Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1373 E. 2023/1152 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1373
KARAR NO : 2023/1152
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/3 E., 2022/377 K.
DAVA TARİHİ : 12.01.2013-03.02.2020
KARAR : Asıl dava kısmen kabul kısmen ret, birleşen dava ret

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davalarından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden, davalı erkek vekili tarafından asıl dava yönünden temyiz edilmekle; kadının açtığı birleşen dava yönünden kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Bölge Adliye Mahkemeleri, 5325 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 25 inci ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulmuş ve Adalet Bakanlığının 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kararı uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başlamışlardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar istinaf yoluna tabidir.

Dosyanın incelenmesinde; sadece kadının açtığı asıl dava yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.12.2014 tarihli ve 2014/10691 Esas, 2014/22097 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiği, yapılan bozma işleminden sonra kadının açtığı birleşen davanın işbu dava ile birleştirilmesine karar verildiği, kadının açtığı birleşen dava yönünden bir bozma kararı olmadığı, birleşen dava yönünden 20.07.2016 tarihinden sonra ilk defa nihai karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davacı kadın vekilinin temyizi üzerine dosya Dairemize gelmiş ise de kadının açtığı birleşen dava hakkında 20.07.2016 tarihinden sonra14.06.2022 tarihinde ilk defa nihai karar verildiğinden Mahkemece birleşen dava yönünden verilen karar istinaf incelemesine tabi olup Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerektiğinden, ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere kadının açtığı birleşen dava yönünden dosyanın Mahkemesine geri çevirilmesine karar vermek gerekmiştir.

Davacı kadın vekilinin ve davalı erkek vekilinin asıl dava yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkiline düğünde 10 adet 22 ayar her biri 25 gr bilezik, 2 mt uzunluğunda 22 ayar 400 gr altın zincir, 80 adet çeyrek altın takıldığını, ziynet eşyalarını davalı erkeğin evlilik birliği içinde edindiği minibüsün parasını ödemek için aldığını, minibüsün yarı parasının ziynetlerle karşılandığını, davalının minibüsten elde ettiği gelirlerle de 25411 ada 10 parsel 5 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, ayrıca müvekkilinin babasının müşterek evin ihtiyaçlarının karşılanması için destekte bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla katkı payı olarak 125.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı vekili 31.10.2019 tarihli dilekçesinde talep miktarını toplam 272,500,00 TL’ye yüksetmiştir.

2. Davacı kadın vekili bozma sonrası açtığı birleşen dava dilekçesinde; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talepli açtıkları … 27. Aile Mahkemesinin 2018/21 Esas sayılı dava dosyasında 08.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen alacağın kalan bakiye kısmı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 199.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde;, zamaanaşımın dolduğunu, davacının ev kadını olup gelirinin bulunmadığını, malların edinilmesine katkısının olmadığını, davacının ailesinin de yardımda bulunacak ekonomik gücü olmadığını, minibüsün bedelinin yarısının takılarla karşılandığı iddiasının doğru olmadığını, düğünde davacıya müvekkilin ailesi tarafından 2 adet 9 gr bilezik, davacının ailesi tarafından beş adet çeyrek altın takıldığını, düğünden sonra altınların ihtiyaçları olduğu için davacının ailesine verildiğini, müvekkilinin evlenmeden önce 1986 yılında edindiği 06 ZA 384 plakalı özel halk otobüsü olduğunu, 1988 yılında bu otobüs hattının satıldığını, 06 … plakalı ticari taksinin alındığını, 1996 yılında bu ticari taksinin 06 … plakalı minibüs hattının yarı hissesi ile takas edildiğini, bu takas sırasında bir miktar borçlanıldığını, ancak davalının elden borç alarak minibüs hattının takas dışında kalan borcunu ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı erkek vekilinin birleşen dosyadaki cevap dilekçesinde; zamaanaşımın dolduğunu, davacının ev kadını olup gelirinin bulunmadığını, malların edinilmesine katkısının bulunmadığını, davacının ailesinin de yardımda bulunacak ekonomik gücü olmadığını, minibüsün bedelinin yarısının takılarla karşılandığı iddiasının doğru olmadığını, malların müvekkilinin emeği ile alındığını, müvekkiline ait halk otobüsünün satışından ve çalıştırılmasından dolayı elde edilen gelir ve müvekkilinin babasının desteği ile alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.01.2014 tarihli ve 2011/49 Esas, 2014/49 Karar sayılı kararı ile, davacı kadına düğünde 4 adet burma bilezik, 6 adet normal bilezik ile 85 adet çeyrek altının takıldığı, bunlardan 5 normal bilezik ile 35 adet çeyrek altının ticari taksinin alımında, 4 burma bilezik ve 1 normal bilezik ile 50 adet çeyrek altının minibüsün alımında kullanıldığı; davalıya ait evlenmeden önceki halk otobüsü, davacının katkısının bulunduğu ticari taksi ve yine minibüsün yarı hissesine katkısı oranında pay sahibi olduğu ve bu katkı oranında araçların gelirinden pay almaya hakkının bulunduğu, hak ve nesafet ilkelerinin bunu gerektirdiği, buna göre en son davalı adına kayıtlı bulunan fakat mal rejiminin sona ermesinden sonra satılan ticari araç ve buradan elde edilen gelirin davalı adına edinilen ve yine mal rejiminin sona ermesinden sonra satılan taşınmaza yansıması suretiyle davacının 30.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda yazılı olduğu üzere 47.037,57 TL katkısının olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 47.037,57 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.12.2014 tarihli ve 2014/10691 Esas, 2014/22097 Karar sayılı ilamı ile, davanın 25411 ada 10 parsel 5 nolu bağımsız bölüm ve minibüs hattı yönünden katkı payı alacağı, araç yönünden katılma alacağı isteminde ilişkin olduğu; Mahkemece gerek 18.11.1994 tarihinde alınan ticari taksinin, gerekse bu ticari taksinin de satışından gelen gelirinin kullanılarak 11.10.1996 tarihinde alındığı anlaşılan Magırus marka 1996 model hatlı minibüsün alımında davacının ziynetlerinin satışı ile katkıda bulunduğunun kabulünde isabetsizlik olmadığı, davacının ziynetler dışında herhangi bir geliri bulunmadığına göre ticari taksi açısından başka katkısından söz edilemeyeceği, ancak bu ticari taksinin işletilmesi ile elde edilen gelirlerde davacının da payı olduğunun kabulü gerektiği; hatlı minibüsün satışı ile mesken alındığına dair bir iddia olmadığı, hatlı minibüsün sadece 1996 model olan aracının 2005 yılında yenilendiği, meskenin alımında davacının katkısının minibüsten elde edilen gelirler olarak açıklandığı, katkı payı alacağında bu hususların dikkate alınması gerektiği; Mahkemenin gerek ziynetlerin satışından gerekse ticari taksi ve minibüsün çalıştırılması ile elde edilen gelirlerden hareketle hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar etmesinin doğru olmadığı, bilirkişinin yaptığı hesaplamalarda özellikle oransal tespitlerde ve matematiksel işlemlerde hatalar yapıldığı, bilirkişi hesabının başında ticari taksinin gelirinin iki yıllık dönem için 207,00 TL olarak belirlenmesi sonrası, % 7,7 katkı oranı ile çarpılması sonucu davacının geliri olarak bulunan miktarın 15.939,00 TL olması gerekirken 159.390,00 TL olarak bulunarak diğer hesaplamaların bu hata üzerine inşa edilmesinin gerek katkı oranları gerekse katkı payı alacağı miktarında büyük hatalara neden olduğu; meskene katkının minibüsün çalıştırılması ile elde edilen gelirlerle yapıldığı iddia ve ispat edildiğine göre, Mahkemece, bilirkişi raporundaki bir takım hesaplamalar dikkate alınmaksızın, her iki taraf için minibüsün çalıştırılması ile elde edilen gelirler, ayrıca, davalının şoförlük yaparak elde ettiği gelir birlikte düşünülerek Türk Kanunu Medenisi’nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi gözetilmek suretiyle tarafların tasarruf edebilecekleri miktar ve neticede davacının katkı payı oranının bulunması, bu oranın meskenin bilirkişi raporu ile belirlenen dava tarihindeki piyasa rayiç değeri 98.000,00 TL ile çarpılarak davacının katkı payı