Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1652 E. 2023/5116 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1652
KARAR NO : 2023/5116
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1019 E., 2022/2262 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1182 E., 2021/714 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı erkek vekili 20.09.2019 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 30.07.1996 tarihinde evlendiklerini taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğundan dosyaya sundukları protokol uyarınca anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

2…. erkek vekili 02.12.2019 tarihli çekişmeli dava dilekçesinde; kadının eşine ev içerisinde sosyal ortamlarda saygı göstermediğini, eşine karşı ilgisiz davrandığnıı, ev işlerini yaparken israfa ve dünyadaki su kıtlığını düşünmeden hareket etmeye devam ettiğini, müvekkilinin ev ihtiyaçlarını karşılaması için bıraktığı maaşını kadının ev ihtiyaçlarına karşılamadığını, yataklarını ayırdığını, küfürler ettiğini, iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin kadın eşi hor gördüğünü, devamlı suretle sosyal çevresi önünde aşağıladığını, kadın olarak değer göstermediğini, 4 evlat sahibi bir anne olarak eşinden beklediği gerekli hassasiyet ve desteği görmediği, eşi tarafından şiddete maruz kaldığını iddia ederek; erkeğin davasının reddine ve karşı davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadın eşin, erkeğe ve misafirlerine karşı ilgili olma hususunda soğuk ve ilgisiz davrandığı, çocuklarına ve eşine haklı neden olmaksızın yemek-kahvaltı hazırlamadığı, çocuklarına karşı yeğenleri nazari ile iyi davranmadığı, kötü hitapta bulunduğu, sosyal medya kullanımı ile güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşi ile tespit edilen haklı neden olmaksızın merasimlere katılmadığı, kadının, erkeğe izafe ettiği kusurların ispatlanmadığı gerekçesi ile evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığından, kadının davasının reddine, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Berat’ın velâyetinin babaya verilmesine, Berat ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına ara karar ile takdir edilen 500,00 TL tedbir nafakasının devamına, kadının yaşı, ekonomik ve sosyal durumu nazari ile kadının korunması amacıyla kadın yararına ödenmesine karar verilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihi itibariyle 750,00 TL’ye yükseltilmesine, karar kesinleştiğinde re’sen tedbir nafakasının kaldırılmasına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakasının ve tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1…. erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, çocukların baskı altında olduklarını ve anneleri ile yaşamak istemelerine rağmen uzman raporuna dikkat edilmeksizin velâyet hususunda karar verildiğini belirterek, erkek lehine hükmedilen tazminatların kabulü ile miktarı, kadının davasının reddi, velâyet değerlendirmesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile her iki dava ve fer’îleri yönündn istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadının davasının reddine karar verilmesinde, ortak çocuğun yaşı, velâyet hususundaki beyanları, fiili durum, dosya içerisindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporu dikkate alındığında, çocuğun üstün yararına uygun olduğu anlaşılan velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kabulü ve miktarında, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları gereğince tazminatların kabulü ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1…. erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, erkek yararına hükmedilen tazminat miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle: istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin tazminat taleplerinin kabulü ile miktarı, velâyet kararı ve kadının davasının reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir. 06.04.2023 tarihli dilekçe ile tedbir nafakasının arttırılması talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü ve kadının boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı, erkek lehine tazminata hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile kadın ve çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Ayrıca Sözleşmenin 1 inci maddesi. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 4 üncü maddesinin (b) bendi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına kusur olarak yüklenen “sosyal medya kullanımının” güven sarsıcı davranış olarak nitelendirilmesinin ve kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığının ancak kabul edilen ve gerçekleşen boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de kadının tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.