YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1605
KARAR NO : 2023/2219
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2888 E., 2022/2784 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın velisi … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davacı kadının zamanla gerçekte olmayan bazı şeyleri olmuş gibi algılamaya başladığını, hatta zaman zaman kendisine ve çevresine zarar verici boyutlarda saldırgan davranışlar sergilediğini, birçok kez intihar girişiminde bulunduğunu, Pamukkale Üniversitesinin 16.04.2014 tarihli sağlık raporu ile davalı kadına şizoafektif bozukluklar teşhisi konulduğunu, rahatsızlığının tıbben tedavisinin mümkün olmadığını, bu durumun hem erkek hem de çocuklar açısından hayatı çekilmez hale getirdiğini, çocukların da psikolojilerinin bozulduğunu, davalının kendisine zarar vermesinin önlenmesi için anne babasının yanına yerleştiğini halen de orada kaldığını, davalı kadının hastalığı sebebiyle evliliğin devamının imkansız hale geldiğini, davalının aile yaşamının getirdiği sorumlulukları yerine getirmek bir yana kendisine bakamayacak durumda olduğunu eşine ve çocuklarına karşı yükümlülüklerini yerine getiremediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 165 … maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı kadın vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesi ile davacı erkeğin evi ve ailesiyle ilgilenmediğini beyan ederek davacı erkeğin davasının reddine, ortak çocukların geçici velâyetinin kadına verilmesini talep etmiştir.
2.Yargılama aşamasında davalı kadın kısıtlanarak annesinin velâyeti altına alınmış, davalı kadın velisi 12.03.2019 tarihli duruşmada davalı kadın velisi vekili tarafından sunulan dilekçe içeriğini tekrar ederek başkaca cevap dilekçesi sunmayacağını beyan etmiş, yargılamanın ilerleyen aşamalarında ise davalı kadın velisi vekili 26.03.2019 tarihli dilekçe ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ayrıca davalı kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
3. Davalı kadın velisi … vekili bozma ilamından sonra sunduğu 03.02.2022 tarihli cevap dilekçesinde; davalı kadının evliliği sırasında sağlıklı ve bilinçli bir kişiliğe sahip olduğunu, evlilik tarihinden sonra tarafların geçimsizliklerinin başladığını ve giderek davacı erkeğin olumsuz davranışları ile büyüdüğünü, davacı erkeğin kadına baskı yaptığını, evin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ekonomik şiddet uyguladığı, erkeğin psikolojik baskıları nedeniyle kadının psikolojik tedavi görmeye başladığını, doktor tarafından reçete edilen ilaçları kullanmasına engel olduğunu, ortak çocuklar ile ilgilenmediğin ve onları tarikat yurduna yolladığını, cinsel şiddet uyguladığını, bu olaylardan sonra kadının durumunun daha da ağırlaştığını, kansere yakalandığını, erkeğin kadının tedavi sürecinde onu yalnız bıraktığını, erkeğin olumsuz davranışları nedeniyle kadının ruh sağlığının bozulduğunu ileri sürerek davacı erkek tarafından açılan davanın reddine, kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ayrıca davalı kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ve 2017/633 Esas, 2019/788 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin davalı kadına karşı baskı uyguladığı, eşine ve evine karşı ilgisiz davrandığı, davalı kadının da evlilik birliği içerisinde bir kaç kez intihara teşebbüs ederek mevcut rahatsızlığı nedeniyle evliliğin üzerine yüklediği sorumlulukları tam olarak yerine getiremediği, davalı kadındaki mevcut rahatsızlığın evlilik birliğini çekilmez hale getirebilecek nitelikte olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kadının da az kusurlu olduğu, kadının velâyet görevini yerine getiremeyeceğinden bahisle erkeğin boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 165 … maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve aynı miktar üzerinden kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaati zedelenen kadın lehine 10.000,00 TL maddî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına ödenmesine, davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylemin varlığı sabit olmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden, davalı kadın vekili tarafından ise kusur tespiti, reddedilen manevî tazminat talebi, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2021 tarihli ve 2020/658 Esas, 2021/1144 Karar sayılı kararıyla; davacı erkeğin boşanma davasında verilen boşanma hükmüne karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından boşanma hükmünün kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğundan bahisle kadın yararına maddî tazminata hükmedilmişse de, davanın akıl hastalığı nedenine dayalı boşanma davası olduğu, davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı bir boşanma davasının bulunmadığı, yalnızca özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada davacı aleyhine kusur izafesinin mümkün olmadığı, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda kusursuz olduğunun kabulünün gerektiğinden bahisle davacı erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine, davacı erkek tarafından sunulan dava dilekçesinin, davalı asıla 07.08.