alacağının belirlenmesi, bu belirlemede gerekirse hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerinin de dikkate alınması gerektiği; davacının mesken dışında 1996 yılında edinilen Magırus marka 1994 model hatlı minibüsün 1/2 payına ilişkin de talepte bulunduğu, bu minibüsün 2005 yılında banka kredisi de kullanılarak Otokar marka 2005 model araçla yenilendiği, bu hatlı minibüsle ilgili davalı adına yarı payın da 21.10.2010 tarihinde mal rejimi sona erdikten sonra davalı tarafından oğlu Mesut Kızmaz adına devredildiği, dolayısı ile davacı lehine gerek hattın 1/2 payı ile ilgili katkı payı alacağı gerekse 2005 model minibüs bakımından katılma alacağı hesabı yapılması, bu hesap yapılırken katkı payı ile ilgili 1996 yılında alınan minibüs ve hat bakımından tarafların ticari taksi ve minibüs işletilmesi, ayrıca davalının başka minibüste çalışarak elde ettiği gelirlerinin, davacının ziynetlerle (gerek ticari taksi gerekse minibüsü yapılan) kısmen katkısının, davalının ise satılarak minibüs alımında kullanılan ticari taksinin edinilmesinde evlenme öncesi sahibi iken sattığı kişisel malı niteliğindeki hatlı halk otobüsünden gelen gelirinin birlikte dikkate alınarak davacı lehine bulunacak katkı oranının, hattın 1/2 payının dava tarihi itibarıyla tespit edilecek piyasa rayiç değeri ile çarpılması, davacı lehine bu şekilde hatta ilişkin katkı payı alacağının belirlenmesi gerektiği; Magırus marka minibüsün banka kredisi de kullanılarak 2005 yılında Otokar marka minibüsle yenilenmesi sebebiyle yenilenen otokar minibüsle ilgili olarak bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarih itibarıyla piyasa sürüm değeri belirlenmesi taraflar lehine dosya arasına getirtilecek banka kredisi ile ilgili belgeler de dikkate alınması, denkleştirme hükümleri de gözetilerek artık değer ve sonrasında davacı lehine katılma alacağı hesaplanması gerektiği, araç ve hat açısından davacı tarafça dava konusu yapıldıkları halde bu hususla ilgili değerlendirme, hesaplama yapılmaması ve hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 03.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu 25411 ada 10 parsel 5 nolu bağımsız bölüm ve 11.10.1996 tarihinde hattı ile alınan 1994 marka Magırus marka minibüse ait 1/2 paylı 06 … plakalı araca ilişkin davacının yaptığı katkının oranının % 20 olarak tespitinin dosya içeriğine ve hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerine uygun olduğu, Mahkeme % 20 oranının dava konusu ihtilafa tatbikine karar verildiği takdirde; davacının davalıdan dava konusu 25411 ada 10 parsel 5 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak 19.600,00 TL ve 11.10.1996 tarihinde hattı ile alınan 1994 model Magırıs marka minibüse ait 1/2 paylı 06 … plakalı araca ilişkin olarak da 111.000,00 TL olmak üzere toplamda 130.600,00 TL tutarında katkı payı alacağının mevcut olduğu, dava konusu 2005 model Otokar marka aracın 1/2 hissesine ilişkin olarak 20.000,00 TL katılma alacağının mevcut olduğu belirtildiği; bilirkişinin hesaplama tekniği ve gerekçesinin Mahkemece benimsenerek tarafların sosyal ve ekonomik durumları, dosya kapsamı, Yargıtay uygulamaları da nazara alınarak davacının katkısının % 20 olduğu kabul edilerek bilirkişi raporu doğrultusunda karar vermek gerektiği, davacının talep edebileceği miktar, yapılan ıslah miktarı nazara alınarak birleşen dosyada talep edilen kadar alacak hakkı mevcut olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüyle 25411 ada 10 parsel 5 nolu bağımsız bölüm yönünden taleple bağlılık ilkesi gereğince 15,000,00 TL, otobüs hattı ile alınan 1994 model Magırus marka minibüs yönünden 111,000,00 TL katkı payı alacağının 12.