Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1419 E. 2023/4558 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1419
KARAR NO : 2023/4558
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1967 E., 2022/2999 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/90 E., 2021/230 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli alkol aldığını, yalan söylediğini, evliliğe yakışmayacak davranışlarda bulunduğunu, defalarca müvekkilini darp ettiğini, evliliğin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, eve geç saatlerde ve alkollü olarak geldiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, birlikte katılmaları gereken davet ve organizasyonlara katılmamak için çeşitli bahaneler ürettiğini, evin mutfak giderleri başta olmak üzere çoğu ihtiyacını müvekkilinin ailesinin karşıladığını, bir düğünde alkolün etkisiyle … hareketler yaparak bir kadına taciz boyutuna ulaşacak davranışlar sergilediğini, müvekkilini toplum içinde küçük düştüğünü, çalıştığı iş yerine de uygunsuz ve özensiz kıyafetlerle gittiğini, müvekkiline hakaret edip ve suçlamalarda bulunduğunu, zaman zaman intihar edeceğini ve buna sebep olarak kendisini göstereceğini söyleyerek psikolojik baskı kurmaya çalıştığını, ekonomik şiddet uyguladığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddi 75.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, nafakaya yıllık artış uygulanmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı davalı kadının kıskanç olduğunu, müvekkili üzerinde baskı kurduğunu, asılsız isnatlarda bulunduğunu, müvekkilinin eşyalarını kesip parçalayıp sokağa attığını, müvekkilinin çocuk edinme arzusuna şiddetle karşı çıktığını, evi terk ettiğini ve dönmediğini, evin bakım ve temizliği ile ilgilenmediğini, evde yemek yapmadığını, kıyafetlerini yıkayıp ütülemediğini, kadının bu tutumları nedeniyle neredeyse evlerine gelen hiç aile dostlarının olmadığını, herhangi bir işte çalışmadığını, para kazanmanın zorluklarını bilmediği için yersiz harcamalarda bulunduğunu, sürekli araba istediğini dile getirerek otobüse binmek istemediğini, hakaret ettiğini, huzursuzluk çıkartıp istediğini yaptırdığını, müvekkilinin ailesine karşı da saygısız davrandığını, memnuniyetsizlik gösterdiğini, “seninle evlendiğime öyle pişmanım ki aileme söyleyecek mazeret bulamam diye devam ettiriyorum” gibi hakaretlerde bulunduğunu, beklentilerinin karşılanmadığı zamanlarda kendisini yatak odasına almadığını, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, sürekli lüks isteklerde bulunduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birini fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 1.000,00 TL maddi 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin alkol alma alışkanlığı bulunduğu, kadını darp ettiği, erkeğin, eşi ile birlikte bulundukları ortamdan bir işi olduğu, birilerine ilaç vermesi gerektiği gibi bahanelerle ayrılarak sonrasında da eve geç saatlerde geldiği, evin veya kadının bir ihtiyacı olduğunda kadının ailesinin karşılamasını söyleyerek maddi katkıda bulunmadığı, ziynetleri de alıp geri vermediğinin sabit olduğu, kadının ise, eşinin eşyalarını kesip parçalayıp sokağa attığı, evi terk edip geri dönmediği, lüks istekleri olduğu hususlarının sabit olduğu, kadının kusurunun, erkeğe nazaran daha az olduğu gerekçesi ile tarafların, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların ekonomik sosyal durumu nazara alınarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın için hükmolunan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kadının boşanmayla yoksulluğa düşme tehlikesi bulunduğu kanaatiyle kararın kesinleşmesini müteakip nafakanın aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, yoksulluk nafakasına her yıl Ocak ayında TÜİK’in belirlediği bir önceki yılın ÜFE oranında artırım uygulanmasına, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kadının kişilik hakları saldırıya uğradığından kadının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının boşanmakla beklenen ve mevcut menfaatleri de zarar göreceğinden maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 12.000,00 TL maddi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, tazminatlara kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, erkeğin tazminat taleplerini reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen eylemlerin gerçekleştiği, kadına yüklenen müşterek konutu terk edip geri dönmeme eyleminin; erkeğin kusurlu davranışları dikkate alındığında kadına kusur olarak izafe edilemeyeceği, yine kadının lüks isteklerinin bulunduğu ve marka takıntısının olduğuna ilişkin tanık beyanlarının ise soyut nitelikte olup erkeğin kanıtlanamayan bu iddiasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, bunun yanında kadının Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere eşinin eşyalarını kesip parçaladığı, yine tanık ifadelerinden anlaşılacağı üzere eşini sevmediğini, istemediğini söyleyip hakaret ettiği, tanık ifadelerinde geçen sair davranışlara ise dilekçelerin teatisi aşamasında taraflarca vakıa olarak dayanılmadığı, bu durumda; Mahkemece erkeğin ağır kusurlu kabul edilerek dava ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş olması doğru ise de, kusur belirlemesine ilişkin gerekçe hatalı olduğu, hükmün sair yönlerinin ise usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, tarafların sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesi ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı davalı kadın yararına hüküm altına alınan nafaka ile maddî ve manevi tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.