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kadın vekilinin süresinden sonra cevap dilekçesi sunduğu, ilerleyen süreçte davalı kadının kısıtlanarak velâyet altına alındığı, davalı vekisinin yargılamaya katılarak 12.03.2019 tarihli duruşmada davalı vekili tarafından sunulan 03.10.2017 tarihli cevap dilekçesinin içeriğini tekrar ettiği, ayrıca bir cevap dilekçesi sunmak için süre istemediğini beyan ettiği, davalı vekilince daha önce sunulan ve veli … tarafından da kabul edilen cevap dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edildiği, böylece dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlandığı, davacı kadın vekilinin daha sonra sunduğu 26.03.2019 tarihli dilekçe ile kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinde bulunduğu, davacı kadın vekilinin dilekçelerin karşılıklı sunulması aşamasından sonra sunduğu 26.03.2019 tarihli dilekçesi ile talep ettiği yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu, davalı erkeğin bu talebe açık bir muvafakatı olmadığı ve davalı tarafın usulüne uygun şekilde yaptığı ıslah işlemi de bulunmadığı, o halde davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında mahkemece “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekirken, kadın yararına maddî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ile kadının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle davacı erkek vekilinin kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf itirazının kabulüyle İlk Derece Mahkemesince bu yönlere ilişkin verilen hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin, 26.10.2021 tarihli ve 2021/6162 Esas, 2021/7758 Karar sayılı ilamıyla, davanın devamı sırasında 10.04.2018 tarihli Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığınca, davalı kadının Şizoaffektif Bozukluk tanısı olduğu, hastalığın evliliği çekilmez hale getireceğine ilişkin rapor tanzim edildiği, davalı kadının Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/761 Esas sayılı kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 405 … maddesi uyarınca kısıtlanarak, annesi …’nun velâyeti altına alındığı, bu durumda davalı asıla (kısıtlıya) yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, Mahkemece davacı erkeğin dava dilekçesinin davalı kadının velisine tebliği ile cevap dilekçesi sunma hakkı tanınması gerektiği, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği ile bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespit edilerek taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilmesi ve gösterilen delillerin toplanması ile bir sonuca ulaşılması gerektiği, bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğundan bahisle kararın bozulmasına, sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamında belirtilen ilkeler doğrultusunda davalı kadın velisine tebligat yapıldığı, vekil aracılığıyla davaya cevap verildiği, davanın akıl hastalığı hukuki nedenine dayalı boşanma davası olduğu, kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılmış bir boşanma davasının bulunmadığı, yargılama aşamasında alınan sağlık raporu uyarınca kadına şizoaffektif bozukluk teşhisi konulduğu, hastalığın evliliği çekilmez hale getirdiğinin tespit edildiği, özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında davacı aleyhine kusur yüklenemeyeceği ve buna bağlı olarak erkek aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği, annenin rahatsızlığı nedeniyle velâyet hakkını sağlıklı şekilde kullanamayacağı ve çocukların sorumluluklarını üstlenemeyeceği, ne var ki kusuru bulunmayan kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacı erkeğin davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun’un 165 … maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar Efdal ve Faruk’un velâyetinin davacı babaya verilmesine, ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, diğer ortak çocuk Furkan yargılama sırasında ergin olduğundan bu çocuğun velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ise aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın velisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın velisi vekili temyiz dilekçesinde; davacı erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle davalı kadının rahatsızlandığını, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ve nafaka miktarlarının günün ekonomik koşullarına göre düşük kaldığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı yönündne kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından akıl hastalığı nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında erkek aleyhine bir kusur yüklenip yüklenemeyeceği, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 165 … maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 … maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 … maddesi ile 371 … maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı kadın velisi vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak aynı Kanun’un 175 … maddesi uyarınca daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yoksulluk nafakasının miktarı yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2 Davalı kadın velisi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.