Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1558 E. 2023/4600 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1558
KARAR NO : 2023/4600
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/475 E., 2022/2486 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/245 E., 2021/105 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı asıl tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı asıl ve vasi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kendisine tecavüz etmesi ve hamile kalması sebebi ile ailelerin de bir araya gelmesi sonucu evlendiklerini, davalının ailesi ile birlikte oturduklarını, davalı ve ailesinin kendisine sürekli hakaret ettiklerini, yemek vermediklerini, hamileliğine rağmen şiddet uyguladıklarını, davalı askerden döndükten sonra bağımsız konuta geçtiklerini, davalının alkol ve uyuşturucu alıp şiddet uyguladığını, eve geç geldiğini, grup seks yapmak ve kendisini pazarlamak istemesiyle baskı yaptığını, zorla cinsel ilişkiye girdiğini, fotoğraflarını çektiğini, sürekli psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldığını, savcılıkta pek çok dosyasının olduğunu, en son 14 yaşındaki kız kardeşi Buse’ye tecavüz edip başka erkeklere pazarladığını, şantajı yüzünden kimseye anlatamadığını ve tutuklandığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin tarafına verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmamasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, çocuk Nuran için 750,00 TL, çocuk Eylül için 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı ve vasisi davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin davacı eşine evlenmeden önce tecavüz ettiği, kadının tecavüz sonrası hamile kaldığı ve ailelerin araya girerek tarafları evlendirdiği, davalının alkol ve uyuşturucu madde kullandığı, yine davalının davacının yaşı küçük kız kardeşine tecavüz ve şantajda bulunduğu, evi ile ilgilenmediği, faturaları ödemediği, eşine psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddette bulunduğu, davacının kız kardeşini başka erkeklere pazarladığı, hatta eşini dahi başka erkeklere pazarlamaya çalıştığı, davacının yaşı küçük kız kardeşine tecavüz ettiğinin ortaya çıkması sonucu davalının tutuklandığı ve halen tutuklu bulunduğu, Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesince davalının 30 yıl ve ayrıca 5 yıl hapis cezası aldığı, her ne kadar karar kesinleşmemiş ise de davalının eylemlerinin sabit olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, ortak çocukların baba ile kişisel ilişki kurulmamasının çocukların yararına olacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, davalının aldığı ceza miktarı göz önünde bulundurulduğunda herhangi bir geliri olamayacağı sabit olduğundan davacının yoksulluk ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesini, tedbir nafakasına hükmedilmemesini, yoksulluk, iştirak nafakası talebinin reddini, tazminat miktarlarını istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin hükümlü olmasının kendisini nafaka yükümlülüğünden kurtarmayacağı, bu nedenle kadın ve müşterek çocuklar lehine tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası takdir edilmemesinin isabetsiz olduğu, günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete göre dava tarihinden itibaren davacı kadın için 300,00 TL tedbir ve yoksulluk, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 300,00 ‘er TL tedbir ve iştirak nafakasına, 18.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl ve vasisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı asıl ve vasi temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ceza evinde olması sebebiyle nafakaları ve tazminatları ödeme gücü olmadığını, nafakaların mükerrer olduğu zira hem dededen hem babadan alınmaya çalışıldığı, davalı kendisini savunamayacak durumda olduğundan davacının kötü niyetle davalar açarak menfaatler elde etmeye çalıştığını belirterek kararı kadın ve çocuklar yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyet ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, davalının ceza evinde olması nedeniyle çocuklar ve kadın yararına nafakaya hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı asıl ve vasi vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının …’ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.