YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/140
KARAR NO : 2023/5093
KARAR TARİHİ : 02.11.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/854 E., 2022/1330 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/182 E., 2022/112 K.
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın müvekkili ile evli olduğunu, tarafların … İli, Merkez İlçesi,… Köyünde 224 parsel sayılı taşınmazda yaşadıklarını, söz konusu taşınmazın üzerinde bulunan tek katlı yapının ise aile konutu niteliğinde olduğunu, davalı …’nin Rize ili, Çayeli İlçesinde bulunan taşınmaz üzerinde kamulaştırma yapılmadan, maden arama çıkarma faaliyetleri yapılması için Av. …’a vekâlet verdiğini, davalı …’nin bu süreçte bir kısım bankalara ve SGK’ya borcu bulunduğu için kamulaştırma nedeniyle ileride yüklü tazminat alınacağı inancıyla, Av. …’a dava sonunda tahsil edilecek tazminattan mahsup edilmek üzere davalının borçlarını ödeyeceğini taahhüt ettiğini, ancak buna teminat olarak … İli Merkez İlçesi… Köyünde kain 224 parsel sayılı taşımazdaki hissesini kendisine devretmesini istediğini, bunun üzerine taşınmazın devri için Av. …’ın çalışanı olan…na vekâletname verdiğini, söz kousu yerin Av. …’in yakını olan …’a devredildiğini, aile konutu olan taşınmazın devir işlemini müvekkilinin yeni öğrendiğini, davalı …’nın aile konutu olduğunu bildiğinden iyi niyetli olmadığını, bu işleme müvekkilinin rızasının bulunmadığını, bu nedenlerle … İli, Merkez İlçesi,… Köyünde 224 parsel sayılı taşınmazdaki … adına olan hissenin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tapu kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davacının muvafakatının bulunmaması nedeniyle davalılardan … üzerine olan tapu kaydının iptaline, davalılardan … adına tescili ile tapuda aile konutu şerhi verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazın hisseli arsa olması durumu da dikkate alındığında tapuya güven ilkesi gereği taşınmazı satın aldığını, vekâleten satın alınmış gayrimenkulde davacının eşi ve diğer davalı …’ın vekâlet verdiği şahıs olan…nun iddia edildiği gibi avukatlık ofisinin çalışanı değil, aksine davalı …’nin köylüsü olduğunu, somut olayda aile konutu olduğu iddia edilen yerin tapu kayıtlarında hisseli arsa olarak göründüğünü, davalı …’den söz konusu gayrimenkulün teminat amaçlı alınmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak tapuyu aldığını, hacizleri ödediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2017 tarihli ve 2016/354 esas, 2017/469 karar sayılı kararı ile; davacı ile davalı …’nin 21.01.1983 tarihinde evlendikleri, davacı ile davalı …’nin dava konusu … İli, Merkez İlçesi,… Köyü, Köyiçi, 224 sayılı taşınmazda ikamet ettikleri, taşınmazın tapuda ahşap ev ve bahçesi vasfıyla kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydına göre taşınmaz malikinin diğer davalı … olup …’ın taşınmazı 02.03.2015 tarihinde satış yoluyla edindiği, Davalı …’ın nüfus kaydının ve vekâletnamesinin incelenmesinde Avukat …’ın eşi olduğu, … ile diğer davalı … arasında 30.12.2014 tarihinde vekâletname düzenlendiği, aralarındaki güven ilişkisine dayanarak, davalı …’nin borçları sebebiyle dava konusu evi devretmesi için 27.02.2015 tarihinde…na vekâlet verdiği ve dava konusu taşınmazın 02.03.2015 tarihinde satış yoluyla davalı … adına kaydedildiği, davalı …’nın taşınmazı edinme tarihi itibariyle davacı … ile davalı …’nin evliliklerinin devam ettiği, davalı …’nın eşi ve aynı zamanda söz konusu dava da vekili olan … ile diğer davalı … arasında müvekkil vekil ilişkisi olması sebebiyle davalı …’nın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesi gerektiği, taşınmazı devralan Tuba’nın , devreden davalı …’nin vekilliğini yapan avukatın eşi olması sebebiyle, yapılan devir işleminin aile konutuyla ilgili olduğunu bilmiyor olmasının mümkün olmadığı, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerinde hak sahibi olan davalı …’nin dava konusu taşınmazı devrinin eşinin rızası bulunmadığından dolayı geçersiz olduğu, davalı …’nın eşi olan …’la diğer davalı … arasında müvekkil vekil ilişkisi olması sebebiyle davalı …’nın 4721 sayılı Kanun’un 1023 üncü maddesindeki korumasından yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile taşınmazın tapusunun iptali ile davalı … adına tesciline, taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 26.02.2020 tarihli ve 2019/1934 esas, 2020/284 karar sayılı kararı ile; keşif sırasında ve bilirkişi raporlarında tapuda muhtesat olarak kayıtlı evin hangisi olduğu, dava konusu olan ve aile konutu olarak kullanılan ev ile muhtesattaki evin aynı veya farklı evler olup olmadığı konusunda bir bilgi bulunmadığı, bu haliyle verilen