YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2366
KARAR NO : 2023/2214
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
…
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/359 E., 2022/488 K.
DAVA TARİHİ : 04.08.2015
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında görülen boşanma davasında Mahkemece verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı erkeğin yargılama aşamasında ölmesi nedeniyle konusuz kalan boşanma davası ve fer’îleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı mirasçısı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların görücü usulüyle zorla evlendirildiğini, bu sebeple tarafların hiçbir zaman ruhen ve fikren uyuşamadıklarını, erkeğin işi icabı eve geç gelmesini kadının sorun ettiğini, erkeğe küfür ettiğini, gereksiz kıskançlıklar gösterdiğini, basit sebeplerden kavga çıkardığını, yaklaşık yirmi yıldır ayrı yaşadıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 15.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı erkeğin hastalığı süresince davalı kadının ilgisiz davrandığını, erkeğin tedavisinde onun yanında olmadığını ileri sürmüştür.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalı erkeğin on yedi yıl önce başka bir kadınla ilişki yaşamaya başladığını, davalı kadını bu kadınla beraber yaşamaya zorladığını, bu kadından iki adet çocuğunun olduğunu, davacı erkeğin asıl amacının boşanmayı gerçekleştirerek beraber yaşadığı kadınla nikah kıymak olduğunu, davacı erkeğin ağır hasta olması nedeniyle ölümü halinde maaşının yeni evleneceği kadına kalmasını arzuladığını iddia ederek tam kusurlu olan erkeğin dava açmakta kötü niyetli olduğundan bahisle davasının reddine, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanmaya karar verilecek ise 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.01.2016 tarihli, 2015/202 Esas, 2016/31 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin 2007 yılından 2015 yılına kadar ikamet adresinin İstanbul olduğu, tarafların yerleşim yeri mahkemesi olan İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemeleri’nin görevli ve yetkili olduğundan bahisle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 20.06.2016 tarihli ve 2016/12692 Esas ve 2016/11882 Karar sayılı ilamıyla; kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazların ilk itirazlardan olduğu, bu hususun mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden önce ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanması gerektiği, buna göre taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterdikleri takdirde tanıkları dinlenip, delilleri toplandıktan sonra gerçekleşecek sonuca göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin usule ve kanuna aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 19.03.2019 tarihli ve 2016/401 Esas ve 2019/63 Karar sayılı kararıyla davalının bozma ilamı ve kanunda belirtilen ilkelere göre yetkili mahkemeyi gösterdiği, dinlenen tanık ifadelerinden ve toplanan delillerden davacı erkeğin … İlçesinde sürekli kalma niyetiyle oturmadığı, davayı görmeye … Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesini yetkili kılan başkaca bir yetki kuralının da bulunmadığından bahisle davalı kadının yetki itirazının kabulüne ve … Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nin yetkisiz olması nedeniyle dava dilekçesinin reddine, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.Dairenin 19.02.2020 tarihli ve 2020/100 Esas, 2020/1272 Karar sayılı ilamıyla; nüfus müdürlüğüne ait adres bilgileri, tanık beyanları ve yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasındaki bilgilere göre davacı erkeğin dava tarihindeki yerleşim yerinin … olduğu, bu durumun aksinin dosya kapsamında ispatlanamadığı, 4721 sayılı Kanun’un 168 … maddesine göre, boşanma veya ayrılık davalarının, eşlerden birinin yerleşim yerinde veya davadan önce son altı … beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılabileceği, gösterilen yerlerden birini seçim hakkının davacıya ait olduğu, davacının seçimini kendi oturduğu yerden yana kullandığı, davanın yetkili mahkemede açıldığı, böylelikle davalı kadının yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken, hatalı nitelendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi … bulunmadığından bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C.Üçüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 12.11.2020 tarihli ve 2020/158 Esas, 2020/359 Karar sayılı kararıyla; tarafların evlilikleri sırasında, davacının başka bir kadınla birlikteliğinin olduğu, bu birliktelikten iki çocuklarının olduğu, dinlenen tanık beyanlarından davalı kadına atfedilecek herhangi bir kusurun ispatlanamadığı, davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, birlikteliği olduğu bu kadını ortak konuta getirerek davalı eşi ile birlikte yaşamaya mecbur bıraktığı, sonrasında erkeğin ortak konuttan ayrılarak beraber olduğu kadınla ayrı evde birlikte yaşamaya devam ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
2.Dairenin 17.03.2021 tarihli ve 2021/944 Esas, 2021/2312 Karar sayılı kararıyla davacı erkeğin 11.12.2020 tarihinde öldüğü, mirasçılarının davaya kusur tespiti yönünden devam etme iradelerini temyiz dilekçesi ile bildirdiği, erkeğin ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı, böylelikle erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve erkeğin mirasçılarının kusur tespitine yönelik davaya devam iradeleri de göz önüne alınarak bu konuda bir değerlendirme yapmak üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Dördüncü Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemenin 05.11.2021 tarihli ve 2021/100 Esas, 2021/313 Karar sayılı kararıyla; dosya temyiz aşamasındayken davacı erkeğin 11.12.2020 tarihinde vefat ettiği, yasal mirasçılardan …’in davaya 4721 sayılı Kanun’un 181 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kusur tespiti yönünden devam ettiği, evlilik birliği sürecinde erkeğin sadakatsiz davrandığı, kadının ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurunun bulunmadığından bahisle davacı erkeğin 4721 sayılı kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca açtığı boşanma ve fer’îlerine ilişkin davası hakkında, davacı erkeğin yargılama aşamasında ölmesi nedeniyle davanın konusu kalmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, davacı erkeğin kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
2.Dairenin 28.03.2022 tarihli ve 2022/2180 Esas, 2022/2942 Karar sayılı kararıyla mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 181 … maddesinin ikinci fıkrası gereğince sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusuru olup olmadığına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ölen eş davacı erkeğin kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesinin … olmadığından bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde başka bir kadınla evlilik dışı ilişki yaşayıp bu ilişkiden iki çocuk sahibi olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin kusurlu olduğu, davalı kadının, hasta olan erkeği hastanede ziyaret etmemesinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan erkeğin davranışına tepki mahiyetinde olması nedeniyle bu eylemin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede bir kusurunun olmadığından bahisle erkeğin boşanma ve fer’îlerine ilişkin davası hakkında erkeğin ölümü nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçısı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davacı mirasçısı … vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece son verilen kararın gerekçesinin, önceki verilen kararın gerekçesi ile aynı olduğunu, ileri sürdükleri vakıalara neden itibar edilmediğinin Mahkeme gerekçesinde tartışılmadığını, davalı kadının evlilik birliği sürecinde eşinin başka bir kadın ile beraber yaşamasına rıza gösterdiğini, erkeğin hastalığı sürecinde erkeğin yanında olmadığı ve onun bakımıyla ilgilenmediğinin dosya kapsamında sabit olduğunu, kadının ilgisizliğinin mahkemece erkeğin davranışlarına tepki mahiyetinde kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılama aşamasında davacı erkeğin ölümü nedeniyle kusur tespitine dönüşen davada davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede bir kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 … maddesi, 438 … maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun’un 181 … maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 … maddesi ile 371 … maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 … maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı mirasçısı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.