Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/3061 E. 2023/3741 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3061
KARAR NO : 2023/3741
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

KARAR : Kısmen ret

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemesince her iki tarafın da maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili 08.10.2012 havale tarihli dava dilekçesi ile; tarafların evliliklerinin kadının tam kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının erkeğin rahatsızlığını ileri derece akıl hastalığı gibi algılayıp eşini sarsan hareketler yaptığını, eşinin iyileşmesi için destek olmak yerine onu üzdüğünü, tedaviye destek olmadığını, çevreye erkeğin şizofren olduğunu söylediğini ileri sürerek erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili 12.11.2012 havale tarihli cevap dilekçesi ile; dava dilekçesindeki hususları kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin ödenmesine ve mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.06.2015 tarih ve 2012/892 Esas, 2015/376 Karar sayılı kararıyla; erkeğin evlendikten bir süre sonra psikolojik rahatsızlıkları oluştuğu, tanı konulduğu, davalı-davacı kadının bu hastalık döneminden önce de ayrılmaya karar verdiği, erkeğin rahatsızlığı sebebiyle gündeme tekrar getirmediği, hastalık döneminde davalı-davacı kadının eşi ile yeterince ilgilenmediği, teşhis yapıldıktan sonra da erkeğin ortak konuta gelmesini istemediği, eşinin ailesini de eve almadığı, dönem dönem ziyaret için gittiği, o dönemde de erkeğin rahatsızlığı ile ilgilenmediği, doktor tavsiyesi ve eşinin talebine rağmen yanında olmadığı, davalı-davacı kadının kardeşinin düğününde eşine yakın durduğu, bu durumu da ona acıdığını söyleyerek açıkladığı, davalı-davacı kadının eşinin rahatsızlığından eşinin ailesini sorumlu tutuğu, tedavinin ardından erkeğin iyileştiğini söyleyerek evine dönmek istemesi üzerine kadının boşanmak istediğini söylediği, eşini eve kabul etmediği, ortak konuttan bir kısım eşyaları alarak ayrıldığı; buna göre taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalı-davacı kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, erkeğin rahatsızlığı neticesinde kadın açısından çekilemez nitelikte davranışlarının bulunmadığının tespit edildiği yönünde yapılan değerlendirme ile erkeğin boşanma davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının ispatlanamayan birleşen boşanma davası ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, her iki boşanma davasında erkek lehine maktu vekâlet ücreti takdirine, kadının ziynet ve mal rejimine ilişkin davasının tefrikine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin, 31.10.2016 tarihli ve 2016/20276 Esas, 2016/14178 Karar sayılı ilâmıyla; dosya kapsamında erkeğin rahatsızlığına ilişkin olarak alınan raporlar arasında çelişki olduğu bu iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek görüş alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 09.04.2021 tarihli ve 2017/37 Esas, 2021/249 Karar sayılı kararıyla; bozma ilâmında belirtilen eksikliklerin tamamlanması suretiyle Adli Tıp Genel Kurulu’ndan alınan rapor neticesinde erkeğe vasi atanmasını gerektirecek bir durumun olmadığı, kendisine yasal danışman tayin edilmesinin uygun olacağı yönünde yapılan değerlendirme ile Mahkemece erkeğe yasal danışman atandığı, erkeğin psikolojik rahatsızlığı olduğunun sabit olduğu ve rahatsızlığın neticesi olarak birtakım davranışlar sergilemesinin de muhtemel olarak değerlendirildiği, öte yandan kadının eşine karşı eş sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının boşanma davasının reddine, erkeğin birleşen tazminat davasının kabulü ile erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ve kadının boşanma davası ile erkeğin birleşen tazminat davasında erkek lehine maktu vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve kadının tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Dairemizin 04.10.2021 tarihli ve 2021/7205 Esas, 2021/6816 Karar sayılı ilâmıyla; mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan rapor neticesinde erkeğe vasi atanmasının gerek olmadığının belirtildiği, bu durumda erkeğe kusur yüklenmeyerek kadının eşi ile ilgilenmemesi nedeniyle tam kusurlu olduğunun kabulünü gerektiği yönünde belirlemenin hatalı olduğu, dosya kapsamında erkeğin süregelen ilgisizliğinin bulunduğu ve bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediği, gerçekleşen bu kusurlar karşısında ilgisiz davranarak birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek ile eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen kadının boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, kadının tam kusurlu olarak kabul edilmesinin sonucu olarak erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile kadının kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden ise kararın onanmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın kabulüne ve birleşen tazminat davasının kabulüne, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle her iki tarafın da maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, daha önceden harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konusunda verilen karar temyiz edilmeden kesinleştiğinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece bozmaya uyularak erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olmasına rağmen erkeğin birleşen tazminat davasının kabulüne karar verilerek erkeğin birleşen tazminat davasında kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin ve yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılmamasının hatalı olduğunu belirterek erkeğin birleşen tazminat davasının kabulü ile erkeğin birleşen tazminat davasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma kararına uyulmasına karar veren Mahkemece bozma kararının amacına uygun olarak karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri.

3.Değerlendirme
Dairenin 04.10.2021 tarih ve 2021/7205 E., 2021/6816 K. sayılı ilâmında, eşine ilgisiz davranarak birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek ile eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen kadının boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, kadının tam kusurlu olarak kabul edilmesinin sonucu olarak erkeğin birleşen tazminat davasında talep ettiği maddî ve manevî tazminatların kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. Usuli müktesep hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla, bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.

Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece bozma ilâmına uyulmakla kadın yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu durumda, bozma kararına uyulmasına karar veren Mahkemece erkeğin maddî ve manevî tazminat talepli birleşen davasının reddine karar verilerek erkeğin birleşen davasında kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının erkeğin birleşen tazminat davasının kabulüne karar verilmiş olması ve erkeğin birleşen tazminat davasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.