Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2642 E. 2023/5859 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2642
KARAR NO : 2023/5859
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/423 E., 2023/15 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/477 E., 2021/303 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine, erkeğin zina ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki nedenlerine dayalı boşanma istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına psikolojik şiddet uyguladığını, yardımcı olarak evde çalışan kadınlara sarkıntılık yaptığını, tarafların özel hayatlarını evdeki yardımcılara anlattığını, üst komşusu ile de gönül ilişkisi yaşadığını, çocuklarının yanında kadının boğazına bıçak dayayarak ölümle tehdit ettiğini, yaklaşık 6 ay sonrasında da kadının kafasına silah dayayarak yine ölümle tehdit ettiğini, intihar edeceğini söyleyerek psikolojik baskı oluşturduğunu, 2018 yılında intihara teşebbüs ettiğini, erkekte duygu durum bozukluğu olduğunu, şüpheci tavırlar sergilediğini, telefonuna takip programını indirerek kadını yakın takibe aldığını, evde yapılan tüm harcamaları deftere kaydettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00’er TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; 2018 yılında eşinin kendisini aldattığını, sosyal medya üzerinden başka şahıslar ile görüştüğünü, başka erkeklere cinsel içerikli mesajlar ve fotoğraflar gönderdiğini, ortak çocuklar ile ilgilenmediğini, ev içinde meydana gelen en küçük sorunları bile büyütüp tartışma ortamı çıkardığını, sürekli olarak eşini sevmediğini, kendisinden nefret ettiğini belirttiğini, çeşitli hakaretlerde bulunduğunu, erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, siyaset ile ilgilendiğinden ailesini sürekli ihmal ettiğini, ailesi için gerekli zamanı ve özeni göstermediğini, haysiyetsiz yaşam sürmeyi alışkanlık haline getirdiğini, aldattığı kişilerin birden fazla olduğunu ve bu erkeklerin birbirlerini tanıdıklarını ileri sürerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 161 inci, 163 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek yararına aylık 500,00 TL, her bir çocuk yararına aylık 500,00’er TL olmak üzere, toplam 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanmadan sonra nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, yine erkek yararına 20.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine güvenmeyerek onu sık sık aradığı, mahrem konuları üçüncü kişilere anlattığı, kadının ise eşine hakaret ettiği, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının 2017 yılında sadakatsiz davranışlarda bulunduğu sabit ise de erkeğin bu durumu 2018 yılında öğrendiğini ve kadına bir şans daha verdiğini ifade ettiği, böylelikle kadına ait bu kusurlu davranışı affettiği, erkeğin kadının zinasını ve haysiyetsiz yaşam sürdüğünü ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı erkeğin zina ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki nedenlerine dayalı davalarının reddine, ortak çocukların velâyetlerinin sosyal inceleme raporu, çocukların annelerinin yanında olması ve çocukların beyanları doğrultusunda anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 200,00’er TL tedbir, … yararına 300,00 TL,…ve … yararına ise ayrı ayrı 300,00’er iştirak nafakası ile, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, tarafların maddî ve manevî tazminat talepleri ile erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, tarafların kusur durumlarına göre karşılıklı tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği böylece kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ile miktarın hakkaniyete uygun olduğu, ortak çocukların velâyeti ve yararlarına hükmedilen nafakalar yönünden de İlk Derece Mahkemesi hükmünün doğru olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, sarkıntılık ve taciz eylemlerinin olduğunu, kadının boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun bulunmadığını, kadının kusursuz olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, erkeğin reddedilen özel boşanma davaları nedeniyle kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve erkeğin reddedilen özel boşanma nedenine dayalı davaları nedeniyle kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, erkek tanıklarının sadakatsizliğe yönelik beyanlarının ise erkeğin bildiği olaylar olmadığını bu sebeple af yönünde yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, ortak çocuklar yönünden alınan sosyal inceleme raporlarına göre velâyetlerin babaya verilmesi gerektiğini, kadının sürekli küçük düşürücü ve onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, hakaret ettiğini ilgi göstermediğini, kadının ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, nafaka ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusurlu davranışlarına göre kadının davasının kabulüne karar verilmesi ile tarafların tazminat taleplerinin reddedilmesine ilişkin koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğin nafaka taleplerinin reddinin, kadın ve çocuklar yararına nafakaya hükmedilmesinin ve miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden …’ye yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden…’e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.