Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/311 E. 2023/1982 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/311
KARAR NO : 2023/1982
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1451 E., 2022/1687 K.
TALEP EDEN (DAVALI) : … vekili Av. …
TALEP EDİLEN (DAVACI) : … vekili Av. …,
DAVA TARİHİ : 02.07.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/175 E., 2022/422 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın yargılamanın iadesi talep eden vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksik harçların ikmal edilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın yargılamanın iadesi talep eden vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı yargılamanın iadesi talep eden vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı yargılamanın iadesi talep eden vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadın 2008 yılında açılan boşanma davası neticesinde, davanın kabulüne, tarafların boşanmasına ve kadın yararına fer’îlerine karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, kadının aynı dilekçesi ile 4721 sayılı 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 196 ncı maddesi gereğinci 43.200,00 TL’nin tahsilini talep ettiğini, mahkemece 09.05.2017 tarihli 2015/507 Esas, 2017/326 Karar sayılı kararı ile kısmen kabul edilerek boşanma dava tarihi olan 08.10.2008 tarihinden geriye dönük 1 yıl için geçerli olmak üzere 4721 sayılı Kanun’nun 196 ncı maddesi gereği davalının davacıya parasal katkısının aylık 2.000,00 TL olduğunun tespitine (toplam 24.000), şeklinde hüküm kurulduğunu, Yargıtay incelemesinden geçen mahkemenin işbu yargılamanın iadesi istemine konu hükmünün, vekalet ücretine ilişkin bozma kısmı hariç olmak üzere hukuka aykırı olarak şeklen kesinleştiğini, dosyanın 2019/760 Esas numarası alarak tekrar mahkemenin önüne geldiğini, bu talebin boşanma davası ile birlikte açılamayacağını, 4721 sayılı Kanun’un 196 ncı maddesinin evliliğin devamı sırasında uygulanabileceğini, boşanmadan sonra uygulanması ve icrası mümkün olmayan sonuç doğurduğunu, mahkemeyi yanıltmak, kötü niyetli, olmak haksız talepleri haklı mecraya çekmek, kötü niyetle hareket ettiği bu davranışları nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması ve aynı maddenin (g) bendi gereğince lehine karar verilen tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması nedenlerine gereğince Mahkeme’nin 09.05.2017 tarihli 2015/507 Esas, 2017/326 Karar sayılı kararı hukuken etkisiz hüküm niteliğinde olduğunu ileri sürerek 6100 sayılı Kanun’nun 374 ve 375 inci maddeleri gereğince davasının kabulüne yargılamanın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, boşanma davası sırasında ileri sürülen olayların değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu, yargılamanın iadesi sebeplerinin kanunda sınırlı sayma ilkesi ile belirlendiği ve yargılamanın iadesini talep eden vekilinin iddialarının bu sebeplerden biri olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2020 tarih ve 2020/329 Esas, 2020/417 Karar sayılı kararı ile yargılamanın iadesi talebinde bulunan taraf vekilinin mahkememizin 2015/507 Esas, 2017/326 Karar sayılı ilamının hukuken etkisiz hüküm oluşturduğu ve yargılamanın iadesi gerektiği iddiası ile talepte bulunduğu, 6100 sayılı Kanun’un 375 inci maddesi uyarınca yargılamanın iadesini gerektiren sebepler sınırlı olarak belirtildiği, bunlar dışındaki bir sebepten dolayı, yargılamanın iadesi yoluna gidilemeyeceği, yargılamanın iadesi talebinde bulunan vekilinin anılan maddede belirtilen sebeplerden birine dayanmadığı, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesi talebinde bulunan vekili tarafından tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2022 tarih ve 2021/1982 Esas, 2022/181 Karar sayılı kararı ile davanın, yargılamanın iadesi istemine ilişkin olduğu, yargılamanın iadesi talebini içeren davanın bağımsız bir dava niteliğinde olduğu ve harca tabi bulunduğu, bu hususun 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (492 sayılı Kanun) 10 uncu maddesinde açıkça vurgulandığı, yargılamanın iadesi davasında başvuru, maktu peşin karar ve ilam harcının alınmadığı, 492 sayılı Kanun’un 30 ve 32 nci maddeleri uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, 492 sayılı Kanun’da belirtilen şekilde harç eksikliğinin giderilerek bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İLK DERECE MAHKEMESİNİN SON KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile harç eksikliğinin giderildiği, yargılamanın iadesi talebinde bulunan vekilinin Mahkemenin 2015/507 Esas, 2017/326 Karar sayılı ilamının hukuken etkisiz hüküm olduğundan yargılamanın iadesi gerektiğini ileri sürdüğü, bu talebin 6100 sayılı Kanun’un 375 inci maddesinde yer alan yargılamanın iadesi sebebinden birine dayanmadığı, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesini talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Yargılamanın iadesini talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin 2008/939 Esas, 2010/1303 Karar sayılı tarafların boşanmaları ve fer’îlerine ilişkin karar, Yargıtay 2.Hukuk Dairesince davacının manevi tazminat isteğinin reddi doğru görülmediği, davacının 4721 sayılı Kanun’un 196 ncı maddesi gereğince eve yaptığı son bir yıllık katkı karşılığı tazminat ve 4721 sayılı Kanun’un 199 uncu maddesi gereğince davalının tasarruf yetkisinin sınırlanmasına yönelik istekleri olduğu, bu isteklerin harca tabi olduğu, bu istekler yönünden 490 sayılı Harçlar Kanunu’ nun (490 sayılı Kanun) 30 ve 32 nci maddeleri gereğince harçlar ikmal ettirilerek bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmasına, diğer yönlenden ise onanmasına karar verildiği, bu kararı ilişkin karar düzeltme isteğinin reddine, karar verildiği, bozma sonrası mahkemenin 2012/615 Esas sayısı ile yapılan yargılama neticesinde 06.06.2013 tarihinde verilen kararın kararın Yargıtay 2.Hukuk Dairesince manevi tazminata yönelik hükmün onanmasına, 4721 sayılı Kanun’un 196 ncı maddesi gereğince hüküm altına alınan miktar Yargıtay denetimine elverişli nitelikte olmadığından, denetime olanak vermeyecek şekilde hüküm kurulması, davalının ailenin geçimi için yapacağı aylık parasal katkı miktarının belirlenmesi (tespit edilmesi) ile yetinilmesi gerekirken , edayı içerir nitelikte yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatatı olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği, bozmaya uyularak mahkemenin 2015/507 Esas sayısı ile yapılan yargılama sonunda verilen kararın Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2019/4813 Esas, 2019/10532 Karar sayılı kararı ile Dairenin 2018/2251 Esas ve 2018/13191 Karar sayılı 20.11.2018 tarihli onama ilamının vekalet ücreti yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar verildiği, vekalet ücreti yönünden mahkemenin 2019/760 Esasına kaydedildiği, 30.06.2020 tarihinde karar verildiği, bu haliyle kesinleşen yönlerden yargılamanın iadesi talebinde bulunulduğunun anlaşıldığı, ancak yargılamanın iadesi talebinde bulunan vekilinin ileri sürdüğü “etkisiz hüküm” itirazının 6100 sayılı Kanun’un 375 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesi talebinde bulunan davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Yargılamanın iadesi talebinde bulunan vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde, istinaf başvurusunda da 6100 sayılı Kanun’un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile (h) bendine dayalı olarak kanunda belirtilen sebeple yargılamanın iadesi davası açtıklarını, boşanma talepli davada kadının mahkemeyi yanıltarak boşanma davası sırasında verilemeyecek bir taleple doğru teşekkül etmesini engellediğini, bilerek yanlış yönlendirmenin de hileli davranış olarak kabul edilmesi gerektiği, bu şekilde ilerleyen mahkemece verilen hükmün maddî anlamda kesinleşmiş görünse dahi etkisiz bir hüküm ortaya çıktığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma konusunda karar veren Mahkemenin, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin konularda yetkisinin bulunup bulunmadığı, asıl davada davacı olan tarafın hileli bir davranışının bulunup bulunmadığı, yargılamanın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 375 inci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (h) bendi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup yargılamanın iadesini talep eden vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.