Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2737 E. 2023/5735 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2737
KARAR NO : 2023/5735
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1402 E., 2023/88 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ: … Batı 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/477 E., 2021/374 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer’ilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun yoksulluk nafakası ve manevî tazminat miktarı yönünden kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine, diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının, müvekkiline hakaret ve küfür ederek sürekli psikolojik baskı uyguladığını, harçlık vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığını,müvekkilinin ailesinin eve gelmesini istemediğini, Ocak ayında müvekkilinin önceki eşinden olan çocuklarının ziyarete gelmeleri nedeniyle müvekkiline hakaret ettiğini, davalının “a…k.. bu çocuklar bu evden gidecek, bu ev benim evim, istiyorsan sende git, cehennemin dibine git” şeklinde sözler söylediğini, “yarın sabah bu evden defolup gideceksiniz, gitmezseniz ben sizi nasıl kapının önüne koyuyorum” şeklinde sözlerle müvekkilini ve çocuklarını evden kovduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, davacının sık sık yalan söylediğini, müvekkilinin çocuklarını ve torunlarını istemediğini, müvekkiline ”…” şeklinde hitap ettiğini, hakaret ettiğini, kızları ile birlikte evi terk ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya “a. koyarım, s..ktir ol git” şeklinde sözler söylemek suretiyle hakaret ederek duygusal şiddet uyguladığı, ev hanımı olan davacıya yeterince harçlık vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı, davacının ilk evliliğinden olan çocuklarını istemediği, davacıyı ve davacının ilk evliliğinden olan çocuklarını evden kovduğu, davacının ise davalıya ismi ile hitap etmediği ve davalıyı rahatsız edecek şekilde “…” şeklinde hitap ettiği, davalının ilk evliliğinden olan çocuklarını istemediği, bu suretle evlilik birliğinin sarsılmasında davalının ağır kusurlu, davacının ise az kusurlu olduğu, taraflar arasında evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL manevî tazminata, davacı lehine 4.080,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, davalı tanık beyanlarının çelişkili olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, boşanma ve tazminat yönünden ayrı ayrı vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarları ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;tarafların evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylardaki kusurlarına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede isabetsizlik bulunmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemlerin kendiliğinden alınacağından davacı lehine tedbir nafakasına karar verilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği günün ekonomik koşullarına göre tedbir nafakası miktarında, boşanma davalarında yargılama gideri ve vekâlet ücretinin boşanma isteminin kabul veya ret durumuna göre takdir edildiği, boşanma davası içinde istenen, boşanmanın eki niteliğinde olan nafaka ve tazminat talepleri nispi harca tabii olmadığı gibi, bu taleplerin kabul veya ret durumunda ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği, bu bakımdan davacı lehine boşanma davasına ilişkin tek bir maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığının anlaşılmasına nazaran davacı lehine hükmedilen manevî tazminatın az olduğu, daha uygun miktarda nafaka ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat miktarına ilişkin istinaf isteminin kabulüne, Mahkeme kararının ikinci bendinin yoksulluk nafakasına ilişkin kısmı ile üçüncü bendinin kaldırılmasına, davacı lehine boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL manevî tazminata, sair yönlere ilişkin istinaf isteminin esastan reddine, duruşma açılmadığından davacı kadın yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, davalı tanık beyanlarının çelişkili olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, istinaf başvurularının kabulüne karar verildiğinden lehlerine vekâlet ücretine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarları ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın yapılan istinaf incelemesi neticesinde davacı kadın lehine istinaf vekâlet ücretine karar verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.