Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/3006 E. 2023/5910 K. 05.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/3006
KARAR NO : 2023/5910
KARAR TARİHİ : 05.12.2023


MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/15 E., 2023/198 K.



KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/438 E., 2022/646 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne ve fer’îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile usuli eksiklikler nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne ve fer’îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı dava cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, beş yıldır ayrı yaşadıklarını, babalık görevlerini yapmadığını, evin ve ortak çocuğun maddî ihtiyaçlarını karşılamadığını, aşırı kıskanç olduğunu, kadını tehdit ettiğini iddia ederek asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. 18.12.2018 tarihli celsede nafakalara yönelik talep sonucunu açıklamak suretiyle; kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğunu, 2011 yılında erkek tarafından açılan boşanma davasında tarafların barışmaları nedeniyle tanık listesi sunulmadığından davanın reddine karar verildiğini, iş bu boşanma dosyası neticelendikten sonra kadının ortak konutu terk ettiğini ve fiilen o tarihten sonra ayrıldıklarını, kadın tarafından 2016 yılında açılan boşanma davasında kadının gider avansı ve harçları kesin sürede ödememesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, çocuğun özel okul masraflarını erkek tarafından karşılandığını iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 18.12.2018 tarih ve 2017/398 Esas, 2018/1012 Karar sayılı kararında özetle; davalı erkek eşin “ben bundan bıktım bunu alın” şeklinde beyanda bulunduğu, kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, eve bakmayıp ekonomik katkıda bulunmadığı gerekçesiyle tarafların boşanmalarına,ortak çocuğun velâyetinin sosyal inceleme raporu ve davalı erkeğin velâyeti istememesi nedeniyle kadına verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir- iştirak nafakası takdirine, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası takdirine, kadının boşanma yüzünden mevcut ve beklenen yararlarının zedelendiği ve kişilik haklarının saldırıya uğradığı sabit olduğundan kadın yararına 12,000,00TL maddî, 11,000,00TL manevî tazminat takdirine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili asıl davanın kabulü, karşı dava yönünden hüküm kurulmaması, dava dilekçesinde açıkça davacı kadının iştirak nafakası ve tedbir nafakası talebi olmamasına İlk Derece Mahkemesi’nin bunlar hakkında taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar vermiş olması, dava dilekçesinde açıkça miktarları belirtilmeyen kadın yararına maddî-manevî tazminat ve miktarları ile nafaka ve miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 03.10.2019 tarih ve 2019/594 Esas, 2019/713 Karar sayılı kararı ile özetle; İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin cevap dilekçesinin karşı dava dilekçesi olarak nitelendirilmesine rağmen, karşı dava yönünden harç alınmadan yargılamaya devam edildiği, davalı erkeğin, karşı davası hakkında hüküm tesis edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, karşı davadaki harca ilişkin usulü işlemlerin tamamlanması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği, cevap ve karşı dava dilekçesinin davacı kadına tebliği, davacı kadının cevaba cevap vermesi halinde iş bu dilekçenin karşı davacı erkek vekiline tebliği ile 2. cevap dilekçesi verme süresi beklendikten ve dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra boşanma yönünden ön inceleme duruşmasının yapılması; tanık ifadelerinde yer ve zaman kavramı açıklattırılarak ayrıntılı ifadelerinin alınması gerektiğinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak anılan eksiklikler giderilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin cevap için belirlenen süre içinde karşı dava dilekçesi verdiği ve harcı yatırdığı, erkek eşin kadın eşe tokat attığı, demirle dövüp fiziksel şiddet uyguladığı, eve bakmadığı, yeterince ekonomik katkıda bulunmadığı, sorumsuz bir kişiliğe sahip olup eşini azarladığı, ‘şuraya gitmeyeceksin, buraya gitmeyeceksin’ şeklinde özgürlüğünü kısıtladığı, çocuğuna dahi bakmadığı, erkek eşin kusurlu olduğu bu nedenle asıl davanın kabulünün gerektiği, Gebze 1. Aile Mahkemesinin 12.09.2012 tarih 2011/1834 Esas, 2012/1187 Karar sayılı dosyasında erkek eşin açmış olduğu evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının kanıtlanamadığından reddedildiği, yine Gebze 1.Aile Mahkemesinin 2016/693 Esas, 2017/401 Karar sayılı