Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1493 E. 2023/4543 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1493
KARAR NO : 2023/4543
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1919 E., 2022/1610 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/706 E., 2019/678 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin evlilik sorumluluklarını yerine getirmediğini, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, eşine hakaret edip fiziksel şiddet uyguladığını, kadın onbeş günlük anne iken “ben perfonmansa bakarım, bunu niye aldık…” diyerek hakaret ettiğini, eşinden sürekli ailesini ziyaret edip aramasını beklediğini, annesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, tarafların yeni ev alıp bu eve taşınmasından sonra aralarının düzeldiğini ancak erkeğin annesinin ziyaret etmeye başlamasıyla tekrar bozulduğunu, her tartışmada evden kovduğunu, eşini çocuğu kullanarak tehdit ettiğini, kadının babasını arayarak “gelin kızınızı alın” dediğini, ev işlerinde yardımcı olmadığını, evi işyerine yakın bir bölgeye taşımak istemediğini, eve alkollü geldiğini, her cuma 22.00-02.00 arasında erkek arkadaşları ile buluşup eve alkollü geldiğini, 28.05.2017 günü yaşanan tartışmada kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadının şikayetçi olduğunu ve kadın eve geldiğinde erkeğin kardeşinin “ben ağabeyime benzemem seni döverim” diyerek eline vurduğunu, uyuyan çocuğu uyandırıp kadını kovduğunu ve ortak çocukla ilgilenmediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; darp raporunun erkekten kaynaklanmadığını, kadının erkeğin ailesine sert tutum takındığını, onları beğenmediğini, görüşmek istemediğini, eve misafir istemediğini, ev işlerini yapmadığını, çocuğu taraflara daha uzak bir semtte yaşayan annesine baktırmakta ısrar ettiğini, çocuk konusunda aşırı korumacı davranıp aileyi üzdüğünü, en son tartışmanın ramazan ayının ikinci günü çocuğun doğumgünü kutlaması sebebiyle çıktığını, kadının kendisini sağa sola atmaya başlaması nedeniyle erkeğin eşinin babasını çağırdığını, babanın yapıcı bir tutum sergilemediğini ve erkeğin evden ayrılmasını istediğini, kadının babası ile birlikte dışarı çıktığını, kadının annesi ve erkeğin ailesinin evde kaldığını, kadının eve dönüşte darp raporu aldığını söylediğini, uzaklaştırma kararı üzerine erkeğin evden ayrıldığını, akabinde kadının da ayrıldığını, kadının asosyal, agresif, şüpheci ve kinci bir yapısı olduğunu, eşini rencide edip aşağıladığını, hakaret ettiğini, sürekli kavga çıkardığını iddia ederek; davanın reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin akraba ve arkadaşları ile görüşmeler konusunda olumsuz tutum sergileyen, birlik ödevleri konusundaki iyiniyetli yaklaşımlara yersiz tepkiler veren, eşinin ailesinin ortak çocuk ile kurmak istediği ilişkiye karşı verdiği sert tepkiler veren ve eşinin üstünde baskınlık kuran kadın ile eşinin hassasiyetini göz önüne almadan eve geliş ve eş ve çocuğa gereken ilgi konusundaki tutumunu ısrar ile sürdüren, eşinin yakınlarına “kızınızı alın gidin, ben dört dörtlük hizmet isterim” gibi sözler söyleyen, kardeşinin tehdidine sessiz kalan, eşinin anne ve babasına “çocuğun ağlamasına dayanamazsanız çıkıp bahçede oturacaksınız” diyen erkeğin eşit kusurlu oldukları, eşit kusurlu bulunan eşler yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı, velâyet kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Demir’in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günü sabah saat 10.00’dan pazar günü akşam saat 18.00’e kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00’dan üçüncü günü akşam saat 18.00’e kadar ve her yıl temmuz ayının birinci günü sabah saat 10.00’dan onbeşinci günü akşam saat 18.00’e kadar kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 700,00 TL iştirak nafakasına ve tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1…. kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının ailenin çağdışı davranışlarına tepki göstermesinin kusur teşkil etmeyeceğini ve çocuğun yaşı gereği yatılı kişisel ilişkinin yararına olmadığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı ve kişisel ilişki yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulamadığını, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, velâyetin babaya verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağını, yazın kurulan kişisel ilişki süresinin az olduğunu, ara tatillerde de kişisel ilişki talep ettiklerini, iştirak nafakasının fazla olduğunu ve erkeğin tazminat talebinin kabulünün gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, velâyet, iştirak nafakasının miktarı ve kişisel ilişki yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu, eşine ve çocuğuna vakit ayırmadığı, zamanını dışarıda arkadaşları ile geçirdiği, eve geç geldiği, sık sık alkol aldığı, eşinin babasını tehdit ettiği, eşi hakkında “annemin bildiği bin kusurun var, bunları açık edersek başınız öne eğilir” diyerek rencide edici ve tehditvari biçimde konuştuğu, eşinin babasını arayarak “gelin kızınızı alın” dediği, erkek kardeşinin kadına karşı tehdit içerikli sözlerine ve fiziksel şiddetine ses çıkarmadığı, aşağılayıcı biçimde konuştuğu, annesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığı, kadının ise ortak çocuğun eşinin ailesi ve akrabaları tarafından bakılmasına ve sevilmesine izin vermediği, eşinin ailesi ve akrabaları ile görüşmediği, görüştüğü zamanlarda da yakın davranmayıp surat astığı, eşine ailesinin yanında “şerefsiz, terbiyesiz” diyerek hakaret ettiği, agresif davrandığı ve eşinin ailesine hakarette bulunduğu; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadın az, erkeğin ağır kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğu gerekçesi ile; tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının reddedilen tazminatlara ve çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 550,00 TL tedbir ve aylık 800,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata ve tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uygulamadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunmadığını, kişisel ilişki süresinin az olduğunu ve bu nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki süresinin çocuğun üstün yararına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Kişisel ilişki düzenlenirken, çocuğun üstün yararının yanında analık ve babalık duygularının tatmin edilmesine ve geliştirilmesine de özen gösterilmelidir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile tarafların 15.06.2016 doğumlu ortak çocuğu Demir’in yaşı itibariyle babasının sevgi ve ilgisine de muhtaç olduğu dikkate alındığında, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmin etmekten uzak ve yetersiz olup çocuk ile baba arasında yazın temmuz ayı boyunca ve yarıyıl tatillerinde de kişisel ilişki tesis edilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı-davacı erkek vekilinin kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin çıkarılarak yerine “Velâyeti anneye verilen ortak çocuk Demir ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günü sabah saat 10.00’dan pazar günü akşam saat 18.00’e kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00’dan üçüncü günü akşam saat 18.00’e kadar, her yıl temmuz ayının birinci günü sabah saat 10.00’dan otuz birinci günü akşam saat 18.00’e kadar ve her yıl yarıyıl tatilinin ilk pazartesi günü sabah saat 10.00’dan takip eden ilk pazar günü akşam saat 18.00’e kadar kişisel ilişki kurulmasına” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.