemesi yapılan 16.06.2022 tarihli kararda kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına karar tarihi itibariyle aylık 1.500,00 TL olarak hükmedilmişse de İlk Derece Mahkemesi tarafından birleştirme karar tarihinden önce verilen ilk hüküm sadece erkek tarafından istinaf edildiğinden tedbir nafakası miktarı yönünden erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, kadının ayrı yaşamaktan haklı olduğunu ispatladığı ve kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmasa da belirtildiği üzere söz konusu nafakanın erkek yararına oluşan usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde karar tarihi itibariyle miktarının arttırılmasına karar verilmesinin … olmadığı belirtilerek; davalı erkek vekilinin istinaf itirazının, birleşen tedbir nafakası davası yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen tedbir nafakası davası yönünden kaldırılmasına, kadın yararına dava tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek üzere aylık 900,00 TL tedbir nafakasına, kadının fazlaya ilişkin isteminin reddine, davalı erkek vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle boşanma davasının kabulü ve fer’îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin … olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası ile yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yargılama giderlerinin erkek aleyhine hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 326 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 … maddesi ve 371 … maddesi. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 … maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 … maddesi, 51 … maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.