Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1564 E. 2023/4602 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1564
KARAR NO : 2023/4602
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1334 E., 2022/1803 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akyazı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/162 E., 2022/177 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerinin tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 17.07.2017 tarihinde nikah, 22.07.2017 tarihinde dügün yaptıklarını, balayı dönüşlerinde davacının anneannesinin vefat ettiğini öğrendiklerini ve bu nedenle Çerkeşe’e gittiklerini, cenaze sonrası Çerkeş’ten dönerken davalının ailesinin de kendileri ile birlikte ikamet yerleri olan Akyazı’ya geldiklerini, balayından sonra eşi ile birlikte müşterek evlerinde beraber kalamadıklarını, davalı eşinin, ailesinin dolduruşuna geldiğini ve ev için harcanan paraları istediğini, söz konusu para ile abisinin arabasını alacağını söylediğini, bu nedenle aralarında tartışma yaşandığını, yaşanan tartışma sonucu aralarının bozulduğunu, davalı eşinin anne ve babasının da tartışmanın tarafı olarak tartışmayı büyüttüklerini, bu nedenle davacı olayı büyütmemek için evden ayrıldığını, yeniden eve döndüğünde evde kalmasını istemediklerini, anahtarı da vermediklerini, ertesi gün müşterek haneye gittiğinde davalı eşinin ailesi ile birlikte evi terkederek Kayseri’ye gittiklerini öğrendiğini, müşterek haneye çilingir yardımı ve polis nezaretinde girdiğini, eve girdiğinde şahsına ait çamaşırlarının bile alınmış olduğunu gördüğünü, davalı eşinin evi terkettikten sonra hiçbir şekilde iletişime geçmediğini, ailesinin baskısı altında kaldığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, her türlü maddî ve manevî tazminat talep ve dava hakları saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği hususların hepsinin gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin maaşını, kartlarını alarak bütün yönetimi kendisinin yaptığını, davalının kime ne kadar para verildiğini, nereye ödeme yaptığını bilme imkanı olmadığını, müvekkilinin anne ve babasının ise toplamda 1 hafta taraflarla beraber kaldığını, davacının düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarını, evdeki bütün eşyaları aldığını, aylarca müvekkilinin maaşına el koyduğunu, kendi borçlarını müvekkiline ve ailesine ödettiğini, bu süreçte müvekkilini darp ettiğini sonrasında ise boşanma sebebi bile olmayan sebeplerle dava açtığını, davalı üzerinde psikolojik baskı kurduğunu, tehdit ve zorlamayla müvekkilinin başını örttürdüğünü, balayı için Antalya’ya gittiklerinde tarafların arasında çıkan ufak bir tartışma sonucu davacı davalının müvekkilini darp ettiğini, şikayette bulunduğunu, davacı hakkında HAGB kararı verildiğini, davacının anneannesinin öldüğünü, davalının anne ve babasının da başsağlığı dilemek için geldiğini, kızlarının iyi olmadığını görünce bir süre yanında kalmak istediklerini, geldiklerinden bir hafta sonra davacının altınları almak için kavga çıkardığını, müvekkili vermek istemeyince müvekkilini tekrar darp ettiğini, davalının anne ve babasının yaşananları öğrenmesi üzerine, davacının boşanma davası açacağını söyleyerek müvekkili ve ailesine bağırıp çağırdığını, sonrasında ise anahtarları bile almadan evi terk ettiğini, davalının psikolog tavsiyesi üzerine hava değişimi için Kayseri’ye gittiğini, 3-4 gün sonra eve döndüğünü, geldiğinde eve giremediğini, polis ve çilingir eşliğinde eve girdiğinde ise kişisel eşyalarının dağıtıldığını, altınlarının götürüldüğünü gördüğünü, bunun üzerine davalının da kişisel eşyalarını alarak ortak konuttan ayrıldığını, dava sürecinde dava dilekçesinin bilinçli olarak usulsüzce tebliğ edilmiş sayıldığını, müvekkilinin kendini savunma hakkının elinden alındığını, birleşen davanın kabulüne, asıl davanın reddine, yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına 50.000,00-TL maddî, 50.000,00-TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 05.06.2018 tarih ve 2017/416 Esas ve 2018/426 Karar sayılı kararı ile tarafların arasında meydana gelen tartışmalarda davalı tarafın kusurlu olduğu, gereksiz tartışmalar çıkardığı gibi ailesinin de bu tartışmaları desteklediği, davalı tarafça davacıya ait taşınmazdaki eşyaların davalı tarafından evden alınarak götürüldüğü, dosya içerisinde bulunan Akyazı CBS’nın 2017/1789 S 2018/213 K sayılı