Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1396 E. 2023/4723 K. 12.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1396
KARAR NO : 2023/4723
KARAR TARİHİ : 12.10.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1729 E., 2022/2754 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/158 E., 2021/241 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
… kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin iş bahanesi ile uzun süreler eve gelmediğini, kadın tarafından bu durum araştırılınca erkeğin başka bir kadın ile ilişkisinin olduğunun tespit edildiğini, kadının hatadan dönmesi için ikna etmeye çalıştığında erkeğin iki eşli olmak istediğini söylediğini, kadının bu durumu öğrendikten çok kısa süre sonra bu davayı açtığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca tarafların zinadan boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, her çocuk için ayrı ayrı aylık 750.00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde: kadının erkeğe saygı duymadığını, küçük düşürdüğünü, eve para getirdiğinde saygı duyulacak biri olarak gördüğünü, kadının uyguladığı baskı ve küçük düşürme nedeni ile boşluğa düşen erkeğin … isimli kadın ile tanışıp arkadaş olduğunu, bu ilişkinin başında kadına boşanmak istediğini belirttiğini, kadının ise kuma olarak kabul edeceğini ve boşanmayacağını belirttiğini, kadının …’a tehdit mesajları attığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 1.000,00TL maddî ve 1.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, zina olgusunun somut delil ile ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl davanın reddi gerektiği, birleşen dava yönünden ise davalı-davacı erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğu, bu şekilde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, çocukları ile maddî ve manevî ilgilenmediği dosya kapsamına göre sabit olup kadına yüklenecek bir kusur ispatlanamadığından birleşen davanın da reddi gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. … kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, birleşen davanın reddi gerekçesinde erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğunun sabit olduğunu, erkeğin de sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği hususunu inkar etmediğini, bu halde kararın kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın ve fer’î taleplerin reddi ve kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kadının kusurlu olduğunu, … isimli kadını bildiği halde boşanmak istemediğini, kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiğini belirterek birleşen davanın reddi ve kusur belirlemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık beyanlarında davalı-davacı erkeğin başka bir kadın ile yaşadığı beyan edilmiş olup, davalı- davacı erkek de … isimli kadınla birlikte yaşadığını ve … kadının …’ı kuma olarak kabul ettiğini beyan ettiğine göre zina nedenine dayalı asıl davanın kabulü gerektiği, alınan sosyal inceleme raporuna göre ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesi ve baba ile kişisel ilişki kurulması gerektiği, çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakalarına hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluştuğu gerekçesi ile erkeğin tüm istinaf itirazlarının reddine, istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, kadının asıl davanın reddine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeni hüküm oluşturulmasına, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kadının … isimli kadını daha önceden bilmesine rağmen boşanmak istemediğini belirttiğini, bu nedenle zina hukuki nedenine dayalı dava açma süresinin dolduğunu, erkeğin daha az kusurlu olduğunun tespiti gerektiğini, nafaka ve manevî tazminatın kaldırılması gerektiği belirtilerek kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına manevî tazminat, kadın ve çocuklar yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası,175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın gerekçesinde … kadının ev hanımı olduğu, daimi işte çalışmadığı, gelirinin olmadığı belirtilerek kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de 20.03.2019 tarihli sosyal inceleme raporunda … kadının pastanede kasiyer olarak çalıştığı belirtilmekte olup 29.12.2020 tarihli SGK sorgulamasında da kadının çalışıyor olarak göründüğü, üzerinde taşınmaz kayıtlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, kadının ekonomik ve sosyal durumuna yönelik tekrar araştırma yapılıp düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, gelirinin ne kadar olduğu, başka bir işte çalışıp çalışmadığı, sahip olduğu taşınmazının değeri ve varsa kira gelirinin kapsamlı olarak araştırılıp değerlendirilmesi sonucu kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği belirlendikten sonra kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden davalı-davacı erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.