Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1870 E. 2023/5772 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1870
KARAR NO : 2023/5772
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1457 E., 2022/2482 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kağızman Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/171 E., 2021/136 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evlenince Kağızman da oturacaklarını vadettiğini ancak sonrasında Paslı köyünde yaşamak zorunda bıraktığını, bu durumdan rahatsız olduğunu ancak erkeğin bu duruma kayıtsız kaldığını, 12 yıllık evlilikleri boyunca eşine kocalık kızına babalık yapmadığını, erkeğin evlilik boyunca eşine ilgisiz davrandığını, hastalık durumunda eşini ve çocuğunu hastaneye götürmediğini, kendi akraba düğünlerine gittiğini, kadının akraba düğünlerine gitmediğini, evin ihtiyaçlarını karşılamaktan sürekli kaçındığını, evlilik boyunca herhangi bir işe girip çalışmadığını, sorduğunda ben babamın hayvanlarıyla ilgileniyorum o da bana harçlık veriyor dediğini, hastaneye yattığında ilgilenmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik başlangıcından itibaren çoğu kez izin almadan çocuğunu da yanına alarak baba evine gittiğini ve orada kaldığını, dilediği kadar baba evinde kaldıktan sonra keyfi olarak kendi evine döndüğünü, evlilik süresi içinde çoğu zaman eş vazifelerini yerine getirilmediğini, aile büyüklerine saygısız davrandığını, küçük sorunları büyüterek huzuru kaçırdığını, davalının öfke kontrol problemi olduğunu, bu sebeple çocuğun velâyetinin anneye bırakılması çocuğun yüksek yararı açısından sakıncalı olduğunu, bazen sırf kavga çıkartmak için küçük şeyleri büyüterek ve ev huzurunu kaçırdığını, aile büyüklerine karşı saygısız davrandığını ileri sürerek kadının davasının reddine, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden davalı-davacı erkek vekilinin süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığı, erkeğin sorumsuz olduğu, eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, ailesinden ayrı ikamet ettiği, eşi ile birlikte düğünlere katılmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu; birleşen dava yönünden ise kadının erkeğe haber vermeden evden ayrıldığı, evde temizlik ve yemek yapmadığı hususları ile kadının erkeğe haber vermeden ameliyat olduğu iddialarının ispatlandığı, kadının evde temizlik, yemek yapmadığı ve eşinden habersiz şekilde baba evine gittiği vakıaları yönünden az kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuğun annesi ile yaşayarak istediğine dair görüşü, sosyal inceleme raporundaki tespitler dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından süresinde olan cevap dilekçesinin kabul edilmediğini, kusur tespitinin hatalı olduğunu, kadının eşinin haberi olmadan sürekli olarak komşularına veya ailesine gittiğini, evin temizliğini ve yemeğini yapmadığını, bu durumun tanık beyanlarıyla da ispatlandığını, alınan SİR raporunun yetersiz olduğunu, çocuğun üstün yararının detaylı olarak araştırılmadan rapor hazırlandığını, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının afaki olduğunu, hayvancılıkla uğraştığını ve köyde yaşadığını evlenmeden önce bildiğini, ileri sürerek kararın cevap dilekçesinin hükme esas alınmaması, kusur belirlemesi, velâyet, tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki bilgi ve belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillere kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı; karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yargılaması birlikte yapılmak ve ileri sürülen karşılıklı vakıalara göre boşanmaya sebebiyet veren vakıalar nedeniyle kusur belirlemesi belirlenen kusur durumuna göre boşanmanın ferileri niteliğinde ki tazminatlar, nafaka ve velâyet gibi hususlarda tek hüküm kurulmasının gerektiği; evlilik birliğinin ortak hayatın devamı eşlerin kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasına neden vakıalar her bir dava yönünden ayrı ayrı belirlenmesi ve bu belirlemelere göre de taraflara açılan davalara göre ayrı ayrı kusur belirlemesinin hatalı olduğu; evlilik birliğinin ortak yaşamın devamı eşlerin kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasına erkek eşin evlenmeden önce köyde ikamet etmeyecekleri yönünde söz verdiği halde evlendikten sonra çoğunlukla köyde kaldığı, evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, kadın eşin hastalandığı dönemde kadın eş ile ilgilenmediği, kadın eşin kardeşinin düğününe gitmediği; kadın eşin, erkek eşe haber vermeden evden ayrıldığı, evde temizlik ve yemek yapmadığı, erkek eşe haber vermeden ameliyat olduğu, belirlenen kusurlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine; davalı- davacı erkek vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçemizin kabul edilmemesinin hatalı olduğu itirazı yönünden istinaf mahkemesince hiçbir değerlendirme yapılmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, velâyetin anne verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet belirlemesinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü madde, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 336 asıl olup, genel olarak 335 ila 351 arasında düzenlendi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.