Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1621 E. 2023/5111 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1621
KARAR NO : 2023/5111
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1446 E., 2022/2504 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1098 E., 2021/1040 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddi kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… kadın dava dilekçesinde; erkeğin, sürekli arkadaşları ile vakit geçirdiği, geç saatlerde eve geldiği, aşırı derece alkol tükettiği gerek alkollü iken gerekse de normal günlerde davacıya yönelik ve fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığı, geç saatlerde gelmesi nedeniyle çocuklar ile zaman geçirmediğini, kadının şiddet gördüğünü, kadına eş hakaret ederek onur kırıcı davranışta bulunduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 8.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ,mal rejimi tasfiyesine yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde;davacı kadının dava dilekçesindeki iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadına işi bırakma konusunda baskı yapmadığını, çocuklar ile işi yürütememesi nedeniyle emeklilik ve sosyal haklardan mahrum kalmaması için kendisinin de ortağı olduğu… Servis Ltd Şti Firmasından sigortası yapılarak her ay düzenli olarak maaş aldığını da davacı kadının darp edilme hususundaki iddialarına savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğini, sonrasında evlilik birliğinin devam ettiğini, dört yıl önce yaşanan olayın boşanma davasına konu edilemeyeceğini, kadın eşin kendisinden beklenen sorumlulukları yerine getirmediğini, ev düzeni ve mutfak işlerini aksattığını, çocuklara hazır gıdalarla beslemeyi tercih ettiğini, evlilik birliğinin temelinin sarsılmasında erkeğin kusurlu olmadığını iddia ederek asıl davann reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, aşağılama hakaret gibi eylemleri olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının sosyal yaşantısına müdahalelerde bulunduğu kadına babasından para istemesi konusunda baskı kurmak suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, ortak konut haricinde İstanbul ilinde ayrı bir ev kurarak burada yaşadığı bu nedenle ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığı ve ortak çocuklara ilgisiz davrandığı, kadının, çalıştığı iş yerinden ayrılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle kusurlu olduğu, erkeğin kadına izafe ettiği kusurları ispat edemediği tüm bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu; kadın eşin ise kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin karşı davasının reddine kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk/ her biri yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve 2.000,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının gelirinin olduğunu ve hakkında yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığını, evlilik birlikteliğinin sona ermesinde kadının kusurlu olmasından dolayı maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulünün hatalı olduğunu, kadının sadece … ilindeki soruşturma dosyalarının incelendiğini, Türkiye genelindeki dosyaların incelenmediğini beyan ederek kusur, yoksulluk nafakasının ve tazminatların kabulü yönünde kararın bozulması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl davanın kabulü karşı davanın reddi esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kusurun tespitinde ve boşanmaya karar verilmesinde, ortak çocuğun yaşı, fiili durum, alınan sosyal inceleme raporunda yer verilen tespitler dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasının kabulünde, kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulü ve miktarında, kusur durumu dikkate alındığında erkeğin koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddinde, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, ortak çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarlarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı-davacının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
… erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin tam kusurlu olmadığını tanık beyanlarının yönlendirilmiş ve taraflı olduğunu, kadının vakıalarını ispat edemediğini, kadının iş hayatının devam ettiğini bu nedenle yoksulluk nafakasının ve maddî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının manevî zararının da olmadığını ve ispatlanamadığını, delillerinin toplanmadığını beyan ederek kusur belirlemesi, kararların gerekçesi, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek vakıa bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının, tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin kabulünün doğru olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, kadın lehine tazminatalara ve nafakalara hükmedilmesinin yasal koşulları var ise hükmedilen miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanaklarında kadının ev hanımı olduğu ve gelirinin bulunmadığı beyanına karşı erkek vekili, kadının çalıştığını hatta şirket kurduğunu ve şirketi devrettiğin beyan etmesine karşın kadının çalışmadığına yönelik beyanının ve ekonomik sosyal durum araştırma tutanağının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının ticari hayatını ve gelirini gizlemeye çalıştığını ve mahkemeyi yanılttığını beyan ettiğinden, yeniden usulünce tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının SGK kayıtları, vergi kayıtları, Ticaret Sicil Kayıtları da dikkate alınarak etraflıca araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,

2. Davalı- davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın lk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.