Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2569 E. 2023/5528 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2569
KARAR NO : 2023/5528
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/136 E., 2023/123 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/777 E., 2022/757 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve önlem nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile boşanma ve fer’ilerine, birleştirilen davada önlem nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı kadın dava dilekçesinde; davalının, evde bir kaç gün durduktan sonra gittiğini ve bu durumun sürekli olarak tekrar ettiğini, davalının birlikte yaşama şartını ihlal ettiğini, davalının çocuklara bakmadığını, her seferinde annen baksın dediğini, ailesini sürekli ihmal ettiğini, kendisine saygı göstermediğini, başka kadınlarla aldattığını, davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini beyanla davalı ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili birleştirilen dava dilekçesinde; davalının başka bir kadın ile birlikte yaşadığını, maddî ve manevî yardımda bulunmadığını, iki çocuğu ile birlikte maddî sıkıntı içinde olduğunu beyanla 2.000,00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı erkek, boşanma davasına cevap vermemiştir.

2.Davalı erkek birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediğini, kendisinin çalışmadığını, adına kayıtlı menkul veya gayrimenkulün bulunmadığını, talep edilen nafakanında fahiş olduğunu beyanla davanın reddine, aksi halde ise hakkaniyete uygun bir miktarda nafakaya karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının evinin, çocuklarının ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, sorumsuz olduğu, uzun süreli olarak evi terk edip Alanya’ya gittiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacının kusursuz, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 650,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî tazminata, davacının manevî tazminat talebinin reddine, davacının birleştirilen dava dosyasından önlem nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, müvekkili aleyhinde hükmedilen nafakalar yönünden bir itirazlarının bulunmadığını, maddî tazminata hükmedilmesi şartlarının ise oluşmadığını, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını ve nafaka ödemelerinden sonra maddî tazminatı ödeyecek ekonomik gücünün bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ile davacı lehine hükmedilen maddî tazminat ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde,
boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, herhangi bir isabetsizlik görülmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle son bir yıldır çalışmadığını, kardeşlerinin yardımda bulunduğunu, maddî tazminatı ödeyecek ekonomik gücünün bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ile davacı lehine hükmedilen maddî tazminat ve miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın lehine maddî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının ise uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddesi,

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.