Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1253 E. 2023/831 K. 02.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1253
KARAR NO : 2023/831
KARAR TARİHİ : 02.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1211 E., 2022/1219 K.
DAVACI-DAVALI : … vekili Av. …
DAVALI-DAVACI : … vekili Av. …
DAVA TARİHİ : 16.12.2019 – 13.01.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabul edilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/740 E., 2022/225 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve eşya alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne, kadının ziynet ve eşya alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş; davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin agresif davrandığını, hakaret ettiğini, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, birçok kez intihar girişiminde bulunduğunu, aile mahremini çevreye anlattığını, zaman zaman eşini tartakladığını, ev için yaptığı masrafları kadının yüzüne vurarak ekonomik şiddet uyguladığını, ihtiyaçları kadının ailesinin karşılamasını beklediğini, kadını ve ailesini aşağıladığını, aileyi evden kovduğunu, güven sarsıcı davranışlar sergilediğini, ilgisiz davrandığını, tarafların 05.10.2019 günü ayrı yaşamaya başladıklarını, en son olayda kadından çalışmaya başlayarak ev kirasını ödemesini istediğini, tarafların bundan dolayı tartıştıklarını ve ayrı yattıklarını, kadının ertesi sabah ailesini ziyarete gittiğini, erkeğin aileyi arayıp “biraz orda kalsın kafasını toparlasın” dediğini, kadının eşi istemediği için eve dönmediğini, fiili ayrılıkta çocuğun masraflarına katılmadığını, 24.10.2019 günü evdeki bütün eşyaları götürdüğünü, polisin tuttuğu tutanakta evde eşya bırakılmadığının sabit olduğunu, kadının eşyaların taşındığını komşulardan öğrendiğini, düğün günü ziynetlerin bir sandığa toplanarak erkeğin ailesi tarafından götürüldüğünü, sadece takılabilecek olanların ortak hanede bulunduğunu, onların da 24.10.2019 günü erkek tarafından alındığını; ziynetlerin 22 ayar her biri 15gr gram 4 adet bilezik, 22 ayar 1 adet tuğralı kolye, 22 ayar 1 adet tuğralı küpe, 22 ayar 1 adet set (kolye, küpe, bileklik), 22 ayar 35 gram 1 adet saat arkası, 1 adet saat, 1 adet beştaş yüzük, 22 ayar bir 1 adet baget yüzük, 1 adet bebek künyesi ve 30 adet çeyrek altın olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata ve talep edilen eşyaların aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ziynet eşyasına karşılık 150,00 TL, dava dilekçesinde belirtilen kişisel eşyalara karşılık 150,00 TL ve dava dilekçesinde belirtilen çeyiz eşyalarına karşılık 150,00 TL’nin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili 15.12.2021 havale tarihli dilekçesiyle ıslah talebinde bulunmuş, eşyaların aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarına karşılık 55.781,00 TL ve kişisel eşya ve çeyiz eşyalarına karşılık 61.258,35 TL’nin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli kavga çıkardığını, hiçbir şeyden memnun olmadığını, erkeği, işini ve karakterini beğenmediğini, hakaret edip aşağıladığını, evlilikte yaşananları annesine anlattığını, annesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, eşinin kazancını küçümsediğini, erkeğin evde olmadığı bir günde yüzüğünü yatağın üstüne bırakıp evi terk ettiğini, evden tüm eşyalarını ve ziynetlerini aldığını belirterek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. Karşılıklı Boşanma Davasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, eşine “adam değilsin, adam mısın, senden koca olmaz, hayvan” şeklinde konuşarak ufak şeylerden tartışma çıkaran kadının az; intihara kalkışan, evin ihtiyaçlarını tam olarak karşılamayan ve eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır kusurlu olduğu; kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşulların oluştuğu ve çalışmayan kadının boşanmakla yoksulluğa düştüğü gerekçesi ile, her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günü saat 10.00 ile aynı gün 18.00 arasında, dini bayramların ikinci günlerinde saat 10.00 ile aynı gün 18.00 arasında, her yıl babalar günü saat 10.00 ile 18.00 arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki tesisine; çocuk için hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra aylık 350,00 TL iştirak nafakası olarak devamı ile babadan alınarak anneye verilmesine; kadın için hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile erkekten alınarak kadına verilmesine, 15.000,00 TL maddî tazminat ile 15.000,00 TL manevî tazminatın, kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte, erkekten alınarak kadına verilmesine ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B.Ziynet ve Eşya Alacağı Davasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının ziynet eşyalarından, her biri 22 ayar 15 gram olan 4 adet bilezik ve 15 adet çeyrek altının düğünde takıldığını, erkeğin bu ziynetleri alıp iade etmediğini ispatladığı, talep ettiği diğer ziynetler yönünden davasını ispatlayamadığı; kadının dava konusu edilen eşyalardan bir kısmının kendisine ait olduğunu ve erkekte kaldığını ispatladığı, talep ettiği diğer eşyalar yönünden davasını ispat edemediği gerekçesiyle; her biri 22 ayar 15 gram olan 4 adet bilezik ve 15 adet çeyrek altının erkekten alınarak kadına aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 23.250,00 TL’nin 150,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, 23.100,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 15.