Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1939 E. 2023/5617 K. 23.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1939
KARAR NO : 2023/5617
KARAR TARİHİ : 23.11.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1164 E., 2022/2375 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Savaştepe Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/287 E., 2020/22 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı -davalı kadın vekili dava ve karşı dava dilekçesine cevap dilekçesinde; erkeğin, toplum içinde küçük düşürücü davrandığını, şiddet, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, telefonundan, müvekkiline ait telefona tehdit, küfür ve hakeret içeren mesajlar gönderdiğini ayrıca sesli mesajlarda gönderdiğini, psikolojik rahatsızlıklarının mevcut olduğunu, 3 ay önce müşterek haneyi terk ettiğini iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini, davalı-davacı erkeğin karşı dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu beyan ederek karşı davanın ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; … kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, beyan ederek davanın reddini istemiş, kadının evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu olduğunu, müvekkiline karşı aşırı sinirli ve güvensiz bir tutum gösterdiğini, telefonunu sürekli olarak kaçırdığını, telefon kilidini sürekli olarak değiştirdiğini, evdeyken uçak moduna aldığını ve konuşmalarını müvekkilinden uzaklaşarak yaptığını, çalıştığı yer yaptığı iş konusunda da güvensizlik oluşturduğunu, kadının, evlilikleri süresince aşırı kıskanç ve dengesiz olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, müvekkil lehine 15.000,00 TL manevî, 15.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, eşine hakaret ettiği, tehdit ettiği, bu haliyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve tarafların ortak hayatı sürdürmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin yapmış olduğu eylemlerin neden olduğu, davalı erkeğin tanık dinletmediği ve iddialarını ispatlamak için dosyaya herhangi bir belge ibraz etmediği, davacı kadına kusur izafe edilmediğinden erkeğin davasının reddine, kadının davasının ise kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden tarafların mali durumları, paranın satın alma gücü, ekonomik koşullar, hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında … kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına kadının boşanma yüzünden beklenen ve mevcut menfaatinin zedelendiği, erkeğin eylemleri kadının kişilik haklarını zedelediğinden kadın yararına 8.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden itirazları olmadığını, ancak dava dilekçelerinde 750,00 TL tedbir nafakası talep ettikleri halde mahkemenin tedbir nafakası yönünden gerekçeli kararda değerlendirme yapmadan tedbir nafakasına karar vermediğini bildirerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı -davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazları olmadığını, kusur belirlemesinin ve karşı davanın reddinin hatalı olduğunu, davacı kadının çalıştığını, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi gerektiğini bildirerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, kadın lehine yoksulluk nafakası bağlanmış ise de kadının 4721 sayılı Kanunun 169 uncu maddesi kapsamındaki tedbir nafakası talebini karşılayacak şekilde olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi yönünden karar verilmesi yönlerden kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 500,000 TL tedbir nafakasına, davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı -davalı kadın vekilinin ise sair istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının … ilinde masaj salonunda çalıştığını, sonradan bu masaj salonunun mühürlendiğini bu durumun dosyaya gelen evraklardan anlaşıldığını, bu olayın evlilik öncesi olsa da müvekkilinin bilmediğini ve müvekkilin bilmesi gereken bir olay olduğunu ancak müvekkilinin bu durumu evlilik birlikteliği içerisinde öğrendiğini, eşine karşı olan tüm inancını yitirdiğini ve evlilik birliğinin sona ermesine sebep olan asıl sebebin bu olduğunu, kadının … eğitmenliği yaptığını, sabit gelirinin olduğunu kadın lehine nafakaya hükmedilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği ve kadın lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.