Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2023/1169 E. 2023/1972 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/1169
KARAR NO : 2023/1972
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2893 E., 2022/2558 K.
DAVALILAR : 1-… 2-Erzincan Nüfus Müdürlüğü
DAVA TARİHİ : 24.01.2022
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Anamur 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/30 E., 2022/298 K.

Taraflar arasındaki davacı tarafından açılan çocuğun velâyet sahibi annenin yeniden evlenerek aldığı soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; boşandıktan sonra davacının oğlu ile birlikte yaşadığını, tüm eğitim, sağlık, bakım ve diğer gündelik işleriyle ve bunlarla ilgili masraflarıyla annesi …’nin ilgilendiğini, bu süreç dahilinde babası …’un babalık vazifesini ve bu durumdan kaynaklanan sorumluluklarını gerek maddî gerekse manevî olarak yerine getirmediğini, bu nedenle … babasını hiç tanımadığını ve uzun süredir görüşmediğini, babasının ve akrabalarının …’un da oğluyla görüşmek için her hangi bir talebinin olmadığını, bu da çocuğun biyolojik baba ile hiçbir manevî ve psikolojik bağ kuramaması sonucunu doğurduğunu, çocuğun babası ve babasının ailesi ile aidiyet hissi oluşmadığını, … …’nin kendisine bir baba şefkati ile yaklaştığını, tüm bakım ve giderleri ile öz baba gibi ilgilendiğini, …’ın … …’yi babası olarak kabullendiği, biyolojik babasından görmediği ilgi ve şefkati … …’den gördüğünu, zamanla annesine … soyadını kullanmak istemediğini belirterek durumu sorgulamaya başladığını, mevcut durumdan rahatsızlık duymaya başladığını, gündelik hayatında ve arkadaş çevresinde babası olarak tanıttığı … … ile kendisinin soyadının farklı olması nedeniyle devamlı olarak arkadaş çevresine açıklama yapma gereği hissettiğini, hatta okulunda girdiği sınavlarda soyadını … olarak yazdığını iddia ederek davasının kabulü ile çocuk …’un soyadının, … olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan, tamamen soyut iddialardan ibaret davanın reddi gerektiğini, devamlı suretle para istemekte velâyet hakkını babaya karşı silah olarak kullandığını, yurt dışında mühendis olarak çalıştığını sürekli ihtiyaçları için para gönderdiğini ve boşanma ile ev ve değişik gayrimenkuller bıraktığını, davalının her yurt dışından gelişinde davacı anne çeşitli bahanelerle koruma kararı alarak davalı babanın çocuğu ile görüşmesinin önüne geçtiğini, bir çok kez çocuğu ile görüşmek için yurt dışından Türkiye’ ye geldiğini her seferinde davacının tehditleri ile karşılaştığı ve çocuğunu göstermediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan sosyal inceleme raporunun sadece davacı taraf ve müşterek çocuğun beyanları doğrultusunda rapor tanzim edildiğini, ancak davalı baba ile yapılan görüşmeler sonucunda ortak çocuğun davalı baba ile görüştüğüne dair fotoğrafların rapora eklendiği, çocuğun gelişimi açısından biyolojik babanın soyadını kullanmasının daha uygun olacağının bildirildiği, davalı babanın, oğlu … ile irtibatını kesmediği, görüşmeye devam ettiği, babalık görevlerini yerine getirmeye çalıştığı taraf beyanları ve alınan raporlar ile sabit olduğu, müşterek çocuğun davacı anne tarafından yönlendirildiği, dosyamıza kazandırılan ek sosyal inceleme raporu ile de çocuğun soyadının değiştirilmesi için üstün yararının bulunmadığı kaldı ki Türk Hukuk sisteminde evlilik birliği içinde doğan çocuğun, babasının soyadını alabileceği veya içtihatlarla gerçekleşen duruma göre boşanma sonucu velâyeti kendisine verilen annenin bekarlık soyadının çocuğun üstün yararının bulunması halinde alabileceği, bu konuda başkaca bir yasal düzenlemenin bulunmadığı gibi öte yandan çocuğun üstün menfaatinin her zaman ortadan kalkacak ve zedelenebilecek durumda olduğu, davacı kadının, evlilik ile kazandığı kişisel durumunun her zaman değişebilecek durumda olduğu da dikkate alındığında; zamana ve şarta göre bu yönde talepte bulunarak velâyet hakkına dayanılarak velâyet altına bulunan küçüğe oluşan bu duruma göre yeni soy isim verilmesi isteminin somut olayda olduğu gibi kadının yeniden evlenme ile kazandığı soy adının velâyet altında bulunan küçüğe verilmesi isteminde, küçüğün üstün yararının mevcut bu duruma göre korunamayacağı ve değişkenlik göstereceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; soy isim değişikliğinde davaya konu küçüğün üstün yararına olduğunu, çocuğun da bu yönde talepte bulunduğunu, kararın Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu belirterek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde açılan davanın reddine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince verilen redde ilişkin karar ve karar gerekçesinin, toplanan tüm delillere, usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; babanın çocukla bağ kurmadığını, ilgilenmediğini, yeni eş ile davacının tüm ihtiyaçlarını giderdiğini, alınan sosyal inceleme raporunda soy isim değişikliğinin çocuğun yararına olduğunun belirtildiği, soy isim değişikliğinde davaya konu küçüğün üstün yararına olduğunu, çocuğun da bu yönde talepte bulunduğunu, kararın Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuğun velâyetinin annede olması nedeniyle yanında kaldığı annesinin ikinci evlilik soyadının kullanılmasının çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı, velâyet sahibi annenin talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi. Anayasa Mahkemesi’nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı iptal kararı.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.