YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9899
KARAR NO : 2023/535
KARAR TARİHİ : 09.02.2023
MAHKEMESİ… Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; eşinin kendisine aşağılayıcı sözler söyleyip hakaret ettiğini, büyük olaylar ve kötü kavgalar yaşadıklarını, kadının aşırı kıskanç
olduğunu, müvekkiline fiziki şiddet uyguladığını, kıyafetlerini yırttığını, evdeki eşyalara zarar verdiğini, kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına ve karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin müvekkiline fiziki, psikolojik, ekonomik ve sosyal şiddeti, sevgisiz ve saygısız, baskıcı davranışları nedeniyle evlilik birliğinin sarsıldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile nafakaya ÜFE oranında artış uygulanmasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının erkeğe hakaret içerikli sözler sarf ettiği, kıyafetine zarar verdiği, davacı-karşı davalı erkeğin kadını evde geç saatlere kadar yalnız bırakmak suretiyle ailesinin yanına gittiği, evlilik birliğinin sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın yerinde olmadığını, erkeğin aile yükümlülüklerini yerine getirmediğini, eve gelmediğini bu hususların tanık beyanları ile ispatlandığını, müvekkilini aldattığını, müvekkilinin erkek ve ailesi tarafından kısıtlandığını, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin davranışlarının tepki niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini, erkeğin eşyalarını yırttığı iddiasının ispatlanamadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadının İlk Derece Mahkemesi tarafından tespit edilen kusurlarının gerçekleştiği, kadının kusursuz olduğu yönündeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, ancak tanık ifadelerinden erkeğe, eşinin ve evinin ihtiyaçlarını yeteri kadar karşılamadığının da kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadının kusura yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; erkeğin İlk Derece Mahkemesi tarafından tespit edilen ve istinaf edilmeyerek kesinleşen kusuruna, eşinin ve evinin ihtiyaçlarını yeteri kadar karşılamaması kusurunun eklenmesine, gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de tarafların eşit kusurlu olduğuna, kusur gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesine, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğuna ve kadının yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kabulüyle lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasına, kadının diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, davacı-karşı davalı erkeğin diğer kusurları yanında müvekkilini aldattığını, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tek ve ağır kusurlu olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen boşanma davasında davalı-karşı davacı kadının kusurlu olup olmadığı, davacı-karşı davalı erkeğin başka kusurlarının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.