Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/2001 E. 2023/5854 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2001
KARAR NO : 2023/5854
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

MAHKEMESİ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1042 E., 2022/2149 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kars Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/11 E., 2021/112 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeği sürekli başkalarının yanında rencide ettiğini, ortak konutu terk etmekle tehdit ettiğini, haksız yere uzaklaştırma kararı aldırdığını, evliliğe gereken özeni göstermediğini, evlilik sorumluluklarını yerine getirmediğini, baskı ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğe ve erkeğin ailesine, arkadaş çevresine karşı saygısız tutumlar içerisinde olduğunu, erkeğin kişiliğini rencide ettiğini, kadının annesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkek yararına 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadını terke zorladığını, erkeğin ailesinin kadını ve ortak çocuğu hırpaladığını, kadını küçümsediğini, psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, öfke kontrol problemi olduğunu, ortak çocuğun sağlığıyla ilgilenmediğini, düğünde takılan ziynetlerin erkek ve erkeğin ailesi tarafından elinden alındığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ortak çocuk … yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine ve eşinin annesine karşı fiziksel şiddet uyguladığı, eşinin annesini evden kovduğu, ortak çocuğa yeterince ilgi ve şefkat göstermediği, kadının ise eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiği, eşinin maddî durumundan yakınarak sık sık huzursuzluk çıkardığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun anne yanında kaldığı ve bulunduğu ortama alıştığı, sosyal inceleme raporu da dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakası ile kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının alacak davasının tefriki ile farklı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile kendi manevî tazminat talebinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun nafaka ve tazminatlar yönünden kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına 18.000,00 TL maddî, 17.000,00 TL manevî tazminata, aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosya içeriğindeki delillere göre ağır kusurun kadında olduğunu, kadının erkeğe fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, rencide ettiğini evden kovduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin herhangi bir işte çalışmadığını, maddî gelirinin olmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile kendi manevî tazminat talebinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesine yönelik kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince bu yöne ilişkin olarak başvurunun kabulü veya reddi yönünde inceleme yapılmamasının hatalı olduğunu, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden değerlendirme yapılmış olmasına rağmen vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı, vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası ödenmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran yeterli olup olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf sebeplerine uygun şekilde inceleme yapılıp yapılmadığı ile yeniden hüküm kurulmuş olmasına rağmen vekâlet ücreti takdir edilmemesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 355 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve kadın yararına boşanmanın ferilerine karar verilmiş, kararın davacı-karşı davalı erkek tarafından “kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar ve kendi manevî tazminat talebinin reddi” yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise “kusur belirlemesi ile nafaka ve tazminatların miktarı” yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği; aynı Kanun’un 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağı ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak sekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-karşı davacı kadının istinaf başvurusunun incelenmesi başlıklı bölümünde, yalnızca nafaka ve tazminatların miktarı yönünden değerlendirme yapılmış, kadının kusur belirlemesine ilişkin itirazları incelenmemiş ve bu yönden hüküm kurulmamıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere, davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince kadın yönünden hatalı istinaf sınırlaması yapılarak kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun incelenmemiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.