Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2675 E. 2023/5460 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2675
KARAR NO : 2023/5460
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/7 E., 2023/174 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/86 E., 2022/539 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin Kapatılan Arsin Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nin 2000/133 Esas, 2002/50 Karar dosyasıyla boşanma davası açtığını, davanın reddine karar verildikten sonra dosyanın kesinleştiğini, açılmış olan boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıl geçmesine rağmen ortak hayatın yeniden tesis edilemediğini, boşanma davasının reddedilmesinin ardından erkeğin İstanbul’a taşındığını ve tarafların ayrı bir şekilde hayatlarını idame ettirdiklerini, yirmi yılı … bir süredir ayrı konutlarda kendi düzenleriyle yaşadıklarını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığını, sadakatsiz davranışlar sergilediğini, Rus uyruklu bir kadın ile beraber yaşamaya başladığını, erkeğin zaman zaman ortak konuta geldiğini ancak kadına ilgi göstermediğini, maddî ve manevî yönden mağdur ettiğini, daha sonra başka bir kadınla beraber yaşamaya başladığını, erkeğin birkaç şirketinin bulunduğunu, ekonomik durumunun iyi olmasına rağmen yıllarca kadına maddî destek olmadığını ileri sürerek davanın reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, davanın kabulü halinde tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, kadın yararına 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında … 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2000/133 Esas, 2002/51 Karar sayılı boşanma davasının erkeğin kusurlu bulunması nedeniyle reddine karar verildiği, red kararının 06.02.2003 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden bu güne kadar tanıkların yeminli beyanıyla sabit olduğu şekilde tarafların bir araya gelmedikleri, taraflar arasındaki ortak hayatın yeniden kurulamadığı bu haliyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kusur yönünden yapılan değerlendirmede ise ilk davayı açarak fiili ayrılığın gerçekleşmesine sebep olan ve ilk davadaki yargılama sonucunda kusurlu bulunan erkeğin davanın ret ile sonuçlanmasından sonra tekrar fiili birlikteliği kurmak yönünde bir çaba sarf etmediği ve fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, böylece tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin açmış olduğu davanın reddedilmesinin üzerinden 19 yıl geçtiğini, 19 yıl sonra boşanma davasının açılmasının iyi niyetle bağdaşmayacağını, erkek üzerine kayıtlı bulunan malların hacizli olması nedeniyle erkeğin nafaka ve tazminat ödeme kabiliyeti olmadığını, boşanma kararı verilmesi durumunda kadının mağdur olacağını, ilk boşanma davasının reddinden sonra tarafların beraberliklerinin devam ettiğini ileri sürerek kararın erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında kabule ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ret kararından sonra ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı, tarafların kusur durumları ile ekonomik ve sosyal durumlarına nazaran kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.