Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1277 E. 2023/4033 K. 19.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1277
KARAR NO : 2023/4033
KARAR TARİHİ : 19.09.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1223 E., 2022/1856 K.
DAVA TARİHİ : 05.02.2018
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Batı 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/101 E., 2020/416 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava/cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının aşırı harcamalarla bütçeyi zorladığını, yersiz ve aşırı kıskanç olduğunu, müvekkilini aşağıladığını, müvekkiline sürekli hakaret ettiğini, bıçak çektiğini, tehdit ettiğini, tartıştıklarında müvekkilini eve almadığını, davalının her olayı ailesine anlattığını, davalının ailesinin sürekli evliliklerine müdahale ettiğini, çocuk doğduktan sonra davalının psikolojisinde değişimler olduğunu, psikiyatri servisine sevk edildiğini ancak davalının bu tedaviyi reddettiğini, en son ortak çocuk 35 günlük iken davalının evi terk ettiğini ve bir daha müşterek haneye gelmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin müvekkiline tevdii ile şimdilik 500,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın cevap/ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, çocuğun doğumundan geldikten sonra davacının evi satışa çıkardıklarını öğrendiğini, lohusalık döneminde eve baktırmak için insanların geldiğini ve mahremiyetinin kalmadığını, davacının kendisini kimse ile görüştürmediğini, evden çıkmasına izin vermediğini, aşırı kıskanç olduğunu, şiddet uyguladığını, çalıştırmadığını, kişisel ihtiyaçlarını karşılamadığını, kendi ailesine hakaret ettiğini ve aşağıladığını, davacının ailesinin de kendisine hakaret ettiğini, davacının porno sitelerine girerek video izlediğini, eskort sitelerine girdiği, odalarını ayırdığını, en son kendisine şiddet uygulayıp evden kovduğunu, babasının evine geldikten sonra davacının ailesinin ”kızınıza deli raporu çıkarıp oğlunu da elinden alırız” dediğini belirterek boşanma talebinin kabulüne, velâyetinin kendisine tevdiine, 100.000.00 TL maddî, 200.000.00 TL manevî tazminata, aylık 750.00 TL tedbir ve yoksulluk, 750.00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının aşırı kıskanç olması sebebiyle eşinin yaptığı ek işe gitmesini istemediği, bu hususta eşine baskı yaptığı, eşine ”senden başka erkek yok mu” diyerek aşağıladığı, davacı erkeğin de aşırı kıskanç olduğu, davacının babasının tarafların oturmaları için ev aldığı, kredi borçları ödenemeyince evin satıldığı, ev satıldıktan sonra davacının davalı eşine ”babamın evine geliyorsan gel, gelmezsen kendin bilirsin” dediği, davalının ailesinin ayrı eve kiraya çıkabileceklerini ve maddî yönden taraflara destek olabileceklerini söylemelerine rağmen davacının bunu kabul etmediği, davalı eşini bu şekilde müşterek konuttan ayrılmaya ve kendi ailesinin yanında yaşamaya zorladığı, davalı kadının babasının evine gittikten sonra davacının babasının davalıya ve ailesini arayarak ”boşanma davası açın oğlumuzu evlendireceğiz” dedikleri, davacının bu duruma sessiz kaldığı, erkeğin ağır, davalı kadının daha az kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ve çocuğun üstün yararı gereği velâyetin anneye tevdiine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 300.00 TL tedbir ve 350.00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 250.00,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, davacının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kusurlu olduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, tazminat ve nafakaların hatalı olduğunu, müvekkiline maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı ve kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı ve velâyetin anneye verilmesi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.