Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2390 E. 2023/5899 K. 05.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2390
KARAR NO : 2023/5899
KARAR TARİHİ : 05.12.2023


MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1047 E., 2022/2073 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/105 E., 2019/1027 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadını evliliğin ilk yıllarından bu yana kendine denk görmediğini, sürekli aşağıladığını ve küçük gördüğünü, hiçbir konuda söz hakkı tanımadığını, görüşlerine değer vermediğini, alışveriş için her zaman kısıtlı miktarda para verdiğini ve hesabını sorduğunu, evliliğin ilk günlerinde ve çocuklar doğduğunda çıkardığı tartışmalar sonrasında kadını dövdüğünü, anlaşmazlıklarının son iki senedir daha da arttığını, her tartışmadan sonra kadını evden kovduğunu, en son yine kadını evden kovduğunu, o günden bu yana erkeğin, evin ve çocukların bakım ve iaşesini karşılamadığını, ortak çocuğun annesi ile görüşmesine izin vermediğini, erkeğin iki senedir on gün haber vermeden evden ayrıldığını, nereye gittiğini söylemediğini, ziynet eşyalarının ev alınırken kadına sorulmadan bozdurulduğunu, erkeğin aile konutunu satışa çıkardığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk …’in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamış, davalının evliliğin ilk zamanlarında ailesinin tesirinde olup bu yüzden çıkan münakaşalarda şiddet uyguladığını, sözel şiddeti yaşamının parçası haline getirdiğini, sadakat yükümlülüğüne uymadığını, aldatma olayından sonra ekonomik şiddetini artırdığını, kendisinin bu hareketinden sonra aynı şeyleri eşinin de yaşayabileceği iddiasıyla kadına sürekli bir şüpheyle yaklaşıp haksız ithamlarda bulunduğunu, kadını evden kovduktan sonra 14.000,00 TL para istediğini belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında zaman zaman yaşanan sorunların aralarında çözüldüğünü, fakat kadının kendisini birkaç kişiyle aldattığını ve birlikte olmak istemediğini söyleyince kavgaların başladığını, ailesinin baskısıyla evlendiğini ve kendisini sevmediğini söylediğini, bir hafta kadar şehir dışına arkadaşının yanına kafasını toparlamak için gittiğini, kadın kendisini istemediğini söyleyince evden kovduğunu, af dilerse her şeyi unutup tekrar devam edebiliriz dediğini ancak eşinin kabul etmediğini, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kadının intihara meyilli olduğunu belirterek boşanmaya ve ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının şiddeti olduğu, tanığın davacının gözünü mor gördüğü, bir seferde şiddet nedeniyle davacının tanığın yanına gittiği, 2-3 gün kaldığı, çocukları için döndüğü, davalının başkalarının yanında davacıya beceriksizsin, bir işe yaramıyorsun dediği, davalının yurt dışında davacıyı aldattığını, davacıya kendisinin anlattığı, mesajlarını kızının gördüğü, davalının eşini dışarı bırakmadığı, maddî destek olmadığı, tarafların 1,5 yıldır ayrı yaşadıkları, davalının ve annesinin çocuğa baktığı, davacının çocuklarını görmediği iletişim kurmadığı, tarafların aile sorumluluklarını taşımadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin daha fazla kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, küçüğün doğum tarihi, cinsiyeti, eğitimi alıştığı ortam ile tarafların tutum ve davranışları değerlendirildiğinde, ortak çocuğun ayrılık sırasında baba ile kalması nedeniyle velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, çalışmadığı, geliri olmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumları, hakkaniyet ilkeleri, taraflar arasındaki anlaşmazlığın boyutları dikkate alınarak, tarafların bundan sonra yoksulluk nafakasının arttırılması, azaltılması ve/veya kaldırılması gibi davalarda karşı karşıya gelmemeleri için kararın kesinleşmesine kadar kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir, kesinleşmeden itibaren 3 yıllık süre için toplu yoksulluk nafakası takdir edilerek toptan 14.400,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davası kabul edilen kadın lehine vekâlet ücretine karar verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hatalı ve eksik inceleme ile karar verildiğini, erkeğin delillerini geç bildirdiğini ve tanık delilinden yararlanamadığını, buna rağmen dosyaya verdiği konuşma CD’ sinin çözümünün dosyada delil olarak bulunduğunu, ortak çocuk …’nun Mahkemeye hitaben yazdığı dilekçenin erkek lehine değerlendirilebilecek delil olarak bulunduğunu, dosyadaki en önemli eksikliğin davanın kamu düzenine ilişkin olarak değerlendirilmesi ve hakimin resen araştırma yapma yetkisinin uygulanması gerekirken bunların yapılmadığını, CD konuşmaları incelendiğinde kadının, erkeği aldattığının ortaya çıktığını, Mahkemenin konu ile ilgili olarak dilekçe sahibi …’yu resen dinlemesi gerektiğini, bu delillerin yok sayıldığını, davacının kusurlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişiye çözümü yaptırılan flash bellekteki kayda cevap dilekçesinde delil olarak dayanılmadığı gibi bu kaydın ne şekilde ele geçirildiği belli olmadığından hukuka aykırı delil niteliğindeki bu kaydın delil olarak değerlendirilmesi gerektiğine yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, ortak çocuk …’nun Mahkemeye hitaben yazmış olduğu beyan dilekçesindeki açıklamalara tanık beyanı olarak değer atfedilemeyeceği, …’nun Mahkemece verilen kesin süre içerisinde tanık olarak bildirilmediği anlaşılmakla …’nun resen dinlenilmesi gerektiğine ve eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, toplanan delillere göre, karar gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle kısmen uyumlu olduğu, boşanma sebebi olarak dayanılan şiddet ve aldatma olaylarından sonra evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle bu vakıalar nedeniyle erkeğe kusur yüklenemeyeceği, erkeğe kusur olarak yüklenen başkalarının yanında davacıya beceriksizsin bir işe yaramıyorsun vakıası ile maddî destek olmadığı vakıasının sabit olduğu, kadının kusura yönelik istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle kendisine yüklenen kusurların kesinleştiği, boşanma sebebi olarak dayanılan diğer vakıaların ispatlanamadığı, boşanmaya yol açan olaylarda yine de erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, meydana gelen geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu anlaşıldığından erkeğin davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve kadının kazancının kendisini yoksulluktan kurtaracak seviyede olmadığı dikkate alınarak tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, erkeğin yüklenen vakıalara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin reddine, vekâlet ücretine yönelik kadının istinaf talebinin kabulüne, kadın lehine 2019 yılı AAÜT uyarınca 2.725,00 TL maktu vekâlet ücretine, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı erkeğin delillerinin dikkate alınmamasının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, Mahkemece incelemede eksiklik olup olmadığı, boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminatlara karar verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.