takipsizlik kararında davalının iddialarına yönelik olarak takipsizlik kararı verildiği, bu karara karşı herhangi bir itirazın dahi yapılmadığı görülmekle tarafların evlilik birlikteliğini yürütme imkanlarının kalmadığı, tarafların birbirlerine karşı yapmış oldukları davranışların evlilik birliğini temelden sarstığı, boşanma olayında davalı tarafın kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2021 tarih ve 2018/2641 Esas ve 2021/305 Karar sayılı kararı ile davalıya dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu, diğer yandan Kayseri 6.Aile Mahkemesinin 2018/477 Esas sayılı dosyasında 05.06.2018 tarihinde davalı tarafından açılan boşanma davasının derdest olduğu, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında tartışma yaşandığı ve tarafların anlaşamadığı husususun her iki tarafça da kabul edildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeyen ceza dosyası maddî olayın tespiti için kesin delil olmamakla birlikte, ceza dosyasına konu basit yaralama suçunun meydana geldiği iddia edilen otelden tarafların 30.07.2017’de ayrıldıkları, darp raporunun 12.08.2017 tarihinde Akyazı Devlet Hastanesi’nden alındığı, yaralama olayıyla rapor arasında 13 gün olduğu, kadının bankada bulunan ziynet eşyalarını erkeğe haber vermeden bankadan aldığını ancak aldığı ziynet eşyalarını evdeki kasaya bırakıp gittiğini iddia ettiği, gelen yazı cevaplarına göre kiralık kasanın balayından sonra açtırılarak kapatıldığı, kadının eşine haber vermeden evi terk ederek ailesi ile birlikte ailesinin memleketine gittiği, her iki tarafın da evin anahtarını diğer tarafın değiştirdiğini iddia ettiği tanıkların beyanlarının da bu doğrultuda olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, tarafların evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığı, tarafların evlilik birliklerinin devamının kendileri ve toplum açısından bir fayda sağlamayacağı kanaatine varılmış, taraflar her ne kadar diğer tarafın tam kusurlu olduğu yönünde iddialar ileri sürmüşlerse de dosya kapsamı itibariyle her iki tarafın da boşanmada eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulüne tarafların boşanmalarına, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
1. Davacı birleşen davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde ; kusur, kadının davasının kabulüne yönelik talepte bulunmuştur.

2. Davalı birleşen davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kararın tümünün istinaf edildiğini belirterek, kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden talepte bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacınında dava dilekçesinde belirttiği ve tanıklarca belirtildiği üzere evden ilk ayrılanın erkek olduğu, kadının balayında şiddet gördükten sonra erkeğin yakının cenazesi için dönmek zorunda kalmaları ve sonrasındaki olaylar dikkate alındığında, hemen rapor alınmamış olması nedeniyle erkeğin eşine şiddetten cezalandırılmasına dair verilen kararın itiraz üzerine ret edilerek kesinleştiği gözetilmeksizin erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin doğru olmadığı, kadına izafe edilecek bir kusurun bulunmadığı, erkeğin konutu terki ve şiddet uygulaması nedeniyle tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulünün isabetsiz olduğu, kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereği yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile; kadının kusur belirlemesine , erkeğin davasının kabulüne, maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, erkeğin tamamen kusurlu, kadının kusursuz olduğunun tespitine, erkeğin boşanma davasının reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin istinaf taleplerinin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın değerlendirilmesinde ayrımcılık yapıldığının düşünüldüğünü, kadın tanıklarının yakın akrabaları olup aralarındaki husumet nedeniyle beyanlarının dikkate alınmaması gerektiğini, kadının kusurlarının ispat edildiğini, kadın yararına tazminat verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yönlerinden temyiz etmiştir.

2.Davalı davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek tam kusurlu bulunmasına rağmen maddî ve manevî tazminatın düşük takdir edildiğini belirterek kararın lehlerine bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’u 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafında taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.