Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2406 E. 2023/4989 K. 31.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2406
KARAR NO : 2023/4989
KARAR TARİHİ : 31.10.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/43 E., 2023/123 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/459 E., 2021/446 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı dava dilekçesinde; davalı ile evlendikten sonra ilk zamanlardan itibaren davalı eşiyle aralarında sorunlar yaşanmaya başladığını, davalının aşırı derecede asabi bir insan haline büründüğünü, hiç sebep yok iken kendisine bağırmalara başladığını, geçimsizliğin çıkmasına sebebiyet verdiğini, bunun yanı sıra kendisine karşı saygısız davranmaları sonucu kendisine karşı sevgi ve saygısının kalmadığını, misafirlerin yanında da tartışmalarının devam ettiğini, mizaçlarının uyuşmadığını, sürekli ev içerisinde kavga gürültü derken geçimsizliklerinin had safhaya ulaştığını beyan ederek, tarafların geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı cevap dilekçesinde; davalının eşe ve ortak çocuklara maddî manevî olmak üzere hiçbir şekilde destek olmadığını, ilgi göstermediğini, çocukları …n’in alerjik rahatsızlığı olduğunu, diğer ortak çocuk … ‘nın ise bronşit hastası olduğunu, baba ilgisini ve desteğini çocuklardan esirgemekte olduğunu, davacının davalıya evlilik birliği boyunca hakaret,tehdit ve aşağılamalarda bulunduğunu, başka kadınlarla görüştüğünü, psikolojik olarak devamlı şiddet uyguladığını, davacının maddî olarak ailesine hiç yardımcı olmadığını, ev harcamaları için harçlık dahi bırakmadığını, davacının yirmi ekim tarihinde ortak haneyi terk ettiğini ve iki ay boyunca hiç eve gelmediğini, normal zamanlarda da gece 02:00 den önce eve gelmediğini, davalının maddî yetersizlikten dolayı Mersin’e ailesinin yanına dönmek durumunda kaldığını , evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının hiçbir kusuru olmadığını beyan ederek açılan davanın reddi ile maddî manevî tazminat talepleri haklarını saklı tutmak üzere ortak çocuklar için 600,00’er TL ve davalı için 800,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesiyle birlikte nafakaların iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Tahkikat aşamasında sunduğu dilekçe ile lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenilen tanık beyanlarına ve toplanan tüm delillere göre; davalı kadın eşin evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, ev işleri ve temizlik yapmadığı, çocukların kişisel temizlikleri ile ilgilenmediği, eşine başkalarının yanında “adam değilsin, sen adam mısın, şerefsiz misin” diyerek hakaret ettiği, eşini aşırı kıskandığı, eşinin kuzeni ile dahi konuşmasına izin vermediği, bu suretle evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda kusurlu olduğu, davacı erkeğin ise, eşine başkalarının yanında “şerefsiz, senin ailen de senin gibi şerefsiz, orospu” diyerek hakaret ettiği, evlilikleri süresince birden fazla kez evi terk ederek evlilik birliğinin taraflar yüklediği birlikte yaşama, evin ve çocukların giderlerine katılma yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu nedenlerle, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğu kanaatine ulaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine aylık 300,00’er TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davalının, 06.02.2020 kayıt tarihli dilekçe ile talep olunan maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, maddî ve manevî tazminat taleplerinin saklı tutulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı kadın istinaf başvuru dilekçesinde, kusurlu eşin boşanma talebinin kabul edilemez ilkesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı olarak kabulüne karar verildiğini, davacının birden fazla kez evini terk ettiğini, en son davacının Darıcada kaldıkları evde küçük çocuk birkaç aylık iken evi terk ettiğini, davalının kirayı ödeyemediği gibi çocukların ve kendinin bakım giderlerini karşılayamadığından mecburen Mersin’deki ailesinin yanına sığındığını, davacı kusurlu olmasına rağmen tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusursuz eşin her zaman tazminat talep edebileceğini, ortak çocukların özel bakım gerektiren rahatsızlıklara sahip olduklarını, her an annesinin bakım ve gözetiminde olması gerektiğini, ,,,’in yiyeceklere alerjisi olduğunu, annesinin yakın gözetiminde olmadığı takdirde antiflaksik reaksiyon geçirerek (alerjik tepkime) hayati tehlike geçirebileceğini, küçük …’nın da bronşit astımı olduğunu, temmuz ve diğer görüşme günlerinde çocuklar davacıya yatılı verilecekse annenin de refakatçi olarak yanında bulunması şeklinde kararı değiştirilmesini ya da hiçbir şekilde yatılı olarak verilmemelerini talep ettiklerini, şahsi görüşmenin gün sayısı artırılarak sabahtan akşama şekilde verilmesini talep ettiklerini, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmediğini belirterek boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yatılı kişisel ilişki düzenlenmesi, yoksulluk nafakasına, maddî, ve manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç (BAM KARARI)
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun’un) 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği itirazları tekrar ederek, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yatılı kişisel ilişki düzenlenmesi, yoksulluk nafakasına ve maddî/manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme:
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuklar ile davacı baba arasında yatılı kişisel ilişki düzenlenmesinin çocukların yüksek menfaatine uygun olup olmayacağı, davalı kadının tazminat talebinin süresinde olup olmadığı, İlk Derece Mahkemesi’nce davalı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 141 inci, 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü, 324 üncü maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasında ” … karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine ”… denilmek suretiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiğinin, yine İlk Derece Mahkemesince davalı kadına kusur olarak yüklenilen evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmeme, ev işleri ve temizlik yapmama, eşini aşırı kıskanma, kuzeni ile dahi konuşmasına izin vermeme, çocukların kişisel temizlikleri ile ilgilenmeme vakıalarına davacı erkeğin dava dilekçesinde usulüne uygun şekilde dayanmadığının, dayanılmayan vakıaların davalı kadına kusur olarak yüklenilemeyeceğinin, ne var ki İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre yine de davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu, davalı kadının ise az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.