dosyasında kadının boşanma davasının ise avansın yatırılmaması nedeniyle usulden reddedildiği, karşı davada ise erkek eşin kadın eşin kusurlarını ispatlayamadığı, hal böyle olunca, davalı-karşı davacı erkek vekilinin davasının reddi, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise, boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası takdirine, kadının boşanma yüzünden mevcut ve beklenen yararlarının zedelendiği ve kişilik haklarının saldırıya uğradığı sabit olduğundan kadın yararına 12,000,00 TL maddî, 11,000,00 TL manevî tazminat takdirine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kusurlu hareketlerini ve tarafların sosyal ekonomik durumlarının göz önüne alındığında maddî ve manevî tazminat miktarları ile nafaka miktarlarının az takdir edildiği, iştirak nafakasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafları arasında görülen Gebze 1. Aile Mahkemesi’nin 2016/693 Esas sayılı dosyasının kesinleşmediği iş bu nedenle istinaf incelemesine konu dosyanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, dosyaya delil olarak sundukları ses kayıtlarının incelenmediği, asıl davanın kabulü, karşı dava yönünden hüküm kurulmaması, dava dilekçesinde açıkça davacı kadının iştirak nafakası ve tedbir nafakası talebi olmamasına İlk Derece Mahkemesi’nin bunlar hakkında taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar vermiş olması, dava dilekçesinde açıkça miktarları belirtilmeyen kadın yararına maddî-manevî tazminat ve miktarları ile nafaka ve miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli ve 2023/15 Esas, 2023/198 Karar sayılı kararıyla; Gebze 1. Aile Mahkemesi’nin 2016/693 Esas, 2017/401 Karar sayılı boşanma dava dosyası içersindeki karar incelendiğinde gider avansı yatırılmadığı için usulden ret kararı verildiği, derdestlik itirazının şartlarının oluşmadığı, boşanmaya ilişkin vakıalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadına atfedilecek bir kusurun ispatlanamadığı, bu sebeple asıl davanın kabulünün, karşı davanın reddinin yerinde olduğu, davalı- karşı davacı erkek, 25.10.2021 havale tarihli dilekçesi ile, ses kaydı sunarak davacı kadının kendisine ve çocuğuna hakaret ettiğini belirtmiş ise de; dava tarihinden sonra meydana gelen olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, bu nedenle Mahkemece CD’ çözümünün yaptırılmamasının esasa etkili olmadığı, ortak çocuğun yargılama sırasında reşit olduğu anlaşılmakla, Mahkemece velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmemiş ise de velâyet ve iştirak nafakası konusuz kaldığından bu konuda hüküm kurulmamasının esasa etkili bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan davacı kadın yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesinde ve kadının 2014 yılından beri sigortasının bulunmadığı, bu halde düzenli bir işi ve geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile tarafların tüm istinaf taleplerinin, ayrı, ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kusurlu hareketlerini ve tarafların sosyal ekonomik durumlarının göz önüne alındığında maddî ve manevî tazminat miktarları ile nafaka miktarlarının az takdir edildiği, iştirak nafakasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönlerindenkararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafları arasında görülen Gebze 1. Aile Mahkemesi’nin 2016/693 Esas sayılı dosyasının kesinleşmediği iş bu nedenle istinaf incelemesine konu dosyanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, dosyaya delil olarak sundukları ses kayıtlarının incelenmediği, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, dava dilekçesinde açıkça davacı kadının iştirak nafakası ve tedbir nafakası talebi olmamasına İlk Derece Mahkemesi’nin bunlar hakkında taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar vermiş olması, dava dilekçesinde açıkça miktarları belirtilmeyen kadın yararına maddî-manevî tazminat ve miktarları ile nafaka ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı asıl ve karşı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddinin yerinde olup olmadığı, derdestlik itirazının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, eksik inceleme olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) inci bendi, 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkek tarafından CD’ deki ses kaydına süresinde usulüne uygun delil olarak dayanılmadığının ve ayrıca kadının daha önce açtığı boşanma davası ile asıl dayanılan vakıalar aynı olmadığı gibi ve bu vakıalara karşı sunulan deliller aynı nitelikte olmadığından derdestlik itirazının da yerinde olmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.