Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1743 E. 2023/5784 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1743
KARAR NO : 2023/5784
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1822 E., 2022/2047 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esashakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: Beykoz 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/46 E., 2022/390 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir. Kararın … erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı- davalı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı – davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin her hareketini takip ettiğini, iş arkadaşlarına veya sosyal hayatta görüştükleri kişilere karşı şüpheyle yaklaştığını, sürekli kontrol altında tuttuğunu, şüpheci ve baskıcı tavırları ile aşırı kıskançlık hissine hakim olamayışının tarafların sosyal hayatını ve iş hayatını etkilemeye başladığını, kısa bir süre tanıdığı kişilerle sosyal medya üzerinden arkadaş olarak, bu kişilerin aile ve özel hayatlarını görmesine izin verdiğini, cinsel paylaşımın da 2016 yılının sonu itibariyle davalının isteğiyle son bulduğunu, konuttan kovduğunu, tokat atmak suretiyle şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 350.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadını duvarlara yumruk atarak, kapıları yumruklayıp çarparak, ya da intihara sebebiyet vereceği tehditleri ile korkutarak sindirip yönetmeye, bir korku imparatorluğu içinde yaşatmaya başladığını, psikolojisini bozan bu davranışlarına aşağılama, başkalarıyla kıyaslama, beceriksizlik, hiçbir yapılanı beğenmeme, her fırsatta eleştirme, kıskançlıklar eklenerek sonunda evlilik birliğinin temelindeki güven ilkesinin yok edildiğini, kadının sadakatinden hiçbir zaman emin olamadığını, erkeğin çok uzun zamandır her hafta sonunu bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen kişilerle geçirdiğini, ne zaman, nereye, kiminle gittiğini hiçbir şekilde söylemediğini, sevgi ve şefkat görmediğini, emirlerine karşı gelinmesine tahammülü olmadığı, kendisinden daha akıllı, zeki kimse olamayacağını iddia eden bir yapısı olduğunu, baskı ve rezil olma korkusunun panik atağa dönüştüğünü, kadına orospular gibi giyinme dediği, tatilde şort, sporda tayt giydiği zamanlarda teşhir ve iffetsizlikle suçladığı, her gidilen yerde karşı cins ile ilgili adama baktın, kendine baktırtmak için kırıttın, halıcı ile flört ettin gibi suçlamalara maruz kaldığı, bu olayları toplum içinde yaşadığı, erkeğin çocukları ile de birebir görüşmediğini, talimatlarını kadın üzerinden ilettiğini, para vermek dışında çocuklarının hiçbir sorunu ile ilgilenmediğini, kadını oral sekse zorladığı ve bundan hoşlanmayan, canını yakarak zorla ilişkiye girmesinin tarafların son birlikteliği olduğunu, kadının üzerine yürüyerek onu darp ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına , çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 350.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 13.05.2019 tarih ve 2017/756 Esas, 2019/418 Karar sayılı kararı ile erkeğin eşine ekonomik şiddet uyguladığı ve birlikte yaşamaktan kaçındığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir nafaka talebinin reddine, kadın yararına bir defaya mahsus toptan 50.000,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine; kadın yararına 80.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası takdiri ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 06.12.2021 tarih ve 2019/1604 Esas, 2021/1938 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince … erkeğin daha fazla kusurlu olduğunun kabulü ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kabulüne, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, kadına yüklenen kusurlu davranışlarının neler olduğunun gerekçesinde gösterilmediği, Mahkemece, taraflara hangi kusurların yüklendiğinin istinaf incelemesine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklanması gerektiği, bu haliyle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğu, diğer yönleri incelenmeksizin … erkeğin istinaf talebinin sırf bu nedenle kabulüne, … erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulan kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin 5, 6 ve 7 nolu bentlerinin kaldırılmasına, belirtilen eksiklikler giderilmek üzere göndermesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşini gereksiz