YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1873
KARAR NO : 2023/4752
KARAR TARİHİ : 12.10.2023
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1738 E., 2022/1769 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/718 E., 2022/146 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davada ara karar ile ziynet alacağı yönünden dosyadan tefrik kararı verilmiş, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı erkeğin açmış olduğu karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek tarafından asıl davada boşanmanın kabulü, kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası takdiri ve miktarları yönünden, davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından katılma yolu ile maddî ve manevî tazminat ile nafakanın miktarları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından asıl davada boşanmanın kabulü, kusur tespiti, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile nafaka takdiri ile miktarları ile kendi reddedilen boşanma davası yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
İlk Derece Mahkemesinin davalı-karşı davacı tarafça açılan karşı davanın reddine dair hükmü davalı erkek tarafından istinaf başvurusuna konu edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle, davalı erkeğin istinaf edilmeyerek kesinleşen karşı davanın reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı erkeğin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davacının yıllar boyunca eşinden, onur kırıcı, küçük düşürücü, evlilik birliğiyle asla bağdaşmayan hakaretlere ve tehditlere maruz kaldığını, müvekkilinin eşi tarafından defalarca darp edildiğini ve kötü muamcleye maruz kaldığını, müvekilinin şiddet uygulan davalı eşe karşı koruma kararı aldırdığını, davalı eşin müvekkili ve çocuklarına karşı ağır hakeretleri, tehdit ve şiddet uygulaması yüzünden müvekkilinin sağlığının bozulduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eve haciz geldiğini, alkollü olarak eve geldiğini ve huzursuzluk çıkardığını beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına yasal faizi ile birlikte kadın lehine 100.000,00TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, müvekkiline ait ziynet eşyaların davalıdan aynen iadesine veya değerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı cevaba cevap dilekçesinde özetle; karşı davacının iddiaları gerçek dışı olmakla birlikte haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddinin gerekmekte olduğunu, ortak çocuklara “Alacağınız karılarla ilk gece ben yatacağım, sizi evlat demem s..kerim ” şeklinde söylemlerde bulunan davalı tarafın çocuklarla sağlıklı bir ilişki kurmasının mümkün olmadığını, davalı eşin müvekkili ve çocuklarını tehdit ettiğini ve fiziksel şiddette bulunduğunu, davalı taraf hakkında soruşturma başlatıldığını ve Trabzon 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2020/245 E. Sayılı dosyası ile davalı tarafın yargılamasının devam etmekte olduğunu, dosyanın celbini talep ettiklerini, hiçbir zaman ailesinin ihtiyaçlarını gidermediği gibi ortak çocuk …’nin sanayide çalıştığı dönemde aldığı maaşı dahi elinden alıp alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklarına harcadığını beyan ederek davalı- karşı davacının haksız davasının reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve feri taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı vekilcevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların ve taleplerin yersiz olup reddinin gerektiğini, anılan koruma kararları incelendiğinde de görüldüğü üzere herhangi bir darp iddaisı olmadığı gibi verilen ifadelerin de hem kendi içerişinde hem de iş bu boşanma davasındaki iddialarla çelişki içerisinde olduğunu, davacı tarafın nafaka, maddî- manevî tazminat ve ziynet alacağı taleplerinin yersiz olduğunu, bu sebeplerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, müvekkilinin de evliliğe devam etmek istemediğini, koruma kararları sonucunda müvekkilinin evine gidemediğini, uzun bir süre iş yerinde yerde yattığını ve otellerde kalmak zorunda kaldığını beyan ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı lehine yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı ikinci cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin en ufak bir şiddet teşebbüsü dahi göstermediğini, müvekkili ile alakalı şiddet iddialarının gerçek dışı olduğunu, iş bu davanın açılmasında müvekkilinin eşini ve çocuklarını, davacı-karşı davalının ablası …. ve eşinin yönlendirmekte olduğunu, ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkili aleyhine icra takibi yalnızca vodafone tarafından başlatıldığını, müvekkilinin kendisine tebliğ edilen ödeme emrinin gereğini süresi içinde yerine getirerek