Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2227 E. 2023/5523 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2227
KARAR NO : 2023/5523
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2066 E., 2022/2578 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/409 E., 2021/131 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen manevî tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ve fer’îlerine, birleşen manevî tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesince yargılamanın tamamlanması zorunlu aşamalarından dilekçelerin teatisi aşaması yöntemince tamamlanmadan ön inceleme aşamasına geçilmesinin emredici usul kurallarına aykırılık teşkil etmekte olduğu, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığının anlaşıldığı, bu hususun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297/2 nci maddesine aykırı olduğu gibi hukuki dinlenilme hakkının da ihlali olacağı gerekçesi ile hükmün tarafların boşanmalarına ilişkin (1) numaralı bent saklı kalmak üzere kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, eksik inceleme ve esas davada manevî tazminatın kabulü, birleşen manevî tazminat davasının reddi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların fiili olarak 2 ay birlikte yaşadıklarını, 12.08.2017 tarihinde düğün yapıldıktan sonra 17.08.2017 tarihinde tarafların …’ya geldiklerini, tarafların fiili olarak17.08.2017-27.08.2017 tarihine kadar aynı konutu paylaştıklarını, davacının eşiyle barışmasından sonraki 2-3 ay boyunca kötü muamele ve hakaretlere maruz kaldığını, davalının eşinin temizlikçi tutmasını engellediğini, davacı eve temizlikçi çağırınca taraflar arasında tartışma yaşandığını, davalının sürekli annesini arayarak aile sırlarını annesine anlattığını, davacının kendisine ait ziynet eşyalarını gündüz çalıştığından ve evinde kimse olmadığından dolayı kendi annesine teslim ettiğini ve bunda davalı erkeğin haberi olmasına rağmen davalının sürekli ziynet eşyalarını bahane ederek huzursuzluk çıkardığını, davacıya hakaretlerde bulunduğunu, davacının ailesine de hakaretlerde bulunduğunu, davacının eşinden kendisini okuldan çarşıdan almasını istemesine rağmen ”taksiye bin, dolmuşa bin gel ben şimdi seninle uğraşamam” dediğini, bu durumun davacıyı incittiğini 27.09.2017 tarihinde davalı erkeğin tekrarda ziynet eşyaları bahane ederek davacı ile tartıştığını, davacıya ”annenden altınları almazsan seni boşarım” diye tehdit ettiğini, bu tartışma esnasında davacının sinir krizi geçirdiğini ve yere düştüğünü, davacının 27.09.2027 tarihinde evden ayrıldığını, davalının sürekli maddîyata dayalı bir evlilik yürütmeye çalıştığını, davalının davacıyı başkalarının yanında küçük düşürdüğünü, bazı çirkin sözlerle onu kırdığını, davalının davacıya onur ve güven kırıcı eylemlerde bulunduğunu beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, kadın lehine 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Asıl davada davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların 17.08.2017 tarihinde ortak konutta yaşamaya başladıklarını, ev işlerini yapmaktan genelde de imtina eden davacının bu olayı büyük bir kavga sebebine dönüştürdüğünü, evliliğin ilerleyen günlerinde ise ev işlerine yetişemediğini ifade edip müvekkilinden bir temizlikçi kadın talebinde bulunduğunu, davalının şu aşamada bu şekil bir hayat yaşamanın tedbirsiz ve fazla lüks olduğu ifade ettiğini, kendisine ev işlerinde mümkün olduğunca yardım edebileceğini evlilik birliğinin karşılıklı sadakat ve fedakarlıklarla ayakta durabileceğini defayetle ifade ettiğini, fakat davacının bunu büyük sorunlar haline getirdiğini, sonrasında ev ekonomisini ilgilendiren bu konuda müvekkilinden habersiz bir şekilde eve temizlikçi kadınlar getirdiğini, dava dilekçesinde davacının eve gündüz temizlikçi kadın gelmesinden sebep davacı kadın düğünde elde edilen zinnet eşyalarını annesine bıraktığının ifade edildiğini, davacının tek başına almış olduğu bir kararla annesine teslimiyetinin bile bu davadaki kusur oranlarını gözler önüne serdiğini, boşanma davasının açılmasına sebebiyet veren olayın asıl bu olay olduğunu, davalının, davacıya neden böyle yaptığını, altınları banka hasabına yatırabileceklerini annesinde altınların ne işinin olduğu sorunca da ”annemde kalması sende kalmasından iyidir, onları sana kaptırıcağımı mı sandın” şeklinde cevap verdiğini, davacının müvekkilinin haklı isyanları karşısında sinir krizleri geçirip komşuları da olaya dahil ederek aile sırlarını bu vasıtayla herkese ulaştırdığını, eşinden habersiz ablasının evine taşınmış olmasının bir noktada müvekkilini terk ettiğinin göstergesi olduğunu, ablasının evlilik birliğine müdahale ettiğini ve davacının evden ayrılmasına neden olduğunu, davacının davalıya defalarca hakaret ettiğini, başka insanlarla kıyaslayarak üzerinde psikolojik baskı kurduğunu, tehditlere maruz kaldığını beyan ederek, tarafların boşanmalarına, davacının manevî tazminat talebinin reddine, davalı erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen dava dosyasında davacı erkek vekili dava dilekçesinde;boşanma davasının devam ettiği, boşanmada müvekkilinin kusursuz ya da daha az kusurlu olduğunun ispat edileceğini, davalının evliliklerinden davacıyı manevî anlamda yıprattığını, bu sebeple 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

3.Birleşen dava dosyasında davacı erkek vekili sunduğu ıslah dilekçesinde; usulden bozmalar akabinde ıslah yapılabileceğinden bahisle birleşen 2018/47 Esas numaralı dava dosyasını ıslah ettiklerini, her iki davanın da temelinde (gerek boşanma davası gerekse de birleştirme talepli dosyalarında) boşanmayı arzuladıklarını ifade ettiklerini, mevcut davada taleplerini değiştirmeyip sadece taleplerine konu iddia ve savunmalarını genişletmek istediklerini, evlilik birliğinin sona ermesinde davalının kusurlu olmadığını, karşı tarafın, düğün takıları konusunda müvekkiline sürekli yalan beyanlarda bulunduğunu, düğün takılarını düğünün hemen akabinde ailesine verdiğini, bu durumu eşine farklı anlattığını, dosyaya öncesinde sunmuş oldukları whatsapp mesaj kayıt içeriklerinden de anlaşılacağı üzere davacının altınların annesinde olduğunu net bir şekilde ifade etiğini, dosyada tanık olarak dinlenen davacının annesi …’un net bir şekilde altınların kızında olduğunu ifade ederek farklı bir beyanda bulunduğunu, daha önce dosyaya sunmuş oldukları görüntü kayıtları , whatsapp mesaj içerikleri ve polis tutanağından da anlaşılacağı üzere davacının müvekkiline yönelik darp etme eylemlerinde bulunup müvekkiline hakaret içerikli sözler sarf ettiğini, … ile … isimli şahıslar hakkında 26.09.2017 tarihinde … İl Emniyet Müdürlüğünce tutalan tutanakların ve ifade örneklerinin dosya arasına alınmasını talep ettiklerini, müvekkilinin yalan beyanları sorguladığı vakit davacının sinir krizleri geçirip müvekkiline hakaretler edip kendisine bir çok defa saldırdığını,davacının mevcut evliliği bitirip düğünde takılan tüm ziynet eşyalarını alıp gittiğini beyan ederek dosya kapsamında kusursuz ve daha az kusurlu bulunduğunu düşündükleri müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 2017/727 Esas-2018/177 Karar sayılı ve 22.02.2018 tarihli kararı ile erkeğin özellikle ekonomik sebeplerle tartışma çıkardığı, kadının eve temizlikçi tutma isteğinin erkeğin cevap dilekçesindeki beyanlarından kısmen kabul ettiği üzere ekonomik sebeplerle kabul etmediği, bu konu yüzünden sürekli tartışma yaşandığı, kadının kız kardeşinin yanında” Kalçan çok büyük, sen de kadın mısın,sen buraya sığar mısın, yanıma mı geleceksin” şeklinde sözler söyleyerek davalıyı incitici sözler söylediği, kadının düğünde takılan ve kadına ait olan altınları güvenlik amacıyla annesine bırakmış olmasının davalı tarafından büyük bir sorun haline getirildiği, bu konuda kadına baskı yaptığı, kadının bu olay yüzünden sinir krizi geçirdiği, hakaret ettiği, erkeğin tüm bu davranışlarının evlilik birliğini zedeleyici, güven sarsıcı, davacıyı manevî anlamda yıpratıcı olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı, maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve esas davada manevî tazminatın kabulü ile birleşen davada manevî tazminatın reddi yönlerinden istinaf edilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesi 2018/797 Esas-2018/797 Karar sayılı ve 27.02.2019 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesince yargılamanın tamamlanması zorunlu aşamalarından dilekçelerin teatisi aşaması yöntemince tamamlanmadan ön inceleme aşamasına geçilmesinin