kararın infazı halinde tereddüt doğabileceği gibi davada taraf olmayan muhtesat sahibinin hakkının da kaybı sözkonusu olabileceği, kabule göre de; taşınmaz üzerinde sadece taraflara ait aile konutu üzerine aile konutu şerhi konulması gerekirken taşınmazın tamamının aile konutu olduğunun kabulü sonucunu doğuracak şekilde şerh konulması doğru olmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile müteveffa davalı …’nin 21.01.1983 tarihinde evlendikleri, davacı ile müteveffa davalı …’nin, dava konusu … İli, Merkez İlçesi,… Köyü, Köyiçi, 224 sayılı taşınmazda ikamet ettikleri, taşınmazın tapuda ahşap ev ve bahçesi vasfıyla kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydına göre taşınmaz malikinin diğer davalı … olup, …’ın taşınmazı 02.03.2015 tarihinde satış yoluyla edindiğinin anlaşıldığı, davalı …’ın nüfus kaydının ve vekâletnamesinin incelenmesinde Avukat …’ın eşi olduğunun görüldüğü, Av. … ile müteveffa Sabri arasında 30.12.2014 tarihinde vekâletname düzenlendiği, aralarındaki güven ilişkisine dayanarak, müteveffa…nin borçları sebebiyle, dava konusu evi devretmesi için 27.02.2015 tarihinde…na vekâlet verdiği ve dava konusu taşınmazın 02.03.2015 tarihinde satış yoluyla davalı … adına kaydedildiği, davalı …’nın taşınmazı edinme tarihi itibariyle davacı … ile müteveffa…nin evliliklerinin devam ettiği, davalı …’nın eşi ve aynı zamanda iş bu davada vekili olan … ile müteveffa Sabri arasında müvekkil- vekil ilişkisi olması sebebiyle, davalı …’nın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, aile konutunun, hak sahibi eş tarafından davalı …’ya devrinin geçerliliğinin, yasal olarak davacı eşin açık rızasına bağlı olduğu, devir işlemi bu rıza alınmadan gerçekleştirildiğine göre devralanın kazanımının ancak iyiniyetli olması halinde korunabileceği, taşınmazı devralan Tuba’nın, devreden müteveffa…nin vekilliğini yapan avukatın eşi olması sebebiyle, yapılan devir işleminin aile konutuyla ilgili olduğunu bilmiyor olmasının mümkün olmadığının kabulü gerektiği, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerinde hak sahibi olan müteveffa…nin dava konusu taşınmazı devri esnasında eşinin rızası bulunmadığından dolayı devir işleminin geçersiz olduğu, davalı …’nın eşi olan …’la müteveffa Sabri arasında müvekkil-vekil ilişkisi olması sebebiyle, davalı …’nın 4721 sayılı Kanun’un 1023 üncü maddesi korumasından yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile … İli Merkez İlçesi… Köyü 224 parselde davalı … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan ve 02.08.2021 tarihli raporda D harfi ile gösterilen taşınmazın tapusunun iptali ile davalı …’a ait … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/1263 Esas, 2018/1296 Karar sayılı mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında mirasçıları adına tesciline taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın tapuda hisseli arsa olarak gözüktüğünü, bu kayıtlara güvenin korunması gerektiğini, müvekkilinin taşınmazın aile konutu olduğunu bilebilecek durumda olmadığını, taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi de olmadığını, müvekkilinin taşınmazın borçlarını ödediğini, tapuda arsa olarak gözüken taşınmazın aile konutu olup olmadığı hususunda müvekkilinden araştırma yapılmasının beklenmesinin de hakkaniyete uygun olmayacağını, müvekkilinin kötü niyetinin de ispat edilemediğini, taşınmazın gerçek değeri ile satın alındığını, haciz borçlarının da ödendiğini, davanın reddi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı eş …’ın, dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı lehine satış işlemi tesis ettiği, yapılan yargılama ve toplanan delillerle bu işlem şırasında davacı eşin açık rızasının alındığının ispatlanamadığı, taşınmazın tarafların aile konutu olduğunun beyanlar ve bilirkişi raporu ile tespit edildiği, eşin “açık rızası” alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği, dava konusu taşınmazın, satış tarihi itibari ile davacı ile davalı …’ın aile konutu olduğundan, mahkemenin tapu iptal ve tescil davasının kabul kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, buna karşın davalılardan, davacının eşi …’ın, yargılama devam ederken 22.11.2018 tarihinde öldüğüne göre aile konutu şerhi konulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davacının aile konutu şerhi konulması talebinin reddine, sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın satış tarihi itibariyle aile konutu vasfında olup olmadığı ve taşınmazın davalı …’a yapılan satışında, davacının rızasının bulunup bulunmadığı davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı … vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.