YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1917
KARAR NO : 2023/4766
KARAR TARİHİ : 17.10.2023
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2454 E., 2022/2478 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/138 E., 2022/647 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davacı karşı davalı erkek vekiline 10.01.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı karşı davalı erkek vekili temyiz süresinden sonra 27.03.2023 tarihli ek temyiz dilekçesi vermiştir. Davacı karşı davalı erkek vekilinin süresinden sonra verdiği 27.03.2023 tarihli ek temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı karşı davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan 16.01.2023 tarihli temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının erkeğin ailesini sevmediğini, misafir olarak kabul etmediğini, sürekli yalan söylediğini, sürekli bağırarak konuştuğunu, asabi olduğunu, kendini geliştirmediğini, sosyal ortamlarda yalnız bıraktığını, kıskanç olduğunu, eve gelen arkadaşlarının yanına çıkmadığını, çocuklara şiddet uyguladığını, çocukları yanlış yönlendiğini, ailesinin müdahale ettiğini, son iki buçuk yıldır karı koca ilişkilerinin kalmadığını, nerede kaldığını bildirmediğini, çocukları ve eşyaları alıp kaçtığını, müvekkilinin kadının sadakatinden dahi şüphe duyduğunu ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı karşı davalı babaya bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
2.Davacı karşı davalı erkek vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde 150.000,00 TL manevî tazminat talebinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı erkeğin dağcılık merakı olduğunu, sürekli evi bırakıp gittiğini, ihtiyaçları karşılamadığını, kadın ve erkek arkadaşlarını sürekli eve getirdiğini, getirdiği kadınların sevgilileri olduğunu müvekkilinin sonradan öğrendiğini, çocukları ile ilgilenmediğini, sabahlara kadar kadınlarla cinsel içerikli mesajlaştığını, davalı karşı davacı kadın üzerine şirket açıp kadını borçlandırdığını, eve sürekli haciz geldiğini, müvekkilinden habersiz Ankara`ya tayin istediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı karşı davacı anneye verilmesine, davalı karşı davacı kadın ve çocuklar için nafakaya hükmedilmesine ve faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı karşı davalı erkeğin sosyal medyada ve dağcılık faaliyetlerinde çok fazla vakit geçirdiği, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, baba ve eş olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, kirayı, faturaları düzenli ödemediği, davacı karşı davalı erkeğin borçları nedeniyle eve icra geldiği, davalı karşı davacı kadını beğenmediği, kendisine denk görmediği, aşağıladığı, davalı karşı davacı kadını sevmediğini, istemediğini söylediği, başka bayanlarla görüşerek sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadından habersiz Ankara’ya tayin olduğu ve kadının bunu başkalarından duyduğu, davacı karşı davalı erkeğin dilekçelerindeki iddiaları tanık anlatımlarıyla veya herhangi bir delil ile ispat edemediği, davacı karşı davalı erkeğin tam kusurlu, davalı karşı davacı kadının kusursuz olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu Bilge Kağan’ın yaşı, fiili durumda anne ile yaşaması ve dosya kapsımında alınan sosyal inceleme raporu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin davalı karşı davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, Sivas 1. Aile Mahkemesinin 09.07.2021 tarih ve 2020/568 Esas, 2021/431 Karar sayılı kararı ile kadın lehine 750,00 TL, ortak çocuk … lehine 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, kararın 14.09.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup, iş bu tedbir nafakalarının boşanma kararı kesinleşmesine kadar devamına, tarafların ortak çocuğu … lehine kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadın boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden lehine aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanma nedeniyle davalı karşı davacı kadının mevcut veya beklenen menfaatleri zedelendiğinden ve kişilik hakkı saldırıya uğradığından 50.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili; davalı karşı davacı kadının kusur durumuna ilişkin açıklamalar ve deliller yeterince incelenmeden eksik hüküm kurulduğunu, davalarının reddine, davalı karşı davacı kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, evliliğin bu aşamaya gelmesinin sorumlusu olan davalı karşı davacı lehine maddî ve manevî tazminat ile davalı karşı davacı lehine nafakaya hükmedilmesinin yanlış olduğunu belirterek; kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde ve davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesinde, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar davalı karşı davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davalı karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, ortal çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, davalı karşı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinde ve miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davacı karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili; davalı karşı davacı kadının kusur durumuna ilişkin açıklamalar ve deliller yeterince incelenmeden eksik hüküm kurulduğunu, davalarının reddine, davalı karşı davacı kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, evliliğin bu aşamaya gelmesinin sorumlusu olan davalı karşı davacı lehine maddî ve manevî tazminat ile davalı karşı davacı lehine nafakaya hükmedilmesinin yanlış olduğunu belirterek; kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı karşı davalı erkeğin davasının reddi ve davalı karşı davacı kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, davalı karşı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı karşı davalı erkek vekilinin 27.03.2023 tarihli ek temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı karşı davalı erkek vekilinin süresinde sunduğu temyiz dilekçesinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.