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2005 model Otokar marka araca ilişkin 20,000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunun bozmaya uygun olmadığını, bozma ilamında belirtilen tespit ve incelemelerde esas alınması gereken işlemlerin yapılmadan rapor alındığını, raporlar arasında çelişki olduğunu, itirazlarının değerlendirilmediğini belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, bozma ilamında açıkça müvekkiline ait halk otobüsünün satışından ve çalıştırılmasından dolayı elde edilen gelirin davaya konu hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen bu hususun göz ardı edildiğini, davacının katkısını kabul etmemekle birlikte bozma ilamında belirtilen ilke ve hesapla neticesinde binde iki-üç bandında olabileceğini, hakkaniyete aykırı fazla katkı payı oranının belirlendiğini, ticari taksinin çalıştırılması nedeniyle elde edilen gelir üzerinden yapılan hesaplamanın matematiksel olarak hatalı olmasına rağmen bu hususun göz ardı edildiğini, davacının sunduğu 08.04.2011 tarihli dilekçede taşınmaza katkısının olmadığını kabul ettiği halde, taşınmaza yönelik katkı payının belirlenmesinin hatalı olduğunu, Otokar marka minibüsün alınmasında kullanılan kredinin hesaplamada dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, Otokar marka minibüsün hesap tarihindeki değil, dava tarihindeki değerinin dikkate alınması gerektiğini, Otokar marka aracın hesabı yapılırken Magirus marka aracın değerinin mahsup edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davacının anne ve babasının beyanlarına göre hazırlandığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, müvekkilinin tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, altınların miktarının net olarak belirlenmeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacının altınlarının kullanılmadığını belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ispat, katkı payı oranı, alacak miktarı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 743 sayılı Kanun 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri, 646 ncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 26 ıncı maddesi, 176 ıncı maddesi ve devamı, 190 ıncı maddesi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme
1. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli müktesep hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.

2. Ne var ki; Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında, mesken yönünden her iki tarafın minibüsün çalıştırılması ile elde ettiği gelir ile davalının ayrıca şoförlük yaparak elde ettiği gelirin dikkate alınarak katkı oranının belirlenmesi gerektiği belirtildiği halde, tarafların minibüsün çalıştırılması ile elde edebileceği gelir ve davalının şoförlük yaparak elde edebileceği gelirlere ilişkin araştırma ve inceleme yapılmadığı; 1996 yılında edinilen hat ve araç yönünden ise, her iki tarafın ticari taksi ve çalıştırılması ile elde ettiği gelir, davalının ayrıca şoförlük yaparak elde ettiği gelir, davacının ticari taksinin alınmasında kullanılan ziynet eşyaları ve hattın alınmasında kullanılan ziynet eşyaları ile davalının evlenmeden önceki sahip olduğu hattın satışından elde edilen gelirin dikkate alınarak katkı payı oranının belirlenmesi gerektiği belirtildiği halde, tarafların ticari taksinin çalıştırılması ile elde ettiği gelir, davalının şoförlük yaparak elde ettiği gelir ile davalının evlenmeden önceki sahip olduğu hattın satışından elde edilen gelire ilişkin araştırma ve inceleme yapılmadığı; 2005 yılında yenilenen minibüs yönünden de, denkleştirme hükümleri gözetilerek artık değerin belirlenmesi gerektiği belirtildiği halde, devredilen önceki aracın değeri afaki verilere göre belirlenerek erkek lehine denkleştirme yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.12.2014 tarihli bozma ilamında belirtildiği şekilde, araştırma ve inceleme yapılarak hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirme ilkeleri de dikkate alınarak katkı payı oranın belirlenmesi ve alacakların hesaplanması gerekirken, bozma gereği araştırma ve incelemeler yapılmadan doğrudan hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirmesi ilkelerine göre belirlenen katkı payı oranına göre alacağın belirlenerek karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Kadının Açtığı Birleşen Dava Yönünden
Kadının açtığı birleşen dava yönünden istinaf incelemesi yapılması için ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVİRİLMESİNE,

B. Kadının Açtığı Asıl Dava Yönünden
Temyiz olunan Mahkeme kararının asıl dava yönünden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre, taraf vekillerinin asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.