YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9905
KARAR NO : 2023/605
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin müvekkilini önemsemediğini, ilgisiz olduğunu, değer vermediğini, sözel, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, aşırı baskıcı ve kavgacı olduğunu, hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eve gece geç saatlerde alkollü şekilde geldiğini, hakkında icra takipleri olduğunu, borçlandığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, son olayda müvekkilinin eve gelmeyen davalıyı aradığında sevgilisinin olduğunu, o yüzden eve gelmediğini söylediğini, bu olaydan sonra müvekkilinin evden ayrıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının lüks masraflarının olduğunu, karşılanmadığında surat astığını, küstüğünü, bu sebeple müvekkilinin borçlandığını, ailesinin sık sık ve yatılı olacak şekilde ortak eve geldiklerini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sadakatsiz olduğu, sürekli evi terk ettiğini, alkol alıp gece hayatı yaşadığını, kıskanç olduğu, onlarla vakit geçirmesini istemediğini, fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, çocuk sahibi olmaya yanaşmadığını, hakaret ettiğini, belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin, davacı kadının bilgisi dışında kullandığı cep telefonunda 4 bayanın adının kayıtlı olduğu, gece vardiyasından sabaha karşı eve dönen kadının bu telefonu o saatte uyumakta olan erkeğin yanında bulduğu, bu nedenle aralarında tartışma geçtiği, tartışma sonrası erkeğin evden ayrıldığı, bunun üzerine kadının ambulans ile müşterek haneden ayrıldığı, dönüşünde 10 gündür erkeğin eve gelmediğinden bahisle evdeki eşyalarını toplayıp kadının evden ayrıldığı, son olayda erkeğin beyanları ile ilişkisini tespit eden kadın ile tartışmaların da erkeğin bu tür ilişkileri konusunda kadın tarafın sosyal çevresindekilerin beyanları ile doğrulanarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğu sonucuna varıldığı,erkeğin ödeme gücü üzerinden borçlanması nedeniyle geçimsizlikte kusurlu olduğu, kadının çocuk edinme isteğine 3 yılı aşkın evlilik boyunca karşı çıkmasının kusurlu davranış olarak değerlendirildiği, aile bütçesine ekonomik gücü oranında katılmayan kadının kusurlu olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın lehine tedbir nafakası taktirine yer olmadığına, yoksulluk nafakası isteminin reddine, davacı-karşı davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanmakla zedeleneceği, kişilik haklarına saldırı oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkek yararına tedbir nafakası taktirine yer olmadığına, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, reddedilen tedbir-yoksulluk nafakası talepleri, maddî ve manevî tazminatın miktarı, ziynetlerin reddedilen kısmı yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, davacı-davalı yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kabul edilen ziynetler bakımından istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin alkol kullandığı, eve gelmediği ya da geç geldiği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, ödeme gücünün üzerinde borçlandığı, bu sebeple yasal takiplere uğradığı, borçlarının ödenmemesi sebebiyle evin aboneliklerinin kesileceğine dair ihbar yazılarının gelmesine sebebiyet verdiği, eşine fiziksel ve tehdit etmek suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davacı-karşı davalı kadının ise güven sarsıcı davranışlarının olduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği ve çocuk sahibi olmak istemediği İlk Derece Mahkemesince tarafların kusurlarını eksik tespit edildiği, davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu kabulünün doğru olduğu, davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının yetersiz olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesine, tedbir nafakasına, yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarına, davalı-karşı davacı erkeğin ise kusur belirlemesine ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat takdirine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının tamamen kusurlu olduğunu, sadakatsiz olduğunu, yeni deliller elde edildiğini, kadının davasının kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası, tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü ile kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, tedbir nafakası, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine (temyiz eden harca tâbi ise),
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.