Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1767 E. 2023/1918 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1767
KARAR NO : 2023/1918
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1527 E., 2022/2619 K.
DAVA TARİHİ : 02.04.2018
KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2019 tarihli ve 2018/291 Esas, 2019/513 Karar sayılı kararıyla; davalı kadının davacıyı tehdit ettiğini tanık …’nın davacıdan duyduğunu söylediği, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, davacı erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli ve 2019/2020 Esas, 2022/97 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanık …’nın beyanı dikkate alındığında davalı kadına izafe edilen “eşini tehdit ettiği” kusurunda bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacı kocanın da “evi terk ettiği, ailenin ekonomik varlığını tehlikeye sokacak şekilde borçlandığı, evliliği devam ettirmek istemediğini söylediği” kusurlarının ispatlandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı erkeğin ağır kusurlu hale geldiği gerekçesiyle, değişen kusur durumuna göre davacı erkek lehine takdir edilen manevî tazminatın kaldırılarak, koşulları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş, ayrıca, kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda bir geliri ve malvarlığı belirlenemeyen, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davalı kadın yararına, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirilerek kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının erkeğin kusurlu eylemleri neticesinde tepki mahiyetinde eşini evi terk etmesi amacıyla tehdit ettiği, bu nedenle tepkisel nitelikli bu eylemin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kaldı ki tanığın tehdit eylemine bizzat şahit olmadığı, tanığın görgüye dayalı beyanının bulunmadığı, davalı kadından duyduğunu aktardığı, davalı kadının boşanmayı gerektirir nitelikte kusurlu bir davranışın varlığı ispatlanamadığı, gerçekleşen bu durum karşısında erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığında bahisle hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.