yere kıskanarak tartışmalar çıkarttığı, yeterli mali gücü olmasına rağmen eşinin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaktan kaçındığı, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eve geç saatlerde, bazen günlerce gelmediği ve bu şekilde birlikte yaşamaktan kaçındığı, evlilikte sorun yaşanmaya başladıktan sonra yapması gereken ödemeleri zamanında yapmayarak eşine ekonomik şiddet uyguladığı, kadının eşini gereksiz yere kıskanarak tartışma çıkarttığı, belirlenen kusurlara göre erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına (önceki karar doğrultusunda davacı- davacı tarafça, davalı- davacı kadına yapılan 50.000,00 TL yoksulluk nafakasının mahsubuna) kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
1. Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olduğunu, kusurların doğru belirlenmediğini, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını ileri sürerek kararın gerekçesiz olması, kusur belirlemesi, aylık nafaka takdiri ve miktarı, ilk dava tarihinden itibaren nafakaya hükmedilmesi, tazminat takdiri ve miktarı yönlerinden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince geri çevirme sonrası yapılan ikinci yargılama sonucunda davalı- davacı kadına erkeği gereksiz yere kıskanarak tartışma çıkardığı, vakıasının kusur olarak yüklendiği, … erkeğe eşini gereksiz yere kıskanarak tartışmalar çıkarttığı yeterli mali gücü olmasına rağmen eşinin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaktan çekindiği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eve geç saatlerde geldiği, bazen günlerce gelmeyip bu şekilde birlikte yaşamaktan kaçındığı, evlilikte sorun yaşanmaya başladıktan sonra yapması gereken ödemeleri zamanında yapmayarak eşine ekonomik şiddet uyguladığı, şiddetli geçimsizlik ve eşinin kıskançlığını gerekçe göstererek ortak konuttan ayrılarak birlikte yaşamaktan kaçındığı vakıaları kusur olarak yüklenmiş ise de İlk Derece Mahkemesi’nin 13.05.2019 tarihli kararında, erkeğe eşine ekonomik şiddet uyguladığı ve birlikte yaşamaktan kaçındığı vakıalarının kusur olarak yüklendiği, kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, Dairemizin 2019/1604 Esas 2021/1938 Karar sayılı, 06.12.2021 tarihli kararı ile de İlk Derece Mahkemesi kararının kadına yüklenen kusurlu davranışlarının neler olduğunun gösterilmemesi nedeni ile kaldırılmış olduğu, erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu; erkeğe ilk verilen kararda vakıa olarak yüklenen birlikte yaşamaktan kaçındığı vakıasına kadının dilekçelerinde dayanmadığı, dayanılmayan vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen eşine ekonomik şiddet uyguladığı vakıasının ise sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadına, eşini gereksiz yere kıskanarak tartışma çıkarttığı vakıasının sabit olduğu, kadının ayrıca odasını ayırdığı vakıasının da sabit olduğu, belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre tarafların eşit kusurlu olduğu; eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığı; ilk kararda kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verildiği, kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunmadığı, tedbir nafakasının reddi yönünden oluşan erkek yararına usulü kazanılmış hak gözetilmeksizin, aleyhine olacak şekilde davalı-davacı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmadığı; erkek yönünden istinaf sebebine göre kadına toplu yoksulluk nafakası verilmesi yönünden oluşan usulü kazanılmış hak gözetilmeksizin, erkeğin aleyhine olacak şekilde davalı-davacı kadın lehine aylık yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadın yararına bir defaya mahsus olmak üzere toptan 50.000,00 TL yoksulluk nafakasına; erkeğin diğer ve kadının tüm itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece belirlenen kusurların sabit olduğunu, güven sarsıcı davranışta bulunan erkeğe karşı kadının kıskanç olduğunun kabulünün çelişki olduğunu, şiddet uyguladığının çocuk beyanı ile ispatlandığını, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, reddedilen tedbir nafakası, yoksulluk nafaka miktarı ile reddedilen tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusurun derecesinin doğru belirlenip belirlenmediği, kadının tazminat ve tedbir nafaka talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile yoksulluk nafakasının miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı – davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.