Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/3384 E. 2023/4606 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3384
KARAR NO : 2023/4606
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/150 E., 2023/639 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/227 E., 2022/481 K.

Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Hollanda Rotterdam 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.02.2006 tarihli 249796/F1 RK 05-2836 numaralı dosyası üzerinden verilen karar ile boşandıklarını ve kararın kesinleştiğini, boşanma kararının Türkiye Cumhuriyeti makamlarınca da geçerli kılınması için tanınması ve tenfizine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile Hollanda Rotterdam 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.02.2006 tarihli 249796/F1 RK 05-2836 numaralı dosyası üzerinden verilen yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kötü niyetli olarak bu davanın açıldığını, kararın zamanaşımına uğradığını, mahkeme ilamında kesinleşme şerhinin bulunmadığını, tarafların boşanma kararından sonra birlikte yaşamaya devam ettiğini ve 2017 doğumlu … adında bir kızlarının olduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 22.02.2022 tarih ve 2021/370 Esas, 2022/92 Karar sayılı kararı ile 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun(5718 sayılı Kanun) 53 üncü maddesinde “İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.”’ hükmünün düzenlendiği, dava dilekçesine ait yabancı mahkeme ilamında kararın kesinleştiğine dair bir ibarenin bulunmadığı, davacı tarafa verilen sürede talebe konu ilamın kesinleşmiş olduğunun belgelenemediği anlaşılmakla, açılan davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilinin tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarih 2022/1398 Esas, 2022/1963 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince 21.12.2021 tarihli birinci celsenin 1 nolu ara kararında “Yargılamaya konu yabancı mahkeme ilamında ayrıca kesinleşme tarihinin belirtilmemiş olması, sadece evlilik kalıcı olarak sona ermiştir ibaresinin bulunması sebebiyle davacı vekiline yabancı mahkeme ilamının kesinleşme tarihini belgelemesi hususunda gelecek celseye kadar süre verilmesine,” denildiği ancak, verilen süresin kesin süre olup olmadığı belirtilmediği gibi verilen süre içerisinde ilgili belgelerin sunulmaması halinde yaptırımının ne olacağının belirtilmediği anlaşıldığından verilen sürenin herhangi bir hüküm ifade etmeyeceği, bu durumda davacı tarafa usulüne uygun kesin süre verilmek suretiyle ilgili belgelerin sunulmasının istenilmesi, sunulmaması halinde yaptırımlarının ne olacağı da belirtilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesinin gerektiği, davacı tarafından 29.03.2022 tarihinde yargı ve nüfus kayıt örneği başlıklı ilgili belgeleri sunduğu anlaşıldığından, sunulan bu belgeler değerlendirilerek sonucu uyarınca olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için kararın kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki dava bakımından, tenfizi istenilen yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca onanmış aslı/onaylı sureti, ilâmın Türkçe tercümeli onaylı sureti ve ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazının dosyaya sunulduğu, Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşmanın bulunduğu, yabancı ülke mahkemesince verilen ilâmın incelenmesinde de; Türkiye Cumhuriyeti Devleti kamu düzenine açıkça aykırı bir yönünün bulunmadığı, ilâmın, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konuya ilişkin olmadığı ve kendisine karşı tenfiz istenen kişinin, hükmü veren yabancı mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmadığına veya o mahkemede temsil edilmediğine ya da kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verildiğine dair dosyada bir delil bulunmadığı, buna yönelik bir itirazın da gündeme gelmediği, davada yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ilişkin Hollanda Rotterdam 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 249496/F1 RK 05-2836 dava ve dilekçe numaralı 06.02.2006 kesinleşme tarihli boşanma ilamının tanınması ve tenfizine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı .davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığı, tarafların yurt dışlında 15 yıl önce boşandıklarını ancak Türkiye’ye gelerek evliliklerini devam ettirdikleri, iki tane ortak çocuklarının daha dünyaya geldiğini, davalının boşanma davası açmasından sonra kötü niyetle tanıma ve tenfiz davasının açıldığını, davanın 10 yıldan uzun süre sonra açılmış olması nedeni ile zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiği, davanın kesinleşme tarihinin işbu davadan sonraki tarih olduğu ve kesinleşmeyen karar için bu davanın açılamayacağını, tenfiz isteminin reddi gerekirken tamamının kabulünün hatalı olduğunu belirterek hükmün tümü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, yabancı mahkeme kararında boşanma dışında icrası gereken bir hüküm mevcut olmadığına göre, verilen kararın tenfiz değil, tanıma niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf taleplerinin reddinin hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin bulunmadığını, dava açıldıktan sonra kesinleştirmesi yapılan bir kararın bulunduğu açılan davanın bu nedenle reddi gerektiği, davacının kötü niyetli olduğu, nafaka ve tazminat talepli boşanma davası açılınca bu yola başvurduğu, kararın zaman aşımına uğradığı, tarafların evliliğinin devam ettiği bu nedenle bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, tenfiz talebi yok diye tenfize yönelik istinaf talebimizin reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi yasal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır..

2. İlgili Hukuk
5718 sayılı Kanun’un 50 nci, 52 nci, 54 üncü ve 58 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.