Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2691 E. 2023/3688 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2691
KARAR NO : 2023/3688
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3865 E., 2023/196 K.
DAVA TARİHİ : 05.06.2018
KARAR : Direnme

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 08.02.2019 tarihli karar ile davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmiş, ziynet eşyalarına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davacı kadın tarafından ziynet eşyası talebinin reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 21.10.2020 tarihli karar ile davacı kadının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı halde hatırlatılmadığı gerekçesi ile davacı kadının istinaf isteminin kabulü ile kararın istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen kısımları hariç olmak üzere kaldırılmasına, dosyada gerekçede belirtilen eksiklik giderilerek yeniden yargılama yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, şimdilik diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince 08.04.2021 tarihli karar ile; boşanma ve velâyete ilişkin karar kesinleştiğinden tekrar hüküm tesisine yer olmadığına, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmiş, ziynet eşyalarına yönelik talebin reddine karar verilmiş, bu karar yine aynı hususlar yönünden taraflarca istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince bu sefer 01.07.2021 tarihli karar ile gerekçede tarafların kabul edilen kusurlarının neler olduğunun belirtilmediği gerekçesi ile tarafların istinaf isteminin ayrı ayrı kabulü ile kararın istinaf edilmeyerek kesinleşen kısımlar haricinde kaldırılmasına, dosyanın gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek kaldırılmasına karar verilen tüm yönlerle ilgili yeniden karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bu sefer 02.12.2021 tarihli karar ile; davalı erkeğin davacı kadına hakaret ve küfür ettiği, davacı ve çocuğu ile ilgilenmediği gerekçesi ile boşanma ve velâyete ilişkin karar kesinleştiğinden tekrar hüküm tesisine yer olmadığına, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmiş, ziynet eşyalarına yönelik talebin reddine karar verilmiş, bu karar yine aynı hususlar yönünden taraflarca istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince kaldırma kararı öncesi İlk Derece Mahkemesinin verdiği ilk kararda davalı erkeğe sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı kusurunun yüklendiği, bu karara karşı davacı kadın tarafından kusur yönünden istinaf yoluna başvurulmadığı, bu nedenle davalı erkeğe ilk karardaki kusurlu davranış dışında kusur yüklenemeyeceği, Mahkemece son kararda davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların çıkarılması gerektiği bu durumda davalı erkeğin kusursuz hale geldiği gerekçesi ile davalı erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf isteminin kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, davalı erkeğin tazminatlara yönelik istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin tazminatlara yönelik hükmünün kaldırılmasına, yeniden bu konuda hüküm tesis edilerek davacı kadının tazminat taleplerinin reddine, davalı erkeğin sair, davacı kadının tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 12.09.2022 tarihli ve 2022/4920 Esas, 2022/6846 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;

Dairemizin 12.09.2022 tarihli ve 2022/4920 Esas, 2022/6846 Karar sayılı bozma kararına karşı Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararı verilmişse de; somut olayda; davacı kadının aynı dava dilekçesi ile açılmış ve fakat birbirinden bağımsız iki davasının bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince kadının her iki davası hakkında ayrı ayrı hüküm kurulduğu, davacı kadın tarafından ziynet alacağı davası yönünden, davalı erkek tarafından ise boşanmanın feri hükümleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince kadının ziynet alacağı davasındaki delillerin toplanmasına yönelik usûli bir eksikliğin varlığı sebebiyle ziynet alacağı davasının esasına yönelik istinaf itirazlarının incelenmediği, boşanmanın ferilerine yönelik istinaf itirazlarının ise esası incelenecek yerde şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verildiği, kadının ziynet alacağı davasındaki usûli bir eksikliğin varlığı sebebiyle ziynet alacağı davasının esasına yönelik istinaf itirazlarının incelenememiş olmasının, davalı erkeğin boşanmanın ferilerine yönelik istinaf itirazlarının incelenemeyeceği anlamına gelmediği, aynı şekilde Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2021 tarihli ikinci kararında da bu kez boşanmanın ferilerine yönelik hükmün gerekçesinin bulunmaması nedeniyle ferilere yönelik istinaf itirazlarının incelenmediği, buna karşın ziynet alacağı davasındaki usûli eksiklik giderilmiş olmasına rağmen kadının ziynet alacağı davasına yönelik istinaf itirazları hakkında şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 08.04.2021 ve 01.07.2021 tarihli bu gönderme kararları kesin olarak verildiğinden tarafların bu kararlara karşı temyiz yasa yoluna başvurma imkanlarının da bulunmadığı, her iki davanın hüküm ve sonuçları itibariyle birbirinden bağımsız davalar olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kanun gereği kesin nitelikte olmasının taraflar lehine usûli kazanılmış hak oluşturmayacağı gibi İlk Derece Mahkemesinin yeniden farklı bir gerekçe ile hüküm kurabileceği anlamına gelmediği, bu durumun kanunun açık ihlâli niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, 6100 sayılı Kanun`un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının g bendi hükmünün münhasıran bölge adliye mahkemelerince verilen 6100 sayılı Kanun`un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendi kapsamında kalan kaldırma kararlarına ilişkin olduğu, davanın esasına ilişkin verilen kararların temyiz incelenmesi sırasında, bu tür kararların temyiz denetimi dışında tutulmasını öngören bir usul hükmü bulunmadığı, diğer yandan, 6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında da belirtildiği üzere Yargıtayın, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebileceği, bu ilkelere göre somut olaya bakıldığında temyiz edilen hükmün açıkça hukuka aykırı olduğu, bu şekilde Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR
Açıklanan sebeple;
Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,

0