Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1867 E. 2023/5631 K. 23.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1867
KARAR NO : 2023/5631
KARAR TARİHİ : 23.11.2023

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1324 E., 2022/1860 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bakırköy 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/869 E., 2020/494 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, davalının daha evvel evlenip boşandığını, 12 yaşında bir oğlunun olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmaya göre çocuğun babaannesi yanında kalacağı, ilişkinin hafta sonları olacağı, görüşmenin ardından yine babaannenin evinde kalmaya devam edeceğini ancak taraflar arasındaki anlaşmaya uyulmaması nedeniyle ihtilaflar olduğunu, davalının müvekkilinin üzerine yürüdüğünü, küfürler ettiğini, davalının cinsel isteği ve tercihi yönünde kabul edilemez ve normal görülemez istemlerinin olduğunu, müvekkiline bağırıp çağırıp hakaret ve tehditte bulunduğunu, nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkilinin maddî kaybı olan 24.678,00 TL ve manevî tazminat olarak 50.000,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine önleyici tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, taraflar arasında çocuğun eve getirilmeyeceği yönünde bir anlaşma olmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olup müvekkilinin cinsel hayatı ile ilgili kişiliğine hakaret olarak ileri sürülen bu iddialarla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını, davacı-karşı davalının evliliğin başından itibaren gerek kendisine gerekse müvekkilinin ailesine karşı sert tavırlarının olduğunu, davacı-karşı davalının bir kişiyle değil birçok erkekle arkadaşça nitelendirilemeyecek yazışmalarının olduğunu müvekkilinin öğrenmesi üzerine, tartışmaları sonucu davacı-karşı davalının ters cevaplar vermesi nedeniyle müvekkilinin bir anlık sinir ile telefonu televizyona atmak suretiyle kırdığını, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davacı-karşı davalının maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin, kadına yönelik küfür içeren kötü söylemlerinin bulunduğu, ortak hanedeki eşyalara zarar verdiği vakıalarının kusur olarak yüklendiği, erkeğe yüklenen vakıaların sabit olduğu, gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı karşı davalı kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminat takdirine, tazminatların davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1-Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının, erkeğin ailesini ve önceki evliliğinden olan çocuğunu istemediğini, kusur belirlemesini kabul etmediklerini, bu nedenle davalarının reddi ile kadının tazminat taleplerinin kabulünün gerekçelerinin belirtilmemesi, tazminat takdiri ve miktarının yerinde olmadığını beyanla kusur, tazminatlar, karşı davanın reddi kararı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-… kadın vekili istinaf dilekçesinde;erkeğin kadını tehdit ettiğini bu nedenle kusur, nafaka talepleri hakkında karar verilmemesi, tazminat miktarlarının az olması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, erkeğe, kadına yönelik küfür içeren kötü söylemlerinin bulunduğu, ortak hanedeki eşyalara zarar verdiği vakıalarının kusur olarak yüklendiği, erkeğe yüklenen vakıaların sabit olduğu, erkeğin ayrıca cinsel eğilimlerinde farklılık bulunduğu, kadını tehdit ettiği, kadının da, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğunu istemediği, aile bireyleri ile görüşmesini istemediği, erkeğin aile bireylerinin eve gelmelerini de istemediği, tarafların birbirlerine yönelik diğer iddialarını ispat edemedikleri, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya yol açan olaylarda kadının az erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, kadının kusura yönelik istinaf talebinin reddine vakıaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadının az erkeğin ağır kusurlu olduklarının tespitine, erkeğin kendi davasının reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, karşı davanın kabulü ile tarafların TMK’nın 166/1.maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesi gerekmekte ise de, asıl dava da verilen boşanma kararına karşı istinaf talebinde bulunulmadığı, boşanma kararının kesinleştiği gözetilerek, erkeğin boşanma davasının konusu kalmadığından boşanmayla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama gideri ile bunun kapsamına dahil olan vekâlet ücreti hakkında davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumları nazara alınarak hüküm tesis edilmesi gerektiğinden ve davalı karşı davacı erkeğin dava açmakta haklı olduğu gözetilerek, lehine vekâlet ücreti verilmesine ve yargılama giderlerinin davalı-davacı kadından alınmasına karar verildiği, erkek lehine manevî tazminat verilmemesi usul ve yasaya uygun olduğundan, erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin reddine, erkeğin kadın lehine manevî tazminat takdirine yönelik istinaf talebinin reddine, tazminat miktarının ise az olduğu kanaatine varıldığından kadının miktara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, erkeğin miktara yönelik istinaf talebinin reddine, ilk derece mahkemesi kararının 2 nolu bendinin manevî tazminat yönünden kaldırılmasına, … kadın için 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak … kadına verilmesine, kadının dava dilekçesinde ve beyan dilekçesinde maddî kayıp olarak belirttiği 24.678,00 TL’nin kadın tarafından ödenmiş olan miktar ile ödenecek olan krediler borcu toplamı olup, bu miktarın verilmesi talebinde bulunduğu, mahkemece davacı davalı kadının hiç bir tanığına kredi borcuna yönelik soru sorulmadığı, bu haliyle kredi borcuna yönelik talep yönünden davanın esasına etkili hiçbir delil toplanmadığı anlaşıldığından, erkeğin bu husustaki istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadının maddî tazminat yönünden istinaf talebinin reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kredi borcuna istinaden talep ettiği ancak boşanmanın fer’îsi niteliği kapsamında değerlendirilerek verilen 2 nolu bendinin maddî tazminat yönünden kaldırılmasına, dosyanın eksiklikler giderilerek maddî tazminat yönünden yeniden karar verilmesi için Mahkemesine gönderilmesine, İlk Derece Mahkemesince, kadının tedbir nafakası talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmediği anlaşılmakla, kadının bu yöndeki istinaf talebinin kısmen kabulü ile kadının sabit ve düzenli geliri olduğu anlaşılmakla davacı davalı kadının tedbir nafakası talebinin reddine, yoksulluk nafakası hakkında olumlu olumsuz karar verilmediği anlaşılmakla, kadının bu yöndeki istinaf talebinin kısmen kabulü ile … kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının,erkeğin ailesini ve önceki evliliğinden olan çocuğunu istemediğini bu nedenle kadının manevî tazminat talebinin reddi gerektiğini, tazminat takdiri ve miktarının yerinde olmadığını beyanla kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat, kendi manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 174üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.