Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/26 E. 2023/1005 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/26
KARAR NO : 2023/1005
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/223 E., 2019/1303 K.
DAVACI-DAVALI : …
DAVALI-DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 23.02.2015
KARAR : Kısmen kabul-kısmen ret

Taraflar arasındaki boşanma ve tedbiren velâyet davalarından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı vekilinin dava dilekçesinde özetle; tarafların, 25.05.2003 tarihinden beri evli olduklarını, 11 sene boyunca müvekkilinin, ailesinin tüm ihtiyaçlarını eksiksiz karşıladığını, 09.07.2014 günü gecesi eşini başka bir erkekle kendi aile konutlarında yakaladığını, vahim olay sonucu müvekkilinin aile konutunu, mahallesini terk ettiğini, maddî külfetler altına girdiğini, davalı hakkında Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayette bulunduklarını, davalının aldatma eyleminden dolayı müvekkilinin gurunun ve onurunun kırıldığını iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 10.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı birleşen Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/518 esas, 2015/409 karar sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik hayatı boyunca defalarca iş değiştiren eve bakamayan biri olduğunu, zaman zaman müvekkilinin ailesinden yardım aldıklarını , borçlar yüzünden şehir değiştirmek zorunda kaldıklarını, ayrı yaşamaya başlarken müvekkilinin iki çocuğunu da yanına aldığını, davalının daha sonra müvekkilinin evine gelip 2006 doğumlu …’ı annesinden alarak götürdüğünü ve geri getirmediğini, davalı babanın fırıncı olduğunu ve geceleri çocuğunun yanında kalamayacağını, maddî olarak ihtiyaçlarını karşılayamayacağını, kardeşlerin yaşları küçük olduğundan birlikte büyümelerininin kardeşlik bağlarını güçlendireceğini iddia ederek müşterek çocuklar … ve …’nın tedbiren velâyetlerinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 04.05.2016 tarihli ilk kararla; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-davalı kocanın boşanma davasının kabulüne ve erkek yararına 9.000,00 TL maddî, 9.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. Birleşen dosya açısından yapılan değerlendirmede; müşterek çocukların 8 ve 10 yaşlarında olduğunu, idrak kabiliyetlerinin yerinde olduğunu, velâyet hususunda beyanlarının alınması için mahkemece dinlendiklerini , çocukların yaşları gereği söylediklerinin anlam ve önemini bildikleri, annelerinin yanında mutlu oldukları, annelerinin bulunduğu yerde okula gittikleri, kardeşlerinin bir arada yaşamasının gerekliliği ayrıca 22.12.2015 tarihli bilirkişi raporu gereğince çocukların velâyeti annelerine bırakılmış , baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki günleri düzenlenmiştirr.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece; Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın çok olduğu ve mahkemece velâyeti davalı-davacı anneye verilen ortak çocuklar ile davacı-davalı baba arasında “aynı şehirde oturmaları hali” ve “farklı şehirde oturmaları hali” için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlendiği, taraflar mevcut duruma göre aynı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, “ayrı şehir, aynı şehir ayrımına” gidilmesinin de önemi bulunmadığı, ayrıca mahkemece her ayın l. ve 3. haftası Cuma günü saat 17.00 ile Pazar günü saat 17.00 saatleri arasında kurulan kişisel ilişki, okul çağında bulunan çocukların eğitim durumunu engelleyici nitelikte olduğu, kişisel ilişki ana-babalık duygularını tatmine elverişli ve de çocukların da ana-baba sevgi ve şefkatini tatmasına yeterli olması gerektiği, bu nedenle aynı şehir-ayrı şehir ayrımına gidilmeksizin ve küçüklerin eğitim durumu ve üstün yararı dikkate alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma dışında kalan yönlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, boşanmaya neden olan olayların gelişiminde davalı birleşen dosya davacısı kadının kusurlu oluşu, tarafların belirlenen sosyal ve ekonomik durumları, davacı birleşen dosya davalısı erkeğin evlilik dolayısıyla mevcut ve beklenen menfaatleri, tarafların yaşları, evliliğin devam ettiği süre, yeniden evlenme ihtimalleri ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak, takdiren davacı birleşen dosya davalısının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile lehine 5.000,00 TL maddî tazminata, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan davalı birleşen dosya davalısı kadının kusurlu davranışlarının, davacı birleşen dosya davalısı erkeğin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan eylemin ağırlığı, davalı birleşen dosya davacısı kadının kusuru, hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı birleşen dosya davalısının manevî tazminat talebi kısmen kabul edilerek lehine 5.000,00 TL manevî tazminata, birleşen dava yönünden, tarafların müşterek çocuklarının velâyetlerinin davalı birleşen dosya davacısı anneye verildiği, çocuklar ile davacı birleşen dosya davalısı baba arasında ana-babalık duygularını tatmine elverişli ve çocukların da ana-baba sevgi ve şefkatini tatmasına yeterli olacak şekilde ve ayrıca okul çağında bulunan müşterek çocukların eğitim durumları, ergenlik döneminde olmaları ve baba figürüne ihtiyaç duyacakları, müşterek çocuklarla baba arasındaki bağın kopmaması gerektiği de dikkate alınarak velâyet hakkı annede olan çocuklar ile baba arasında, her ayın 1. ve 3. haftaları cumartesi saat 10.00’dan pazar saat 17.00’ye kadar, … ve Kurban Bayramlarının 2. günü saat 13.00’den üçüncü gün saat 18.00’e kadar, Temmuz ayının 1. günü saat 10.00’dan 1 Ağustos saat 18.00’e kadar, sömestr tatillerinin 1. günü saat 10.00 dan 7. günü saat 18.00’e kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat miktarının fahiş ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin düzenli gelir getirici işinin olmadığını, çocuklar için sosyal yardımlaşmadan aldığı yardımlar ile geçimini sağladığı, kişisel ilişki tesisinde çocukların anneleri ile sosyal ilişki kurabilme imkanları ve eğitim hayatları göz ardı edilerek velâyet hakkının hükümsüz bırakıldığını, bozma öncesi kişisel ilişkiye itirazlarını aynen tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı olduğu iddiasıyla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkek lehine hükmedilen tazminatların miktarı ve müşterek çocuklar ile velâyet hakkı olmayan baba arasındaki kişisel ilişkiye ilişkinin süresi noktasında toplanmaktadır. istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun’un (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.