Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1710 E. 2023/5451 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1710
KARAR NO : 2023/5451
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2435 E., 2022/2487 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/767 E., 2022/479 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin vardiyalı çalıştığı bir zamanda vardiyaya gideceğini söylediğini ancak kadına ait araçla kaza yaptığını, kaza masraflarını kadının kardeşinin karşıladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak çocuğun doğum sürecinde ilgilenmediğini, kadının hastaneden çıkış ücretini dahi kadının kardeşinin ödediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, işe gittiği yönünde yalan söyleyerek arkadaşlarıyla alkol aldığını, kadına ve kadının annesine hakaret ettiğini, sürekli yalan söylediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğunu, tarafların 01.10.2019 tarihinde boşandıklarını, ancak erkeğin ve ailesinin rahatsız edici hareketlerinin devam ettiğini, erkeğin ve kardeşinin kadının babasını iş yerinde jopla darp ettiklerini, bu olaydan dolayı ceza davasının halen devam ettiğini, boşanmanın ardından yaklaşık 1 ay sonra ortak çocukları doğacağı için kadının erkeğe bir şans daha verdiğini ve yeniden evlendiklerini ancak erkeğin yine alkolden ve küfürden vazgeçmediğini, tartışma sonrasında eşyalara zarar verdiğini, maddî olarak eve hiçbir katkı sağlamadığını yalnızca kira ve kredi borcunu ödediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, yaşanan son tartışmada kadına şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, asılsız iddialarda bulunacağını söylediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının doğum yaptıktan sonra erkeğe karşı ağır küfür ve hakaretle ettiğini, ailesine karşı da küfür ettiğini, çocuğun erkekten olmadığını söylediğini, sürekli kök ailesinin evinde kalmaya başladığını, maddî çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini, erkeği işinden dolayı küçük gördüğünü, kasıtlı olarak uzaklaştırma kararı alarak ortak evdeki eşyaları boşalttığını, erkeğe ait manevî değeri olan eşyaları dahi bırakmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında 04.07.2020 tarihinde gerçekleşen olayda Niğde 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/366 Esas sayılı dosyasından yapılan kovuşturma dosyası ile tarafların ilk haksız eylemin kim tarafından gerçekleştiği belirlenmeksizin karşılıklı olarak fiziksel şiddette bulundukları, davalı erkeğin, eşine 10.08.2020 tarihinde şantaj mahiyetinde değerlendirilen mesajlar gönderdiği ve ardından salt boşanma aşamasında olduğu kadına zarar verme, memurluktan ihraç etme kastıyla hareket ederek davacı kadının beraat kararı ile de sonuçlanmış olsa soruşturma geçirmesine sebebiyet verdiği, erkeğin sosyal medya hesapları üzerinden güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, tarafların ileri sürdükleri diğer vakıaların bir kısmının tarafların önceki tarihli boşanma davasından önceki olaylar olduğu, bir kısmının ise soyut tanık beyanları ve yetersiz deliller neticesinde ispat edilemediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk …n yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyacı olması, tarafların fiili ayrılıkları süresince annesinin yanında kaldığı ve sosyal inceleme raporundaki belirlemeler doğrultusunda velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve devamında iştirak nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf başvurusunde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının icra katibi sıfatıyla yapmış olduğu bir işten dolayı erkeğin şikayet hakkını kullanmasının evlilik birliğiyle ilgisi olmadığını ve erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğunu, yine bu olay ile alakalı olarak kanun metninin kadına hatırlatılmasının şantaj olarak değerlendirilemeyeceği, erkeğe yüklenen güven sarsıcı davranışta davranma vakıasında sosyal medya hesaplarındaki görüntülerin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, bu görüntülerin sahte olup olmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, ceza davasında verilen kararda erkeğin mağdur olduğunu ve ceza mahkemesinde verilen kararın hukuk hakimini bağlamayacağını, kadının erkeğin yaptığı işi aşağıladığını, hakaret ettiğini ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, tarafların kusur durumlarına göre davanın kabulü ve kadın yararına tazminat ödenmesine ilişkin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarların hakkaniyete ve tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.