Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2637 E. 2023/5453 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2637
KARAR NO : 2023/5453
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2297 E., 2022/1699 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/5 E., 2019/712 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen çocukla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine, karşı davanın reddine, birleşen davadaki taleple ilgili asıl davada hüküm kurulduğundan birleşen dava hakkında ayrıca hüküm kurulmamasına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin hemen hemen her gece alkol kullandığını, gerçeklerle ilgilisi olmayan düşünceleri nedeniyle olay çıkarttığını, bunun sonucunda fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kimi zaman ortak çocukların gözü önünde kadını darp ettiğini, kadının kafasına silah dayadığını, mermiyi atışa hazır hale getirdiğini, ortak çocukların psikolojilerini kötü etkilediğini, okul başarılarının düşmesine sebep olduğunu, kadının çocukları ile birlikte ayrı bir eve taşınmak durumunda kaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası ile her bir çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; kadının evliliğe adapte olamadığını, en ufak olaylardan huzursuzluk çıkarttığını, erkeği ve ortak çocukları terk etmekle tehdit ettiğini, son yıllarda şüpheli davranışlarının olduğunu, ev ve çocuklarla yeteri kadar ilgilenmediğini, eşine haber vermeden küçük çocuğun okulunu değiştirdiğini, yatakları ayırdığını, günün çoğunu dışarıda geçirerek bu konuda eşine bilgi vermediğini, sadakatsiz davrandığını, erkeğin iş seyahati için yurt dışına çıktığı zamanlarda kadının telefonunun meşgul olduğunu, telefon faturalarının yüksek geldiğini, erkeğe hesap vermeyeceği yönünde söylemleri olduğunu, başka bir erkekle çokça vakit geçirdiğini, sosyal medya hesaplarında geç vakte kadar zaman geçirdiğini erkeğin ailesi ortak konuta geldiğinde ilgisiz hareketleri olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının şikayetçi olması üzerine erkek hakkında uzaklaştırma kararı verildiğini, ortak çocukları göremediğini, çocukların okullarını değiştirdiğini ileri sürerek ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, vücudunda morluklarının olduğu, erkeğin kendisini kaybedecek kadar alkol kullandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, kadına ait kusurlu bir davranışın ise ispatlanamadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, birleşen davadaki çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair talep asıl davaya ilişkin kararda kurulan davalı baba ile ortak çocuklar arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinin içerisinde eridiğinden birleşen dava hakkında ayrıca hüküm kurulmasına gerek olmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına aylık 500,00’er TL tedbir, 750,00’şer TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının boşanmayla yoksulluğa düşecek olması nedeniyle kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve devamında aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 60.000,00 TL maddî 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1…. kadın vekili istinaf dilekçesinde;İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası ve fer’îleri ile kendi boşanma davasının reddi kararı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasını ispatlayamadığını, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, sadakatsiz davrandığını, erkeğin ailesine karşı saygısız tavırları olduğunu, başkalarının yanında erkeği rencide ettiğini, sahibi olduğu makina firmasının iflas etmesi nedeniyle borçları olduğunu, nafaka ve tazminat ödeme imkanının bulunmadığını ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası ve fer’îleri ile kendi boşanma davasının reddi kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesine ilişkin hukuki şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası ödeme koşullarının oluşup oluşmadığı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocukların üstün yararına olup olmadığı ile ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı, maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 335 inci vd. maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.