YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1345
KARAR NO : 2023/4455
KARAR TARİHİ : 04.10.2023
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/545 E., 2022/2485 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/475 E., 2021/699 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, alkol kullandığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, Aksaray 2. Aile Mahkemesi’nin 2016/331 Esas sayılı dosyası ile erkek aleyhine boşanma davası açtığını ancak feragat ettiğini, ancak erkeğin kusurlu davranışlarına devam ettiğini, tehdit ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, erkeğin dayanılan bu vakıaları fiili birliktelik süresi içerisinde sürekli olarak tekrar ettiğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ortak konutu terk ettiğini, baskıcı olduğunu, dava dilekçesinde dayanılan vakıalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiğini ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini iddia ederek davanın reddine ve ortak çocuğun velâyetinin yargılama süresince babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, hakaret ettiği, kadını ortak konutu terke zorladığı, aile düzenini bozacak şekilde alkol tükettiği, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 700,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, paranın alım günü, günün ekonomik şartları dikkate alınarak kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranı alım günü, günün ekonomik şartları, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatler, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirlemesine ilişkin verilen kararın hatalı olduğu, dava dilekçesinde dayanılan tüm vakıaların ispatlanmasına rağmen erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin hatalı olduğu, hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının da kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu bir arada değerlendirildiğinde az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu davranışının ispatlanamadığı, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların önceye dayalı olduğu ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen tazminat ve nafakaların da usul ve kanuna aykırı olduğu, ortak çocuğun velâyeti hakkındaki düzenlemenin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen güven sarsıcı davranış vakıanın ispatlanamadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ise ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğu ve davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olduğu, velâyet düzenlemesi, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının dosya kapsamına uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının az olduğu, dosya kapsamında bulunan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağına göre kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, kadın tarafından dava dilekçesinde, tazminatlara faiz işletilmesi yönünde talepte bulunulmamasına rağmen tazminatlara faiz işletilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek; her iki taraf vekilinin de istinaf taleplerinin ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, yoksulluk nafakası talebinin reddi ile yararına hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakası miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin ve davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, iştirak nafakası, tedbir nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları ile ortak çocuk yönünden yapılan velâyet düzenlemesinin isabetli olup olmadığı ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davalı erkeğe yüklenen “alkol tükettiği” vakıasının ispatlanamadığının, bu nedenle bu vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, yine de evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile yoksulluk nafakasının reddine hükmedilmişse de dosyanın yapılan incelemesinde; davacı kadın hakkında düzenlenen ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında, kadının çalışmadığı, gelirinin ve mal varlığının olmadığı belirtilmiş, davacı kadın sosyal inceleme raporunda alınan beyanında ise çalışmaya başladığını, aylık 2.800,00 TL gelirinin olduğunu beyan etmiştir. Buna rağmen davacı kadının işinin sürekli olup olmadığı, çalıştığı belirtilen kurumda kadrolu olup olmadığı ve kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelir elde edip etmediği hususlarında güncel sosyal ekonomik durum araştırması yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadın hakkında yukarıda belirtilen konularda araştırma yapılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi suretiyle gerçekleşecek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden …’ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden …’e yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.