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine; 2 adet yorgan yastık takımının, gold … bıçak takımının, İhlas süpürge robotunun, 12 kişilik yemek takımının, 12 kişilik kahvaltı takımının, Swarovski taşlı zem zem takımının, Acar ve Tekbir marka fincan takımının, fincan yanı su bardağı takımlarının, 24 kişilik su bardağı setinin, tencere tava setinin, 6 adet gold aynalı tepsinin, lüks salon aksesuarlarının, bir adet orta sehpanın, lambaderin, salon koltuk takımının, oturma grubunun, kitaplığın, çamaşır makinesinin, bulaşık makinesinin, süpürgenin, ankastre ocağın, ankastre fırının, çay makinesinin, kahve makinesinin, tost makinesinin ve davlumbaz rustikin erkekten alınarak kadına aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 36.431,87 TL’nin 300,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, 36.131,87 TL’sinin ıslah tarihi olan 15.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin kısmen kabul edildiğini ancak kararın reddedilen talepler yönünden gerekçesinin bulunmadığını belirterek tazminat ve nafakaların miktarı ile reddedilen ziynet ve diğer eşya talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, kadının tam kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası ve tazminatlara hak kazanamayacağını, çocuğun büyümesiyle birlikte kişisel ilişkinin yetersiz kaldığını, ziynet ve çeyiz eşyası talebinin kabulünün yerinde olmadığını, kadının annesinin ifadesinin yanlı olduğunu, eşya alacağı davasının kabulünün gerekçesinin bulunmadığını, kadına ıslah için kesin süre verilmesi ve kesin sürenin sonuçlarının ihtar edilmesine karşın, süresi içinde ıslah harcını yatırmayan kadının ziynet ve çeyiz alacağı talebinin kabulünün yerinde olmadığını ileri sürerek; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, kişisel ilişki ve kadının kabul edilen ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ve kadın ile çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında ortak çocuk ve kadın lehine hükmedilen nafakaların az olduğu İlk Derece Mahkemesi Kararının diğer yönlerden usul ve esasa uygun olduğu gerekçesi ile; kadının nafakaların miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin nafakalara dair hükümlerinin kaldırılmasına, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının sair, erkeğin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçeden yoksun olduğunu, kadının tam kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası ve tazminatlara hak kazanamayacağını, çocuğun büyümesiyle birlikte kişisel ilişkinin yetersiz kaldığını, ziynet ve çeyiz eşyası talebinin kabulünün yerinde olmadığını, kadına ıslah için kesin süre verilmesi ve kesin sürenin sonuçlarının ihtar edilmesine karşın, süresi içinde ıslah talebinde bulunmayan ve ıslah harcını yatırmayan kadının ziynet ve çeyiz alacağı talebinin kabulünün yerinde olmadığını ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, kişisel ilişki ve kadının kabul edilen ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, kadına yüklenen kusurlu davranışlar kadın tarafından temyize başvurulmamak suretiyle kesinleşmekle, kadına eklenebilecek başka kusurlu davranış bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur durumuna bağlı olarak kadın eş lehine tazminatlara ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının sağlanıp sağlanmadığı, nafaka ve tazminatların miktarları baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki süresinin yeterli olup olmadığı ve kadının ziynet ve çeyiz alacağı davasının kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 220 nci, 222 nci, 226 ncı, 323 üncü maddeleri, 324 üncü maddesinin birinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta, eşine “adam değilsin, adam mısın, senden koca olmaz, hayvan” şeklinde konuşarak ufak şeylerden tartışma çıkaran kadının az; intihara kalkışan, evin ihtiyaçlarını tam olarak karşılamayan ve eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışlar kadın tarafından temyize başvurulmamak suretiyle kesinleşmiştir. Davalı-davacı erkeğe kusur olarak yüklenen eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği vakıaları dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamamıştır. Tanıklardan davacı-davalı kadının annesinin ifadesindeki erkeğin bir keresinde kadının kollarını sıkmış olduğu beyanı ne zaman gerçekleştiği belli olamayan, zamanı belirsiz bir olaya ilişkindir. Kadın, işbu davayı açmadan önce eşi hakkında uzaklaştırma tedbiri alınması için başvurduğunda, eşinin kendisine evlilik sürecinde fiziksel şiddet uygulamadığını belirtmiştir. Yine, tanık beyanlarından erkeğin düzenli işinin olduğu ve çalıştığı, birlik görevlerini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine “adam değilsin, adam mısın, senden koca olmaz, hayvan” şeklinde konuşarak ufak şeylerden tartışma çıkaran kadın ile intihara kalkışan erkeğin eşit derecede kusurlu olduklarının kabulü gerekirken erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklindeki kusur belirlemesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3.Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

4. Velâyeti anneye verilen 24.05.2019 doğumlu ortak çocuk … ile baba arasında kurulan yatısız ve kısa süreli kişisel ilişki çocuğun hali hazırda üç yaşını doldurmuş olduğu da gözetildiğinde babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun fikri ve sosyal gelişimi için de yetersizdir. Bölge Adliye Mahkemesince baba ile ortak çocuk … arasında daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması uygun görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kişisel ilişkinin süresi yönlerinden davalı-davacı erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.