Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2194 E. 2023/1219 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2194
KARAR NO : 2023/1219
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/132 E., 2018/626 K.
DAVA TARİHİ : 09.12.2013
KARAR : Dava Kabul

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline ve ailesine kötü davrandığını, çarşıda pazarda aile mahremiyetine dikkat etmeyerek kavga çıkardığını, evin kilidini ve anahtarını değiştirmek suretiyle davacıyı evden kapı dışarı ettiğini, müvekkilinin evde bulunan tüm şahsi eşyalarını ve kimlik vs. özel evraklarını yaktığını, aracının ve kiraladığı evin camlarını kırarak malına zarar verdiğini, müvekkilini eve sokmadığını, müşterek hanenin kilidini değiştirdiğini bu sebeple müvekkilinin 2009 yılı Mayıs ayından bu yana kendisine yeni bir düzen kurduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının evlilik birliği devam etmekte iken müşterek haneden ayrılarak başka bir kadın ile karı-koca hayatı yaşadığını, bu nedenle ağır kusurlu olduğunu, davacının müşterek haneyi terk etmeden iki yıl önce başka kadınlar ile birlikte olmaya başladığını, müvekkiline şiddet uygulamaya başladığını, davalı müvekkilinin herşeye rağmen bütün aile sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacının ilk eşinden olma çocuklara bakmadığı yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının Beypazarında ev kiraladığının ve bu evde başka bir kadınla birlikte yaşadığını, bu birliktelikten bir çocuk olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, bu nedenle açılan davanın reddine, aksi kanaatle hüküm verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verilmesini, 10.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 22.10.2015 tarihli ve 2013/186 Esas ve 2015/270 Karar sayılı karar ile davacı erkeğin 2008 yılında evini terkederek Beypazarı’na yerleştiği, evini terketmeden önce de başka bir kadınla ilişkisinin bulunduğu, zaman zaman kadına ve çocuklarına şiddet uyguladığı anlaşılmakla ağır kusurlu olduğu; davacı erkeğin bir başka kadınla birlikte yaşadığı, bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği sabit ise de bu olaylar karşısında davalı kadının aksi iddia edilmeyen “Ben sana dedim. Beni bu evden tabut çıkarır dedim, Allah beni affetsin, Ben artık dayanamıyorum, Benim yavrularım elimde sağ kalmaz o da senin yüzünden Allah beni affetsin yavrumu senin yüzünden çok dövdüm” şeklinde yazı bıraktığı, davalı kadının çocuklarını dövdüğü, kadının davacı erkeğin başka biriyle yaşamasına tepki olarak haksız tahrikin verdiği etkiyle eve girdiği ve eşinin eşyalarına zarar verdiği, eşinin eşyalarını evin dışında yaktığı, evin kapısının kilidini değiştirdiği anlaşılmış ise de tarafların 2008 tarihinden beri ayrı yaşadıkları ve öncesinde de geçimsizliklerinin sabit olduğu anlaşılmakla 5 yıla yayılan davalı kadının tepki mahiyetindeki davranışlarının haksız tahrikin etkisinin bulunmasının olası sayıldığı makul süreyi aştığı, davacı erkeğe ve çocuklara karşı hayatı çekilmez hale getirmeye yönelik bir hal aldığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadının da eşine hakaret ettiği, işyerine ait araca zarar verdiği, çocuklarını dövdüğü; bu suretle davalının itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğine dönüştüğü, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadın da az da olsa kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında davalı kadın ve çocuklar bakımından korunmaya değer yarar kalmadığı, kısa kararda sehven davanın reddine yazıldığı belirtilerek davacının davasının reddine, ortak hayatın yeniden kurulamayacağı kanaati ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/48 Esas sayılı dosyasında belirlenen nafakanın aynen devamına, kararın kesinleşmesini müteakip davalı kadın için yoksulluk, ortak çocuklar için belirlenen nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.02.2018 tarihli ve 2016/12256 Esas, 2018/2632 Karar sayılı kararı ile Mahkemece gerekçeli kararda davacı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, davalı kadının boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrasının koşullarının oluştuğu kabul edildiği halde, hüküm kısmında “davacının davasının reddine, ortak hayatın yeniden kurulamayacağı anlaşıldığından tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine” karar verilmek suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu, bu çelişkinin tek başına bozma sebebi olup, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda ki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davacı erkeğin evlilik birlikteliği devam ederken başka bir kadınla birlikte olduğu ve bu kadından 20.01.2012 doğumlu bir çocuğunun bulunduğu, davacı erkeğin zaman zaman davalı kadına şiddet uyguladığı anlaşılmakla davacı erkeğin evlilik birliği içerisinde sadakatsiz davranması ve eşine karşı şiddet uygulaması sebebiyle ağır kusurlu olduğu; davalı kadının ise bu olaylar karşısında davacının başka biriyle yaşamasına tepki olarak davacının evine girdiği ve eşyalarına zarar verdiği, davacının eşyalarını evin dışında yaktığı, davacının çalıştığı şirkete ait servis aracını taşladığı, bir başka gün aracın camlarını kırdığı anlaşılmış olup davacı erkeğe nazaran davalı kadının daha az kusurlu olduğu; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı kadının az da olsa kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar ve çocuklar bakımından korunmaya değer yarar kalmadığı, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası şartlarının gerçekleştiği belirtilerek tarafların boşanmalarına, ortak çocuk … … olduğundan velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk …’ın velâyetinin anneye verilmesine, çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk … yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri ve hakkaniyet ilkesi gereğince 10.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddi gerektiğini, yoksulluk nafakası yönünden eksik incelemeyle karar verildiğini belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi hatalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, tazminat ve nafakaların az olduğunu, kadın aleyhine vekâlet ücretine hükmolunmasının doğru olmadığını belirterek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkek tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafakaların miktarları, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesinin birinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkek vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Davacı-karşı davalı kadın, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yoksulluk nafakası talep etmemiş olup, bu konuda usulüne uygun şekilde yapılmış bir ıslah talebi de bulunmamaktadır. Bu husus gözetilmeksizin, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan Mahkeme kararının yoksulluk nafakası yönünden davacı erkek yararına BOZULMASINA,

2. Davalı kadın vekilinin tüm, davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının REDDİ ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.