borcunu ödediğini, dolayısıyla müvekkili ya da ailesinin hiçbir zaman haciz tehdidine maruz kalmadığını, iddia edilen birçok hususun boşanma davasından çok öncesine dayandığının açık olduğunu ve affedilmiş sayılacağını, haksız koruma kararı ile müvekkilinin evine gidemediğini beyan ederek davacının davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı davacının evin geçimini sağlamaması, eşine “bu çocuklar benden değil” diyerek eşinin onur ve haysiyetini zedelemesi, “sülaleni bir gecede silerim” diyerek tehdit etmesi ve bu ve benzeri eylemleri nedeniyle yargılanıp ceza alması nedeniyle tam kusurlu olduğu, erkeğin karşı dava dilekçesi ve cevap dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları ispat edemediği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, buna erkeğin tam kusurlu eylemlerinin neden olduğu, kadına atfı kabil bir kusurun dosya kapsamında tespit edilemediği, tarafların evlilik birliğinin devamında taraflar, toplum ve ortak çocuk bakımından korunması gereken bir faydanın kalmadığı gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun’un) 166/1 inci maddesi gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı- karşı davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesine cevap ve katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesinde, davacı müvekkili lehine düşük miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi (kısmen red) yönünden ve müvekkili lehine tahakkuk ettirilen yoksulluk nafakasının düşük tespit edilmesi yönlerinden ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini beyan ederek, maddî-manevî tazminat ve nafaka miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı istinaf başvuru dilekçesinde, kesinlikle eşi ile boşanmak istemediğini, evliliği sürdürmek için gerekli gayreti gösterdiğini ve bundan sonra da göstereceğini, eşi ile aralarında evlilik birliğimizi zedeleyecek herhangi bir tartışma dahi yaşanmadığını, bu sebeple boşanma kararının kaldırılmasını talep etmekte olduğunu, ayrıca hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafakayı ödeyecek maddî gücünün de bulunmamakta olduğunu, dolayısıyla karşı tarafın maddî-manevî tazminat ve nafaka taleplerinin de reddine karar verilmesini talep ettiğini beyan ederek, asıl davada boşanmanın kabulü, kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat ile nafaka takdiri ile miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacının istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı temyiz başvuru dilekçesinde, davacının, iddialarını ispatlayamadığını, eşiyle aralarında geçimsizlik bulunduğuna dair dosyada tanık olarak dinlenen ve daha önce de haksız ithamlarta ceza almasına neden olan oğulları … ve …’ın, yargılama sırasında annelerinden yana taraf olduklarını, objektitlikten ve hakikatten uzak beyanlarda bulunduklarını, beyanlarının genel itibariyle asılsız olduğunu, annelerinin etkisi ve yönlendirmesiyle hareket ettiklerini, diğer tanık …’nun beyanının ise davacıdan duyuma dayalı olduğunu, davacının iddiaların ispatına yönelik somut hiçbir delil de sunamadığını, ispatlanamayan davanın reddi yerine, delillerin takdirinde yanılgı sonucu davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminat ve nafaka yönünden de kararın bozulmasının gerektiğini, iddia olunan geçimsizlikte herhangi bir kusurumun bulunmaması, gelir durumu ve davacı tarafından evden atılması nedeniyle yeni bir ev açmak zorunda kaldığı gibi hususların mahkemece yok sayılarak haksız yere ve fakiş miktarlarda nafaka ve tazminat ödemeye malıkum edilmesinin de kararın bozulmasını gerektirdiğini, karşı davasının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, maddî ve manevî olarak düşürüldüğü durum, somut olay ve olguların mahkemece görmezden gelinerek karşı davasının reddine karar verilmesinin de kararın bozulmasını gerektirdiğini beyan ederek asıl davada boşanma kabul, kusur tespiti, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile nafaka takdiri ile miktarları ile karşı davada reddedilen boşanma davası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık, davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan asıl boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü ile kadın lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tazminata ve nafakaya hükmedilmesi koşulları var ise hükmedilen miktarların çok olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 197 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-karşı davacı erkeğin karşı davanın reddine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-karşı davacı erkeğin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı- karşı davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.