Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1546 E. 2023/1994 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1546
KARAR NO : 2023/1994
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1524 E., 2022/1832 K.
DAVACI-DAVALI : …
DAVALI-DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 21.12.2017
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde; Sincan 1. Aile Mahkemesi’nin 2013/147 Esas, 2013/837 Karar sayılı dosyası ile taraflar arasında boşanma davası görüldüğünü ve bu davanın ret ile sonuçlandığını, kararın 09.09.2014 tarihinde kesinleşmesinin üzerinden üç yılı aşkın zaman geçtiğini ve tarafların bir araya gelmediklerini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili süresinde ibraz ettiği cevap dilekçesiyle; erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinden bahisle asıl davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilecekse lehine 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesiyle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarında tarafların boşanmalarına, şehine 2.000,00 TL tedbir ve devamında yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, yine kadın lehine 100.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.12.2019 tarihli ve 2017/1020 Esas, 2019/779 Karar sayılı kararıyla; ret ile sonuçlanan boşanma davasının üzerinden üç yılı aşkın zaman geçtiği ve tarafların bu süre içerisinde bir araya gelmediği, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde başka bir kadın ile beraber yaşadığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğundan bahisle asıl davanın 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, karşı davanın ise aynı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.01.2022 tarihli ve 2020/154 Esas, 2022/154 Karar sayılı kararıyla; davalı-davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminatların miktarına yönelik olarak yapmış olduğu istinaf başvurusunun kabulüyle, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan kusurun ağırlığı dikkate alındığında hükmedilen miktarların düşük olduğu gerekçesiyle kararın bu yönlerden kaldırılarak kadın lehine 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte davacı-davalı erkekten tahsili ile davalı-davacı kadına ödenmesine, sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili, erkeğin davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı ile nafaka artış oranı hakkında hüküm kurulmaması yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.09.2022 tarihli ve 2022/5075 Esas ve 2022/7037 Karar sayılı kararıyla; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan kusurun derecesi, paranın alım gücü dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğundan bahisle kararın bu yönlerden bozulmasına, kadın vekilinin sair temyiz itirazları yönünden ise kararın onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak tarafların evlilik süresi, kusur durumu, kadının boşanma ile sona eren mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, kadının ihtiyaçları ve paranın alım gücü dikkate alındığında kadın yararına 1.600,00 TL yoksulluk nafakası ile, 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tazminatlara hükmün kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesiyle; günün ekonomik şartlarına göre hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu, yoksulluk nafakasına ilişkin olarak artış oranın belirlenmemiş olmasının hatalı olduğunu, davacı-davalı erkeğin malvarlığını üçüncü şahıslara muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları ve yoksulluk nafakasına yıllık artış uygulanmasına ilişkin olarak hüküm kurulmamış olması yönünden kararın usul ve kanuna aykırı olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan boşanma davası neticesinde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının bozma ilamında belirtilen ilkelere uygun olup olmadığı, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin incelenmesinin mümkün bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.