Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2657 E. 2023/5454 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2657
KARAR NO : 2023/5454
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3392 E., 2023/176 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/548 E., 2022/536 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından terditli olarak açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina hukuk nedenine dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ekonomik şiddet uyguladığını, 2019 senesinin sonlarından itibaren köyde kalacağı bahanesiyle eve yalnızca haftada 2 gün gelmeye ve geldiği günlerde de sürekli telefonuyla ilgilenmeye başladığını, kadını maddî ve manevî yalnız bıraktığını, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz davrandığını, başka kadınla birlikteliği olduğunu, beraber olduğu kadın tarafından aranarak hakaret ve tehdide maruz kaldığını, ilgisiz davrandığını, cinsel yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadının parasına el koyduğunu, evin maddî sorumluluklarıyla ilgilenmeyerek beraber olduğu kadının ihtiyaçları için harcamalar yaptığını, duygusal şiddet uyguladığını, hatanın kadında olduğu yönünde söylemlerde bulunduğunu, kadının evden ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürerek öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci uyarınca tarafların boşanmalarına, bu talep mümkün görülmediği takdirde aynı kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ortak çocukların velâyetlerinin anneye bırakılmasına, çocuklardan her biri yararına aylık 500,00’er TL tedbir-iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeği aldattığını, ona hiçbir konuda yaranamadığını, sürekli suçladığını, ekonomik şiddet uyguladığını, kadına açılan iş yeri nedeniyle erkeğin borç ödemek durumunda kaldığını, ortak konuttaki eşyaları evden götürdüğünü, kadına ait borçları ödemesi nedeniyle nafaka ve tazmşnat ödeme gücünün bulunmadığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Ömer’in velâyetinin babaya verilmesine, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının zina hukuki nedenine dayalı olarak açmış olduğu davasına yönelik olarak yapılan değerlendirmede; erkeğin taksi içerisinde başka bir kadınla görüldüğü, bu itibarla güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, ancak bu hususun bahsi geçen kadın ile cinsel birliktelik yaşanmış olduğunun ispatı ve zinaya dayalı davanın kabul edilebilmesi için yeterli olmayacağı, öte yandan erkeğin eşi adına kredi çektirip borçlar yaptığı ve bu kredi borçlarını ödemeyerek kadına yüklediği, sürekli telefonla uğraştığı, son zamanlarda evine gelmemeye başladığı, son olarak evi terk ettiği, birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eşine şiddet uyguladığı, kadına ait bir kusurlu davranışın ise dosya kapsamından ispat edilemediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının zinaya dayalı boşanma isteminin reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Ömer’in velâyetinin babaya bırakılmasına, anne ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadının çalışmadığı, gelirinin olmadığı ve yoksulluğa düşeceği belirtilerek; kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, 700,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile zina nedenli davanın reddi nedeniyle lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların yanlı tanık ifadelerine dayandırılmasının hatalı olduğunu, tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin eşine fiziksel ve ekonomik şiddet uygulamadığını, kadın yararına tazminat ve nafaka ödenmesine ilişkin koşulların oluşmadığını, erkeğin kadına ait borçların ödenmesi için kredi çektiğini, aynı zamanda ortak çocuk Ömer’in geçimini sağladığını, nafaka ve tazminat ödeme gücünün bulunmadığını, zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verildiği halde erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir davalı erkekten kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına tazminat ve nafaka ödenmesine ilişkin hukuki şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı ile terditli dava olarak açılan boşanma davasında kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma isteminin reddine karar verilmesi halinde diğer talep kabul edildiğinden erkek yararına vekâlet ücreti takdiri gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davanın terditli olarak açılmış olması nedeniyle terditli taleplerden birinin reddinin vekâlet ücreti takdirini gerektirmeyeceğinin anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.