Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1935 E. 2023/5615 K. 23.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1935
KARAR NO : 2023/5615
KARAR TARİHİ : 23.11.2023

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1898 E., 2022/1987 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/793 E., 2022/431 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1…. kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde;erkeğin, öfke kontrolünü sağlayamadığını, aldatma şüphesi ile boşanma davası açtığını, dava görülmekte iken müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, kıskanç olduğunu, kıskandığı kişiyi yaraladığını, defalarca evi terk ettiğini, müvekkilinin evlilik birlikteliğin kurtarma çabaları karşılığında fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, hakaret ettiğini, küçük düşürücü- gurur kırıcı davranışlarının olduğunu iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan …için 3.000,00 TL, … için 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, nafakaların her yıl TÜFE oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2…. kadın vekili birleşen davaya karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; birleşen dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, erkeğin, müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, müvekkilini ve ailesini tehdit ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, babalığın kendisine yüklediği sorumluluktan kaçtığını, sürekli arkadaşlık sitelerinde vakit geçirdiğini, çocuklara zorla video çektirerek annelerinin dövdüğüne dair gerçek dışı şeyler söylettiğini belirterek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3…. kadın vekili esasa yönelik beyan dilekçesinde, çocuklar için hükmedilen tedbir nafakalarının 5.000,00’er TL’ye çıkartılmasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; davacı- davalının dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı ve asılsız olduğunu, sürekli banka toplantıları olduğunu bahane ederek eve geç geldiğini, onur kırıcı, hakaret ve küfür söylemleri ile çocuklarıyla ilgilenmediğini, sürekli sosyal medyada vakit geçirdiğini, tüm gelirini kendisi için harcadığını, müvekkilinin evi terk etmesi ve bırakıp gitmesi için psikolojik baskı kurduğunu, müvekkilinin iş yerinin önüne gelerek yüksek sesle ticari itibarını zedeleyecek şekilde bağırarak hakaret, küfür ve tehditlerde bulunduğunu iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, birleşen davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin daha önce dava açıp boşanma talep ettiği, dava dilekçesinde belirttiği kusur eylemlerin “boşanmak istemiyorum eşimi seviyorum” şeklindeki beyanından önceye dayalı olduğu bu hali ile eşinin iddia ettiği eylemleri hoş görmüş sayılması gerektiği, tarafların barışıp bir araya gelmesinden ve ikinci çocuklarının doğumundan sonra evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan, erkeğin kadına, ”şerefsiz, adi bir kadınsın” şeklinde hakaret beyanları olduğu, eşi ve çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenmediği, aşağılayıcı kelimeleri olduğu, yine bir tartışma esnasında eşine ”bacıların gibi orospu mu olacaksın, üniversiteye gittin orospu oldun” gibi hakaret içerikli söylemleri olduğu, bunun tanık beyanıyla sabit olduğu, uzaklaştırma kararı ile evden ayrıldıktan sonra çocuklar da evde olduğu halde evin doğalgazını, suyunu kestirdiği bu eylemleri ile kusurlu olduğu, erkeğin tanıklarının görgüye dayalı somut bilgilerinin bulunmadığı, ifadelerinin duyuma dayalı olduğu, bu hali ile kadına izafe edilen kusurların ispatlanamadığı tüm bu nedenlerle erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların reşit olmayan ortak çocuklarının velâyetlerinin uzman raporu da dikkate alınarak annede kalmasının daha yararlı olacağından çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ergin olmayan çocukların velâyetleri anneye verildiğinden çocukların yaşı, ihtiyaçları eğitimine devam etmesi ve hakkaniyet ilkesi gereği ortak çocuk … yönünden aylık 2.300,00 TL, ortak çocuk … yönünden aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadının, boşanmaya sebep olaylarda kusurlu olmadığı ve boşanma ile aile ortamının sağladığı mevcut yaşam koşullarını, mevcut veya beklenen menfaatlerini kaybedeceği, ayrıca boşanmaya sebep eylemlerin kişilik haklarına saldırı teşkil etmekle duyduğu acı ve üzüntünün tatmini gerektiğinden, tarafların ekonomik sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, velâyet, tedbir-iştirak nafakası, SED araştırma tutanakları arasındaki çelişki giderilmeden nafaka ve tazminatlara hükmedilmesi yönlerinden istinaf talebinde bulunarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışların sabit olduğu, kadına yüklenecek kusur bulunmadığı, meydana gelen geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşıldığından asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi ve kusur belirlemesine yönelik kararın isabetli olduğu, ortak çocuk …in beyanı, …’nın yaşı ve sosyal inceleme raporlarındaki tespitler dikkate alındığında velâyete yönelik düzenlemenin de isabetli olduğu, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, kadın yararına tazminat şartları oluştuğundan tazminat taleplerinin kabulü ve miktarının isabetli olduğu gerekçesiyle, bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, dava dilekçesinde nafakalara TÜFE oranında artırım talebinde bulunulduğu, esasa yönelik beyan dilekçesinde ÜFE oranında artırım talebinde bulunulduğu, mahkemece nafakaların ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, erkek vekilinin istinaf talebinin bu hususu da kapsadığı kabul edilerek nafakalara ÜFE oranında artırım yapılmasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile , İlk Derece Mahkemesi kararının 5 nolu bendindeki “nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına” yönelik kısmın kaldırılarak “nafakaların her yıl TÜFE oranında artırılmasına” karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, velâyet, tedbir-iştirak nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ve erkeğin boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tazminat verilme şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, çocuklar lehine hükmedilen nafakaların verilme şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve velâyet düzenlemesinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3 üncü, 4 üncü, 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.