emredici usul kurallarına aykırılık teşkil etmekte olduğu, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığının anlaşıldığı, bu hususun 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğu gibi hukuki dinlenilme hakkının da ihlali olacağı gerekçesi ile hükmün tarafların boşanmalarına ilişkin (1) numaralı bendi saklı kalmak üzere kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 2019/409 Esas-2021/131 Karar sayılı ve 11.02.2021 tarihli kararı ile, toplanan delillerden evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının kusurlu olmadığı, erkeğin eşine kötü davranarak, hakaret ve tehdit ederek, sürekli tartışma çıkararak, evlilik birliğini çekilmez hale getirmek suretiyle birleşen davalı kadının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu, tarafların boşanmaları yönünden verilen hükmün kesinliği belirtilmiş ise de hüküm kısmında asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı hüküm fıkralarının bulunmasının gerekmesi nedeniyle Mahkemece verilen ilk boşanma kararına da değinmek gerektiği gerekçesi ile açılan asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dosyası usulden bozma gerekçesi ile tekrar yerel mahkemeye geldikten sonra ilgili Mahkemenin sadece usuli eksiklikleri tamamlamakla yetinip taraflarının hiç bir savunma ve delil beyanlarını dikkate almayıp (ıslah doğrultusunda) önceki hükmünün aynısı şeklinde bir hüküm tesis ettiğini, ihtilafın kusur oranının belirlenmesi ve bununla ilişkili manevî tazminat talebine ilişkin olduğunu, manevî tazminat noktasında müvekkilinin kusursuz veyahut daha az kusurlu olduğu düşüncesi ile manevî tazminat davalarının mevcut olduğunu, boşanma davasına sesli ve görüntülü delil içerikleri ile bir takım polis tutanaklarını sunduklarını, yine birleştirme talepli dosyasına bir çok farklı delil argümanlarını sunmuş olmalarına rağmen dikkate alınmadığını, evlilik birliği içerinde müvekkillinin yaşadığı fiziksel durumları resmeden görüntü içerikleri ve yine kadının ağza alınmayacak çirkinlikte hakaretler ettiği ses kayıtlarının hiç bir surette irdelenmediğini, söz konusu delil içeriklerinin karşı tarafın bilgisi dahilinde elde edilmiş delil içerikleri olup , bilgisi dahilinde olmaması ihtimalinde dahi hukuka aykırı değerlendirilmesinin hatalı bir tespit olduğunu, dosya arasında mevcut bulunan polis tutanak kayıtlarının da hükme esas alınmadığını, evlilik birliğindeki temel sarsılmanın başlıca sebebinin ziynet eşyaları hususu olduğunu, davacı-birleşen davalı şahsın annesine verme iradesini kabul etmediğini, çelişkili ve yalan temelli beyanlarının evliliğin sonuna sebebiyet vermiş olduğunu, kadının müvekkiline ziynet eşyaları noktasında ailesine vermediğini ifade etmişken bu hususun ses kayıtları ile sabitken daha sonra dava dilekçesinde altınları annesine verdiğini ikrar ettiğini, fakat daha sonra tanık olarak beyanlarına başvurulan annesinin altınların kendisine verildiğini net bir şekilde yalanladığını, yerel mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını en aleyhe durumda eşit kusur noktasına değerlendirme yapması gerektiğini, hükmolunan manevî tazminat miktarının zenginleşme sebebi olduğunu belirterek eksik inceleme, kusur belirlemesi, kabul edilen manevî tazminat, birleşen manevî tazminat davasının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı-davacı erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf başvuru dilekçesindeki aynı hususları belirterek eksik inceleme, kusur belirlemesi, kabul edilen manevî tazminat, birleşen manevî tazminat davasının reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme:
Uyuşmazlık evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı asıl boşanma davasında taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, … kadının manevî tazminat talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı, erkeğin birleşen manevî tazminat davasının reddinin yerinde olup olmadığı, erkeğin delilleri hususunda eksik inceleme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci, 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenilen tehdit vakıasının ispatlanmadığının, ispatlanmayan bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenilmeyeceğinin, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.