Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1184 E. 2023/4850 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1184
KARAR NO : 2023/4850
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1314 E., 2022/1798 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Haymana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/63 E., 2021/4 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında daha önceki bir tarihte boşanma davası görüldüğünü ve bu davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddi kararının kesinleşmesinin üzeriden 3 yılı … bir süre geçtiğini, tarafların bir araya gelmediğini ve ortak hayat kuramadıklarını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ortak çocuk ile hiç ilgilenmediğini, maddî-manevî destek sağlamadığını, erkeğin kadından fiilen ayrılıp ayrı evde yaşamaya başladıktan sonra …. İsimli bir kadınla 3-4 ay beraber yaşadığını, bu kadından ayrıldıktan sonra ise Hollanda vatandaşı olan …. İsimli bir kadınla yaklaşık 10 yıldır yaşadıklarını, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek davanın reddine, boşanmaya karar verilecek olur ise kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkek tarafından 07.03.2008 tarihinde davalı kadın aleyhine Haymana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nde boşanma davası açıldığı, Haymana Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/1 Esas, 2014/132 Karar sayılı boşanma davasının ileri sürülen iddiaların davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle reddedildiği, kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin onama kararı ile 16.04.2015 tarihinde kesinleştiği, karar kesinleştikten sonra tarafların ortak hayatı yeniden kuramadığı, erkeğin ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıllık süre geçtikten sonra 20.04.2018 tarihinde dava açtığı, fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilebilmesi şartlarının gerçekleştiği, erkeğin başka bir kadınla çektirdiği fotoğraflar ile tanık ….’nin beyanları dikkate alındığında erkeğin evli olmasına rağmen başka bir kadın ile karı-koca hayatı yaşadığı, kadını bir başka kadın ile aldattığı ve evlilik birliğinin üzerine yüklediği sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun anne yanında kalıyor oluşu ve ihtiyaçlarının anne tarafından karşılandığı hususları nazara alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, babası ile arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir, 700,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının süresinde delil sunmadığını, tanık deliline dayanmadığını, soyut tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğunu, erkeğin ekonomik durumunun iyi olmadığını, bunun yanında kadının Burdur’da 3 katlı binası olduğunu, Hollanda devletinden aylık 980 Euro sosyal yardım aldığını, erkeğin de her ay kadına 656,63 Euro nafaka ödediğini, böylece mükerrer nafaka ödenmesi ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesi ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci ve 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen …, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.