Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1854 E. 2023/5652 K. 23.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1854
KARAR NO : 2023/5652
KARAR TARİHİ : 23.11.2023

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1768 E., 2022/1983 K.
KARAR : Başvurunun kabulüyle kısmen esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ: … 18. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/232 E., 2022/568 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince gerekçesizlik nedeniyle başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskanç hareketleri olduğunu, eşinin kendisini aldattığından şüphelendiğini, büyü ve muska işlerine başvurduğunu, erkeği takip ettiğini, bu durumları gerçekmiş gibi aile üyelerine anlattığını ve aile üyelerinin erkeği tehdit ettiğini, ortak çocukla ilgilenmediğini, erkeğin ailesini eve kabul etmediğini, alışılmışın dışında cinsel taleplerde bulunduğunu, ağır hakaret ettiğini, ortak konutu terk ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz davrandığını, başka bir kadınla sürekli telefonda görüştüğünü, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eve sürekli geç vakitlerde geldiğini, kadını evden kovduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak, kadın yararına ise aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.10.2019 tarih ve 2017/663 Esas, 2019/743 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, 700,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin de eşit kusurlu olmaları nedeniyle reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, manevî tazminat talebinin ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2022 tarih ve 2019/2399 Esas, 2022/404 Karar sayılı kararı ile tarafların hangi davranışlarının kusurlu eylem sayıldığı ile kadının yoksulluk nafakası talebinin hangi gerekçe ile reddedildiğinin belirtilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kabulüyle kararın esası incelenmeksizin kaldırılmasına, belirtilen hususlara riayet edilmek suretiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin telefonda başka bir kadın ile samimi konuşmalar yaparak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına ise boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve işsiz olduğu gerekçesiyle aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, yine kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve manevî tazminat yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminatın miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2022 tarihli ve 2022/1768 Esas, 2022/1983 Karar sayılı kararıyla; erkeğin erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, son aşamalarda erkeğin eşini istemediğine yönelik söylemlerde bulunduğu, kadının, erkeğin kusurlu eylemlerine tepki niteliğinde suçlamalarda bulunması nedeniyle kendisine kusur yüklenemeyeceği ve erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının yüklenmeyen vakıaya ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin zam, ikramiye ve prim adı altında maaşına ek gelirlinin olduğunu, maddî durumunun iyi olduğunu, kadının çalışmadığını, gerçekleşen bu sosyal ve ekonomik durum karşısında kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları ile kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın yoksulluk ve iştirak nafakası ile manevî tazminatın miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusursuz bulunan kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete göre az olup olmadığı ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesi’nin ilk kararına karşı taraflarca her iki davanın kabulü ve boşanma yönünden istinaf başvurusunda bulunulmayarak her iki davanın kabulü ve boşanma yönünden hüküm kesinleşmiş olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince verilen ikinci kararda asıl davanın reddi ve karşı davanın kabulüne karar verilmek suretiyle boşanma hükmü kurulmuş ise de boşanma hükmü daha önce kesinleşmekle yeniden hüküm kurulmasının sonuca etkili olmadığı ve ayrıca asıl dava ve karşı dava yönünden yeniden hüküm kurulması hatalı ise de temyize konu edilmediğinden bozma nedeni yapılmadığının anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.