Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/244 E. 2023/3774 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/244
KARAR NO : 2023/3774
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2157 E., 2022/2171 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve bağımsız tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine ve kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine, bağımsız tedbir nafakası davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının eş olmanın gerektirdiği özeni, sevgiyi, saygıyı göstermediği, hakaret ederek hitap ettiği, davalının küfürlü konuştuğu, küçük çocuk gibi davrandığı, tiksindiğini, yaklaşmamasını söylediği, cinsel birlikten kaçındığı, şizofren olduğunu iddia ettiği, 7 yaş büyük olduğunu son dakikaya kadar sakladığı, affetmemesine rağmen çevre baskısı ile kadın ile evlendiği, evlenmenden önce ve evlilik süresinde psişik ilaçlar ve ciddi kadın hastalıkları ilaçları kullandığını sakladığı, her ortamda erkeği huzursuz edip kavga çıkarttığı, telefonu ile vakit geçirerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, erkek ile ailesinin de arasını açtığı, başka telefon hattı kulladığı, bu hattı sakladığı, tartışma sırasında boğazına sarılıp, “boğarım seni” dediği, taraflar arasında yaşanan son olayda yeğeninin davalıyı gelip, aldığı belirtilerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, işteyken dahi güvenmediği için sürekli mesaj yazarak ve görüntülü arayarak kontrol ettiğini, akrabaları ile tanıştırmadığını, düğün ortamında davalıyı yalnız bıraktığını, eş olmanın gereklerini yerine getirmediğini, tüm sosyal medya hesaplarına girişini erkeğin yönettiğini, telefonuna takip programı kurduğunu, gizlice takip ettiğini, en son “sen yüzsüzsün, hala burada ne duruyorsun, seni bana yamadılar, boş, boş, boş, bu nikah düşmüştür” demesi üzerine dini kaygılar ile istemeyerek evinden ayrıldığını, annesinin evine gittiğini, 24.10.2018 tarihinde ortak konuta döndüğünde kapı kilidinin değiştirilmiş olduğunu gördüğünü, bu nedenle savcılığa şikayette bulunduğunu, davacının halen annesinin ikametinde yaşadığını, evden kovmasından sonra maddî destekte bulunmadığını belirterek asıl davanın reddi ile 27.09.2018 tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına hakaret ettiğini, işteyken dahi güvenmediği için sürekli mesaj yazarak ve görüntülü arayarak kontrol ettiğini, akrabaları ile tanıştırmadığını, düğün ortamında davalıyı yalnız bıraktığını, eş olmanın gereklerini yerine getirmediğini, tüm sosyal medya hesaplarına girişini erkeğin yönettiğini, telefonuna takip programı kurduğunu, gizlice takip ettiğini, en son “sen yüzsüzsün, hala burada ne duruyorsun, seni bana yamadılar, boş, boş, boş, bu nikah düşmüştür” demesi üzerine dini kaygılar ile istemeyerek evinden ayrıldığını, annesinin evine gittiğini, 24.10.2018 tarihinde ortak konuta döndüğünde kapı kilidinin değiştirilmiş olduğunu gördüğünü, bu nedenle savcılığa şikayette bulunduğunu, davacının halen annesinin ikametinde yaşadığını, evden kovmasından sonra maddî destekte bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı aşırı şüpheci yaklaştığı, kadına karşı güven problemi olduğu, kadının tek başına dışarı çıkmasına izin vermediği, kadın, dışarı çıktığında sürekli fotoğraf atmak zorunda kaldığı, erkeğin, kadını görüntülü aradığı, kadının telefonunu sürekli kontrol ettiği, kuzenleri ile görüşmesini dahi sorun haline getirdiği, kadını özel günlerde yalnız bıraktığı, taraflar arasında yaşanan son olayda kadını dinen boşadığını söyleyerek evden kovduğu, kadının ortak konuttan ayrılmasından sonra erkeğin, ortak konutun kilidini değiştirdiği, kadını istemediğini söylediği ve eve almadığı, evlilik birliği süresince kadına harçlık vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı, kadının pişirdiği yemekleri yemediği, kadına kötü söz söylediği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava yönünden de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tazminatların ve nafakaların miktarı ve artış belirlemesi yapılmaması yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerekher iki dava yönünden de kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, tazminatların ve nafakaların miktarı ve artış belirlemesi yapılmaması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, artış oranının hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.